HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, 24 Ocak tarihinde Ankara Adliyesi’nde basın açıklaması yapmak isteyen avukatlara yapılan polis saldırısını Meclis gündemine taşıdı. Ersoy, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması için Meclis’e soru önergesi sundu
HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, “24 Ocak Tehlike Altındaki Avukatlar Günü”nde Ankara Adliyesi’nde açıklama yapmak isteyen avukatlara yönelik polis saldırısını Meclis’te gündem etti. Ersoy, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün yanıtlaması için Meclis’e soru önergesi sundu.
“24 Ocak günü, 2010 yılından bu yana uluslararası düzeyde ‘Tehlike Altındaki Avukatlar Günü’ olarak anılmakta ve her yıl, mesleklerini icra ederken baskı ve saldırılara maruz kalan bir ülkedeki avukatlara ithaf edilmektedir” diyen Ersoy, “Bu kapsamda 24 Ocak 2020 günü Ankara Sıhhiye Adliyesi’nde bir araya gelen ve Pakistanlı avukat meslektaşları ile dayanışma sergilemek isteyen avukatlar polis müdahalesi ile karşılaşmıştır” ifadelerini kullandı.
Sözlerine şöyle devam eden Ersoy, “Çok sayıda avukata, polis tarafından şiddet uygulanarak müdahale edilmiş, avukatlar tartaklanarak darp edilmiş, içlerinde yararlananlar olmuştur. Söz konusu basın açıklaması zor kullanılarak engellenmiştir” dedi.
Ersoy sözlerini “savunma hakkı ve adil yargılanma hakkına” dikkat çekerek şöyle sonlandırdı:
Ülkemizde adaletsizliğin kol gezdiği bir dönemde, avukatlara ve hukuk örgütlerine, üstelik 24 Ocak tehlike altında olan avukatlar gününde ve üstelik bir adliye mekânında gerçekleştirilen bu saldırı ve engellenme; başta yargı camiası olmak üzere kamuoyunda ciddi bir infiale yol açmış; her durumda ülkemizde yargı bağımsızlığı, savunma hakkı ve adil yargılanma hakkı bağlamında bir kez daha ciddi kaygılara vesile olmuştur.
Ersoy’un Adalet Bakanı’nın yanıtlaması için Meclis’e sunduğu soru önergesi ise şöyle:
- Bir adliye mekânında avukatlara ve hukuk örgütlerine yönelen bu saldırıya dair, Ankara Adliyesi’nin yönetiminden sorumlu olan birimlerinizin bilgisi ve dahli bulunmaktamıdır? Avukatlara yönelik şiddet içeren böylesi bir saldırının gerçekleştirilmesi, avukatların ve hukuk örgütlerinin mesleki faaliyetlerinin zor yolu ile engellenmesi konusunda ilgili birimlerinizin kolluk nezdinde emir ve talimatları söz konusu mudur?
- Eğer, Ankara Adliyesi’nin yönetiminden sorumlu olan birimlerinizin bu saldırıya ve engellemeye dair bilgisi ve dahli ile emir ve talimatları söz konusu ise; bakanlığınız tarafından sorumlular hakkında herhangi bir adli ve/veya idari soruşturma başlatılmış mıdır? Başlatılmamış ise ne ve neden beklenmektedir?
- Adliye mekanları, yalnızca iddia ve hüküm makamında yer alan yargı öznelerinin ve bakanlık personelinin faaliyet alanı mıdır? Avukatlar ve hukuk örgütleri, hele ki Barolar; bakanlığınız tarafından adliyelerde misafir olarak mı görülmektedir?
- “24 Ocak tehlike altında olan avukatlar gününde ve bir adliye mekânında, avukatların ve hukuk örgütlerinin faaliyetlerinin engellenmesi, avukatlara şiddet uygulanması; ülkemizin yargı bağımsızlığı ve adalet özleminde, bakanlığınızın yargı reformu çalışma ve hedeflerinde, nasıl bir yer tutmaktadır?
- Polis şiddetine maruz kalan avukatların o gün cübbelerine taktıkları kokartlarda yer alan “Savunmayı ve sözlü duruşmayı kaldırın, geriye engizisyon kalır” sözü, bakanlığınız tarafından da benimsenen bir görüş müdür?
- Polis şiddetine maruz kalan avukatların o gün cübbelerine taktıkları kokartlarda yer alan “Eğer savunma ve avukat susarsa,gerçekte bütün bir ülke susar” sözü, bakanlığınız tarafından da benimsenen bir görüş müdür?
- Savunmanın, avukatların ve hukuk örgütlerinin susturulmak istendiği bir ülkede, gerçekte bütün bir ülkenin susturulmak istendiği tespitini bakanlığınız da paylaşıyorsa; 24 Ocak günü Ankara Adliyesi önünde avukatlar ve hukuk örgütleri neden susturulmak istenmiştir?
Sendika.Org