Merkez Bankası Başkanı Çetinkaya’nın Erdoğan’ın emriyle görevden alınmasının ardından MB’de görevden almalar ve atamalar hızla devam ediyor
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nda (TCMB) başekonomist ve bazı departman genel müdürleri görevinden alınmasının ardından yerlerine gelen isimler de belli oldu. Aralarında Baş Ekonomist Doç. Dr. Ali Hakan Kara’nın da yer aldığı en az 9 genel müdür görevden alınmıştı. Değişiklik kapsamında birçok genel müdür yardımcısı ve müdür de görevden alınıp uzman kadrosuna atandı.
Dünya gazetesinin edindiği bilgiye göre atamalar yine “içeriden” yapıldı. Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürü Pınar Özlü’nün yerine aynı departmanda Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Fiyat Gelişmeleri ve Kamu Maliyesi Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüten Çağrı Sarıkaya getirildi. Sarıkaya, Aralık 2001’de Merkez Bankası’na araştırmacı olarak göreve başlamıştı.
Bankacılık ve Finansal Kuruluşlar Genel Müdürü Yavuz Yeter’in görevini ise 1980’lerden bu yana bankada görev yapan Dr. Ali Çufadar getirildi. Bankacılık ve Finansal Kuruluşlar Genel Müdürü olan Çufadar, Operasyon Genel Müdürü olarak kurumda hizmet veriyordu.
Ekonomi yazarı Uğur Gürses de DW Türkçe’ye yaptığı yorumda söz konusu görevden almaları, “hava bombardımanı” olarak nitelendirdi. Operasyon Genel Müdürü Dr. Çufadar ile Piyasalar Genel Müdürü Kandar’ın bankaya 1988’de giren, ‘çekirdekten yetişme Merkez Bankacılar’ olduğunu söyleyen Gürses, “MB’nin kurumsal bağımsızlığı zaten kalmamıştı, ikincisi bankanın Ankara’dan İstanbul’a taşınma projesi var. Krizdeyken at değiştirmek misali bunu dere geçerken at değiştirmek gibi görüyorum. Hiç akıl karı değil. Burada merkez bankacılığı kazınıyor” dedi.
Çok sayıda ekonomist ve iktisatçı da görevden almaların Merkez Bankası’nın ‘bağımsızlığına’ dair hali hazırda devam eden tartışmaları alevlendireceği yorumunda bulundu. İktisatçı Mahfi Eğilmez “TCMB’deki görevden almaları ‘kuru nasıl etkiler’ endişesine endeksleyen bir toplumda Merkez Bankası bağımsız olamaz” derken; ekonomist Erik Meyersson da yaşananları bir felaket olarak nitelendirdi ve ekledi:
Bu sadece Merkez Bankası’na yönelik büyük bir insan kaynağı kaybı değil aynı zamanda da Türkiye ekonomisinin durumuna dair doğruları söyleyecek herhangi biri kalıp kalmadığına dair kaygıları artırıyor.
Sendika.Org