İkinci Dünya Savaşı yıllarında Yunanistan’dan Türkiye’ye gelen insanların sayısının 60 binin üzerinde olduğu belirtiliyor. Bugün o yılları hatırlayan çok az sayıda insan var. 1950’li yıllarla birlikte iki ülkenin gerilen ilişkileri bu dönemi ve bu “insanlığı” unutturmuş durumda iki halka da
İkinci Dünya Savaşı akıllarda, dünyada gaz odaları, katliamlar, Türkiye’de de yokluk ve ekmek karneleri olarak kalmıştır.
Ancak savaşın çok karanlık bir yüzü daha vardır; göç. Farklı yüzleriyle, çok sayıda insanın yerini yurdunu terk edip göçmen olarak yollara düşmesine neden olmuştur savaş. İşte bu göç dalgalarından biri de, Yunanistan’dan Anadolu’ya yönelen göç dalgasıdır.
Yunanistan faşistler tarafından işgal edildiğinde, başlıca üç nedenle Yunanlılar ülkelerini terk etmek zorunda kalırlar: Yaşanan büyük açlık nedeniyle gelen siviller, Mısır’daki sürgün hükümetine katılmak için örgütlenen askerler ve mücadelelerini ana karada sürdürebilmek için adalardan kaçan direnişçiler.
Hepsinin çıkış kapısı Küçük Asya, yani Anadolu’dur.
Yaklaşık 20 yıl önce “Küçük Asya Felaketini” yaşadıkları Anadolu. Onları karşılayanlar da büyük oranda mübadeleyle Yunanistan’dan gelen Türklerdir.
Türklerden kaçarak Yunanistan’a gidenler, Yunanlılardan kaçarak Türkiye’ye gelenlerin yanına sığınırlar. Bir kısmıyla, Alaçatı’da, Çeşme’de aynı evleri paylaşırlar üç dört yıl. Gelenlerin bir bölümü, Türkiye’den Ortadoğu’ya, Mısır’daki sürgün hükümetine katılmaya gider. Bir bölümünün de yolu Yunanistan anakarasına düşer, direnişçilere katılmaktır hedefleri.
Yönetmen Tahsin İşbilen işte bunun filmini yapar. sözü edilen dönemin öyküsünü anlatır bizlere. Kostas Demerci’nin anılarından ve oğlu Nikos Demerci’nin ağzından. Bir, babanın gözünden görürüz yaşananları, bir de yanında götürdüğü on yaşlarındaki oğlun gözünden. Filmin iki ana karakteri yanı sıra, Yunanistan ve Türkiye’de yaşayan diğer dönem tanıklarının anılarıyla da desteklenir öykü.
Belgeselin ana karakterlerinden Kostas Demerci’nin günlükleri eşlik eder filme.
3 Mayıs 1943’te Adanın Karakol komutanı Almanların emri ile içinde Kostas Demerci’nin olduğu 22 kişinin tutuklanacağı bilgisini verir.
Kostas 4 çocuktan ikisini alıp Anadolu’ya gitmeye karar verir.
Kostas ve diğer direnişçiler Kahire’de sürgündeki Yunan hükümetinin Kuşadası temsilcisi ile iletişim halindedirler.
Kostas, “22 yetişkin 4 çocuk 30 kişi bindik tekneye…” der.
Yunanistan’dan Türkiye’ye o dönemde gelen insanların sayısının 60 binin üzerinde olduğu belirtiliyor. Bugün o yılları hatırlayan çok az sayıda insan var. 1950’li yıllarla birlikte iki ülkenin gerilen ilişkileri bu dönemi ve bu “insanlığı” unutturmuş durumda iki halka da.
İşte ‘Asya Minör Yeniden’ isimli bu film, geçmişte bu iki halk arasında yaşanmış olan dayanışma örneklerinden birini, geleceğe ilişkin umutları yeşertmesi için hatırlatmayı deneyen bir barış filmidir.
21 Eylül 2019 tarihinde İzmir Seferhisar Çağan Irmak Salonunda filmin kahramanlarından Nikos Demerci ve Tahsin İşbilen’in katılımı ile filmde anlatılanlar üzerine bir söyleşi yapıldı. Söyleşinin video kaydına ulaşmak için tıklayınız!
Asya Minör Yeniden belgesel filminin yönetmeni Tahsin İşbilen ile kısa bir söyleşi yaptık:
Filmi yapmaya nasıl karar verdiniz?
O sıralarda Benim Giritli Limon Ağacım adlı belgeselin çekimlerinde idik. Mübadele soruları sorarken bazı yaşlılar “1940’lı yıllarda yeniden geldiler” deyince biraz araştırdık. Ve İkinci Dünya Savaşı sırasında pek çok Yunanlının buraya geldiğini öğrendik. Proje üzerine çalışmaya başladık.
Film Samos’ta gösterildi mi? İlgi nasıldı?
Samos’ta birkaç kez gösterildi. Her birinde oldukça yoğun bir ilgiyle karşılandı. Samos dışında Atina’da, Patrada, Midilli’de de gösterildi. Her birinde yoğun izleyici kitlesi vardı.
TRT Belgesel ödülünden bahseder misiniz?
2009 Yılında TRT belgesel Film yarışmasında Profesyonel kategoride ikincilik ödülü aldı.
Kaç kişi gelmişlerdi?
Gelenlerin 60 bin civarı olduğu tahmin ediliyor. Çünkü gelenlerin hepsi kayıt altına alınamamış. Bizim başbakanlık arşivlerinde yaptığımız araştırmayı filmde kullandık zaten. Kayıtlarda Mayıs 1941’den Mart 1943’e kadar 22909 kişi geldiği yazıyor.
İmar ve İskan Bakanlığına bağlı (o zamanki adı sanıyorum Çevre Bakanlığı oldu) müdürlükte, yeniden gelen göçmenlerin tüm kayıtları olduğunu biliyorduk. Daha önce bunlara ulaşmış bir arkadaşımız bize filmde de gördüğünüz defter fotoğraflarını verdi. Ama biz ne yazık ki uzun uzun uğraşmamıza rağmen, bu arşive ulaşamadık.
Gelenler üç farklı gruptan oluşuyor.
Birincisi, kadın ve çocuklar.
İkincisi, Mısır’daki hükümete katılmak isteyen askerler
Üçüncüsü, Yunanistan Kurtuluş Ordusu’na bağlı direnişçiler. Filmin kahramanı Kostas Demerci bu direnişçilerden biri. Niko’nun anlattığına göre önce İtalyanlar işgal etmiş, daha sonra Almanlar gelmiş.
Gelenlerin bazıları Ortadoğu’ya gönderilmişler. Oradaki fabrikalarda çalışmak için olduğu söyleniyor. Hatta Kostas, iki çocuğu ile birlikte Halep, Mısır, 2,5 yıl gezmişler savaş bitene kadar.
Bir kısmı ise savaş bitene kadar Türkiye’de kalmış. Savaş bitince geri dönmüşler
***
Asya Minör Yenden belgeselini izlemek için https://www.youtube.com/watch?v=DbWYzmpMiyA
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.