Dünya Afrin’de ve İdlip’te yağmanın, göçün, şeriatın, katliamların fotoğraflarını gördü. Partisinin tezkere tutumunu savunan Kılıçdaroğlu’nun hangi fotoğrafları gördüğü, bölgede verilen “olağanüstü güzel hizmetler” diye neyi kastettiği merak konusu
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, gazetecilerle yaptığı bir toplantıda partisinin tezkere konusundaki tutumu ile ilgili olarak, Cumhuriyet’ten Mahmut Lıcalı’nın aktarımına göre şöyle konuştu:
“Tezkereye ‘evet’ dememiz doğru politikaydı. Biz, Saray hükümetinin bilmediği pek çok gerçeği biliyoruz. İdlip’te, Afrin’de sivil toplum örgütleri var ve bunların harcamalarının büyük bir kısmı AB tarafından fonlanıyor. Orada Suriye halkına olağanüstü güzel hizmetler götürüyorlar. Fotoğraflarını gördüm, bana bilgi verildi. Şimdi eğer askerlerimiz çekilseydi, bu hizmetlerin tamamı yok olacaktı.”
TSK ve AKP destekli cihatçılar tarafından ele geçirildikten sonra Afrin’de ve İdlip’te yaşananları yansıtan ve bütün dünyanın gördüğü, bildiği bazı simgesel fotoğraflar var. Kılıçdaroğlu bunların hangisini olağanüstü güzel hizmet olarak övüyor ve yok olmasından endişe duyuyor merak konusu.
AKP destekli cihatçı gruplar 18 Mart 2018’de ele geçirdikleri Afrin’e girer girmez kenti yağmalamaya başladılar. Bu anlar AFP muhabiri Bülent Kılıç tarafından görüntülendi ve fotoğraflar bütün dünyada yankı uyandırdı. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın “Görünen o ki bu olaylar yaşanmış. Bazı gruplar komutanları tarafından verilen emirlere muhtemelen uymadılar” diyerek yağma yaşandığını kabul etmek zorunda kaldı.
Cihatçılar evleri yağmaladıktan sonra kentteki heykelleri de yıktı. Yıkılanlar arasında Kürt mitolojisinde özel bir yeri olan, özgürlüğün simgesi Demirci Kawa heykeli de vardı.
Kılıçdaroğlu’nun öve öve bitiremediği hizmetleri beğenmemiş olacak 200 bini aşkın Suriyeli Afrin’den Halep kuzeyindeki Tel Rıfat’a ve ülkenin diğer bölgelerine göç etti.
Suriye laik bir devlet. YPG ya da Demokratik Suriye Güçleri kontrolündeki alanlarda da kadın haklarını güçlendiren laik bir düzen hüküm sürüyordu. TSK’nin ve AKP destekli El Kaide türevi cihatçıların girdiği bölgelerde ise şeriat kuralları uygulanıyor. Öyle ki operasyon sonrası Türkiye’den Afrin’e giren kadın muhabirler ancak örtünerek yayın yapabildi.
Şu anda TSK koruması altında bulunan İdlip’in yüzde 90’ı Türkiye’nin resmen terör örgütü olarak kabul ettiği ancak fiilen herhangi bir müdahalede bulunmadığı Heyet-i Tahrir’uş Şam (HTŞ) örgütünün kontrolünde bulunuyor.
El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi’nin ad değiştirmiş hali olan bu örgüt sokak ortasında kadınları infaz ettiği görüntülerle hafızalarda yer etti. Nusra Cephesi üyesi cihatçılar, zina ile suçladıkları bir kadını sokak ortasında infaz etmeden önce böyle görüntülenmişti. İdlip’teki TSK gözlem noktaları, ad değiştiren bu örgütün militanlarını Rusya ve Suriye’ye karşı koruyor.
Aşağıdaki görüntü de Hatay’ın hemen yanı başından, İdlip’in Cisr’uş Şuğur kasabasına bağlı İştebrak Köyü’nden. Cihatçılar Esad destekçisi olmakla suçladıkları Arap Alevilerin yaşadığı bu köyü ele geçirdikten sonra çok sayıda kişiyi esir alıp infaz etti.
27 Nisan 2015’te gerçekleşen katliam sonrasında Türkiye’de de cihatçı örgüt sempatizanları lokum dağıttı. Şu anda Çin’in Uygur bölgesinden gelen Türkistan İslam Partisi militanlarının kaldığı köy, yine bir TSK gözlem noktası ile Suriye ordusundan korunuyor.
Sendika.Org