İklim değişikliğinin etkilerinden biri de üzüm bağlarına olan etkisi. Genelde güney bölgelerinde yer alan üzüm bağları küresel ısınmayla 2050 yılına kadar yerini değiştirecek gibi görünüyor ve bu tarihten sonra İskoçya ya da Norveç’te şarap üretebilecek!
İklim değişikliği ya da küresel ısınma her geçen gün etkilerini artırarak gösteriyor. Etki sadece sıcaklık artışıyla ilgili değil. Buna bağlı olarak da buzullar eriyor, doğal felaketlerin sıklığı ve şiddeti artıyor, bir yerde kuraklık artarken diğer yerde su taşkınları çoğalıyor, okyanus ve deniz seviyelerinde sular yükseliyor ve dolayısıyla iklim sığınmacıları giderek artıyor, okyanusların asitlik derecesi artıyor, bitkiler ve hayvanlar etkilenip kayboluyor ya da yer değiştiriyor. İnsanlık kendi sonunu hazırlıyor.
Asıl sorumlu ise sanayileşmeyle doğa ve insanı acımasızca sömüren kapitalist sistem. Her şeyi metalaştıran sistem doğayı da kâr amaçlarına açarak dünyanın sonuyla ilgilenmiyor.
Kaz Dağları’nın akciğerini deliyor, insan ve hayvanın soluğunu kesiyor.
İklim değişikliğinin etkilerinden biri de üzüm bağlarına olan etkisi. Genelde güney bölgelerinde yer alan üzüm bağları küresel ısınmayla 2050 yılına kadar yerini değiştirecek gibi görünüyor ve bu tarihten sonra İskoçya ya da Norveç’te şarap üretebilecek!
11.-13. yüzyılda İngiltere’de üzüm bağları olduğu söyleniyor ama 1550-1850 yılları arasındaki küçük buzul devriyle kayboldu deniliyor. Şimdi yeniden oraya göç edecek mi üzüm?
Türkiye’de de üzüm türleri kaybolacak. Boğazkere’yi, Öküzgözü’nü, Narince’yi belki artık göremeyeceğiz. Ülkemizde üzüm daha çok kurutma ve sofralık amaçlıdır. Üzüm üretiminin ancak %2,5-3’lük bölümü şarap üretiminde kullanılmaktadır. Şaraplık üzüm üretimi ise üretimin ancak %11’i. Bağ alanları açısından dünyada dördüncü, üzüm üretimi açısından ise dünyada altıncı sıradayız. Dolayısıyla çok sayıda insanın geçim kaynağı iklim değişikliğine bağlı.
Avustralya, Çin, Yeni Zelanda’da üzüm bağlarının %80’inde 12 çeşit üzüm türü ekili durumda ki bu da üzüm türlerinin sadece %1’i. Dünya ortalaması %45. Çin’de üzüm alanlarının %75’i Cabernet Sauvignon. Çünkü bu üzüm türü uyum sağlamış.
İklim değişikliği ile 2050 yılına kadar ne gibi değişikliklerin ortaya çıkacağına ve neler yapılması gerektiğine bir göz atalım.
3000’den fazla türü olan ve 100’ü dikili olan üzüm ve bağları nasıl etkilenecek?
Sofralık, kuru üzüm olsun ya da şarap üreticisi olsun üzüm bağlarından gelir elde eden milyonlarca köylünün geleceği söz konusudur.
Asıl soru; 2050 yılında hala üzüm bağları kalacak mı değil, aynı üzümü yiyip aynı şarabı yapabilecek miyiz sorusudur. Şu anda üzüm bağları tehdit altında değil ama sıcaklık artışının etkileri görülmeye başlandı. Bu nedenle üreticilerin önlem alması ve uyum sağlaması gerekiyor.
1950-2000 yılları arasında bağ bozumu yani üzüm toplama 6-10 gün geriye gitti. Bugün kimi bölgelerde 15-20 gün önce üzüm toplanıyor. Alsas (Alsace) bölgesinde 20 gün önceye çekildi. Bordo (Bordeaux) bölgesinde ise 15 gün önce. Ağustos sonu eylül ayı başlarında üzüm toplanıyor.
1950 yılından beri üzüm bağları 80-240 kilometre arasında yer değiştirdi.
Avustralya ve Güney Afrika’da üzüm bağlarının alanının daralacağı söylenirken Romanya’da artacak. Kaliforniya’da bağlar Sierra Nevada’ya, Oregon’a ve okyanus kenarına doğru gidecek. Polonya ve Kanada Quebec’de yeni üzüm bağları görülecek.
Kimileri de üzüm bağları yerine incir, hurma dikilecek diyor.
Dünyanın en önemli 27 üzüm bölgesinde sıcaklık 1,3 derece arttı ve sıcaklığın artmasıyla da üzüme erken alaca düşüyor yani erken olgunlaşmaya başlıyor. 3 dereceye kadar artış bekleniyor.
Kimi üzüm türleri kaybolma riskini taşıyor. Renk ve salkım da değişiklik bekleniyor.
