Bir ay içinde 6 film tamamlama rekoru ile adeta seri üretim halinde filmler yapan, sinemacıdan çok bir işbitirici bir işadamı gibidir. Yücel Uçanoğlu ve Bilge Olgaç’ın ilk yönetmenliklerindeki filmlerin yapımcısıdır. Bir dönemin ünlü sinema oyuncuları Öztürk Serengil, Sevinç Pekin ve Gülsüm Kamu’ya sinemadaki ilk rollerini Kazankaya filmlerinde oynarlar
Sinemadaki ilginç karakterlerle ilgilendiğimi bilen yayıncı bir dostum bana Hasan Kazankaya’nın bir kitabını verdi. O bahsedinceye kadar Hasan Kazankaya’yı bilmiyordum.
Halbuki Hasan Kazankaya başta sinema olmak üzere birçok alanda iz bırakan bir ‘hayal fabrikatörü’[1] imiş.
Hasan Kazankaya ömrünün 25 yılını Hilton Hoteli’nin 604 numaralı odasında geçirdi. İstanbul Cihangir’deki Ülker sokağında 3 apartman dairesi ona aitti. Birisinin kapısında Kazankaya Turizm Ticaret A.Ş.; ikinci dairesinin kapısında Kazankaya Filmcilik; üçüncü dairenin tabelasında ise ‘Kazankaya Yayıncılık’ yazıyordu.
Hasan Kazankaya’nın 24 filmde yapımcı (Kazankaya Film), 4 filmde senaryo yazarı ve 16 filmde de yönetmen olarak imzası var.
Kazankaya, Peralı güzel kız Mendy’e aşıktır ve o aşkın romanını yazar. İlk ve tek romanı 1956 yılında basılır. Sonra da bu romanın ‘Lejyonun Dönüşü’ ismiyle filmini yapar.
Orhan Murat Arıburnu’nun yönetmen olduğu Fikret Hakan ve Belgin Doruk’un başrol oynadığı 1957 yapımı ‘Lejyonun Dönüşü’ filmiyle sinema sektörüne yapımcı olarak girer. Daha sonra ‘Karanlıkta Uyananlar’ gibi önemli filmleriyle tanıyacağımız Ertem Göreç bu filmde yardımcı yönetmendir.
Hasan Kazankaya sadece 1965-1966 yıllarında Yılmaz Güney’in başrol oynadığı aşağıdaki 7 filmin yönetmeni ve yapımcısıdır. Krallar Kralı (1965), Davudo (1965), Haracıma Dokunma (1965), Sayılı Kabadayılar (1965), Tehlikeli Adam (1965), At Avrat Silah (1966) Üçünüzü de Mıhlarım (1965) .
Tehlikeli Adam filmini izlemek için buraya tıklayınız (https://vimeo.com/359753678/aa495b1049)
Bir ay içinde 6 film tamamlama rekoru ile adeta seri üretim halinde filmler yapan, sinemacıdan çok bir işbitirici bir iş adamı gibidir.
Yücel Uçanoğlu ve Bilge Olgaç’ın ilk yönetmenliklerindeki filmlerin yapımcısıdır. Bir dönemin ünlü sinema oyuncuları Öztürk Serengil, Sevinç Pekin ve Gülsüm Kamu’ya sinemadaki ilk rollerini Kazankaya filmlerinde oynarlar.[2]
1950’li yıllardan itibaren gece hayatına damgasını vurmuş bir mekan işletmecisidir.
Kahvehane ruhsatıyla Nişantaşı’nda ilk barını açtı.
Harbiye’de ‘Çadır’; Osmanbey’de ‘Whisky a Go Go’, ‘Gold Finger’, ‘Horozlar Öterken’, ‘Harlem’; Maslak’ta ‘Gümüşkapı’, Etiler’de ‘Kayıkhane’, Yeniköy’de ‘Osmanlı’ gibi birçok mekanı işletti.
‘Golden Key’ isimli işletme de özel altın anahtarı olanların girebildiği özel bir sosyete mekanı idi. Whisky Go Go kulübünde ilk defa dansçı kızları sahneye çıkardı. Seyyal Taner bu kızlardan birisi idi.
Hurdaya çıkarılan Erenköy ve Hisarkaya gemileri satın alıp ilk özel eğlence gemisi olarak düzenledi. Gemilerinin Türk karasularında ve uluslararası denizlerde serbestçe dolaşabilmesi için TBMM’den özel karar çıkarttı. Dev çadır uygulamasını ilk o başlattı. 1969 yılında İstinye ve Fenerbahçe’de kurduğu 2500 kişilik ‘Kırmızı Çadır’la salon sorununu çözmüştü.
Taksim Gezi Parkı’nın Sheraton Hotel tarafını bir gecede kazıp, Anıtlar Kurulu’ndan Fatih döneminden kalma tarihi eser belgesi alır ve Tahtasaray adı ile 4 yıl süresince gece kulübü olarak işletir. Bu olay bile onun işbitiriciliğini, rüşvet gibi araçları iyi kullanan devlet mekanizmasının dişlilerini iyi tanıdığını gösteriyor. Emlak komisyonculuğu, müteahhitlik de yaptığı işler arasındadır.