Bir diğer etki ise alkol derecesinin artması. Sıcaklık arttıkça şeker oranı da artıyor ve dolayısıyla alkol derecesi de. 30 yıldan bu yana alkol derecesi 0,5-1 derece arttı. Alkol derecesinin artması kırmızı şarap için uygun olsa da beyaz ve roze şaraplar uygun olmayabilir. Kaliforniya bölgesinde şarapların alkol derecesi 16 dereceye kadar çıktı.
Dolayısıyla üreticinin şarap niteliği ve şarabın ismi de etkilenecek ve üretici gelir kaybına uğrayacak.
Kuraklık, sıcaklık yeni hastalık ve böceklerinde ortaya çıkması demektir. Bu konuda da önlem almak gerekecek.
İklim değişikliğiyle ilkbaharda don riski de artıyor ki bu da verimi etkileyecek. Kışlar hafif geçtiğinden erken çiçek açması, erken yaprak açması sonrası don riskinin de tehlikelerini artırıyor. Kuşkusuz bu sadece üzümler için geçerli değil ve tüm meyve ağaçlarını ve sebzeleri de etkiliyor.
Bu konuda bölgeye ve üzüm türüne göre önlem alınması gerekiyor. Buna bağlı olarak da üretimde değişiklik. Ayrıca bu konuda araştırmalarında sürdürülmesinde yarar var. Konu sadece şarap yapımı değil üzüm türüyle ilgili. Kuru üzüm ve üzümden elde edilen diğer alt ürünlerde söz konusu.
İklim değişikliği üzüm bölgelerini etkilemeye başladıktan sonra uzmanlar bir araya gelip ne yapılması konusunda toplantılar, konferanslar düzenliyor. Şu an üzüm bağları tehlike altında değil ve bugün yarın kaybolacak ya da yer değiştirecek diye büyük bir kaygı yok. Ancak şimdiden önlem alınması ve üzümün uyum sağlaması gerekiyor.
İlk yapılacak iş ise var olan üzüm türlerinin sıcaklığa uyum sağlamasını sağlamak ve ikinci olarak da sıcaklığa dayanıklı yeni üzüm türleri bulmak ve dikmek. Bu konuda aşılarla ve genetik değişikliklerle yeni türler arama çabası sürdürülüyor. Yeni üzüm türlerinin 20 ila 40 yıl içinde ortaya çıkması bekleniyor.
Bir diğer önlem ise üzüm bağlarını sulamak, özellikle damlama sulamaya geçmek. Tabii bu da su kıtlığıyla ilgili. Bölgede sıcaklığın yükselmesi su miktarına da etki edeceğinden su nasıl bulunacak ya da su miktarı da azalacak mı sorusu akıllara geliyor.
Üzüm bağlarında toprağın farklı işlenmesi de söz konusu. Yabancı otlar temizlenmeyecek ve gerekirse üzüm bağı çevresi ağaçlandırılacak. Gölgeleme söz konusu. Gübreleme farklı olabilecek.
Üzüm sıraları arasında mantar yetiştirilmesi (üzüme mineral tuz sağlayacak) ve sıralar arasına kompost yayılması öneriliyor.
Üzümün gündüz değil gece toplanması öneriliyor.
Önceden üzüm yaprakları fazla güneş alsın diye toplanır ya da sıklığı azaltılırken şimdi yaprak toplanmasın deniliyor.
Sıcaklıktan korunması için asmaların toprağa yakın olması öneriliyor, yani çit boyunun azaltılması söz konusu. Budama ise 30-40 santimetrede kalırken şimdi 15 santimetreye indiriliyor.
Şarap üretiminde değişikliğe gidilmesi bir başka önlem. Levürde değişiklik, alkol azaltma teknikleri söz konusu.
Üzüm bağları üzerinin fileyle örtülmesi ya da sıcaklığı azaltmak için üzerine güneş santrali kurulmalı(Fransa orta-pireneler bölgesinde 300.000 panolu santral var) gibi önerilerde var.
Üretimden sonra da ambalaj, nakliye, depolama konusunda da gerekli önlemlerin alınması gerekiyor. Örneğin şarabın saklandığı mahzenlerde ısının değiştirilmesi gerekli olabilir.
Ayrıca mevzuatında değişmesi gerekiyor. Şarap için belirli bölgelerin köken itibariyle aldıkları ve denetlenen markaları ve türleri var.
Alkol derecesinin artması nedeniyle mevzuat gibi fiyat ve vergilerde değişebilir. Son olarak da tüketici yeni üzüm türlerine ve yeni tatlara alışmak zorunda.
İklim değişikliğinin üzüme yapacağı etki diğer meyveler ve sebzeler içinde söz konusudur ve bu konuda araştırma yapılarak gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.
Bu önlemlerden belki de en önemlisi bir an önce iklim değişikliğine yol açan sömürü sistemini değiştirerek sıcaklığın artmasını mümkün olduğu kadar geciktirmektir.
Kaynaklar:
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.