Dinç Bilgin, Nail Keçili, Erdoğan Demirören’e binalar yaptı. Erdoğan Demirören’in Anadoluhisarı’ndaki yalısının önünde denize kazıklar çakarak Boğaz’dan 100 metreyi yalıya katar. Erol Simavi’nin Kanlıca’daki yalısını Boğaz’a doğru genişletir.
Yakın arkadaşlarından Orhan Boran, ‘Leyleğin Ömrü’ isimli kitabında Hasan Kazankaya’yı oldukça iyi özetler:
Hasan Kazankaya’nın yakın arkadaşları onun renkli yaşamını anımsayacaklardır. Ben tanıdığımda Beykoz kulübünde futbolcuydu. Sonra bir spor gazetesi çıkardı. Derken emlak komisyonculuğu yaptı. Sonra yüksek bütçeli filmlerle prodüktör oldu. Peşinden gece kulüpleri işletti. İki yaz mevsimi bir süre büyük gazino patronuydu. Üç yıldır sesi sedası çıkmıyor. Günlerden bir gün akla gelmeyecek bir alanda girişimlerine tanık olursa şaşmamak gerek. Tuttuğunu koparan, aklına koyduğun beceren bir arkadaşımızdır ama; sıkıldığından mıdır nedir, iş yaşamında daldan dala huy edinmişti. Whisky Go Go’yu iki kış işletti Büyük başarı kazandı, durup dururken bırakıverdi, başkalarına devretti.
Gerçekten de Hasan Kazankaya, Orhan Boran’ın dediği gibi, akla gelmeyecek bir işe girişir ve 1986 yılında yayıncılıkla ilgili ilginç bir maceraya girer. Tam 4 yıl kapanarak bir kitap yazar.
Kitap, İstanbul’un fethi üzerinedir.
Bir gecede 72 parça geminin Tophane üzerinden Haliç’e indirilmesi aklına hiç yatmamıştır.
“Ben gerçekte bu konunun esası olan ‘72 parçalık Türk donanmasının bir gecede Haliç’e indirildiğine katiyyen inanmıyorum’ bu kitaba esasen ‘bu olayın olamayacağını, 72 geminin bir gecede Haliç’e indirilemeyeceğini’ anlatmak ve ispatlamak için başladım” diye yazar kitabında.
Atina, Roma, Londra ve Paris’e giderek İstanbulun Fethi üzerine yazılmış kitaplar, mikro filmlerle Kazankaya Yayıncılık tabelalı ofisine döner. Latince, Fransızca, İngilizce, Almanca, Arapça bilen 5 çevirmen ve 2 daktilo kızla 4 yıllık bir inzivaya çekilir. Toplumsal Dönüşüm yayınları tarafından 752 sayfa olarak kısaltılmış halini okudum.[3] İstanbul’un Fethi’nin bilmediğim birçok ayrıntısını bu kitaptan öğrendim.
Kitabın girişinde yer alan ‘Faydalandığım Eserler’ sayfasında 37 adet Batı kaynaklı eser, 66 adet Türk kaynaklı eseri listelemiş. Onlarca plan, fotoğraf, çizimle kitabını desteklemiş.
Örneğin İstanbul’un Fethi’nde çok önemli rol alan Sadrazam Çandarlı Halil Paşa fetih sonrasında neden asıldı, sorusunun yanıtı kitapta ayrıntılı şekilde verilir.
Haliç’e inen gemilerin doğrudan İstanbul’un alınmasında rol almadıkları, Macar top ustasının döktüğü 4 adet topun tam ölçüleri, Edirne’den İstanbul’a getirilişi, Venedik ve Cenevizlilerin savaşın her iki tarafı ile de ticaret yaptığı, Haliç’e indirilen gemilerin ölçüleri ve özellikleri ve başkaca ayrıntılar kitapta yer alıyor.
Acaba gerçekten Fatih Sultan Mehmet, donanmasını en kısa yol olan “Tophane, Kumbaracı Yokuşu, Asmalı Mescit, Tepebaşı , Kasımpaşa” güzergahından mı Haliç’e indirdi?
2000 sayfalık ‘İstanbulun Fethinin İç Yüzü’ kitabını kendi olanakları ile 1990 yılında yayınlanır. Ancak beklediği ilgiyi göremez ve ekonomik olarak belini doğrultamaz. Karakaya 1999 yılında 69 yaşında deposunda binlerce kitapla ve onlarca filmle, insanların anılarında kalan eğlence mekanlarını geride bırakarak bu dünyadan ayrılır.
[1] Ümit Bayazoğlu, ‘uzun ince yolcular’ kitabında Hasan Kazankaya’ya hayal fabrikatörü diye tanıtmış.
[2] Tunç Okan ile 2 Temmuz 2019 tarihinde yaptığım söyleşide Hasan Kazankaya’yı sordum. ‘Sinema üretimine birçok yenilik getiren birisiydi’ diyerek kendisinden saygı ile söz etti.
[3] iddiaya göre Toplumsal Dönüşüm yayınları Hasan Kazankaya’dan izin almadan kitabı basmış, ölmeden önce hastanede iken son günlerinde bu ‘korsan’ baskıya karşı mücadele etmiş.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.