Çiğdem Toker, İstanbul Otogarı işletmesindeki usulsüzlüğün üzerine gitmeye devam etti, Sayıştay raporlarına yansıyan otogardaki ruhsatsız-yasaklı işletmeleri yazdı, “İBB’den yanıt gelmemesine karşın AVTER işletmeyi nasıl sürdürüyor?” diye sordu
Müebbet hapis cezası alınca firar eden Metro Turizm’in sahibi Galip Öztürk’ün kızı Ayten Öztürk Ünal’ın sahibi olduğu Avrasya Terminal (AVTER) AŞ ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında İstanbul Otogarı’nın işletmesi ile ilgili 25 yıl önce yapılan sözleşme 5 Mayıs 2019’da dolmuştu. Fakat otogarın işletmesinin kimde olduğuna ilişkin soru işaretleri açığa çıkmıştı.
ÇİĞDEM TOKER SORDU: İSTANBUL OTOGARI’NI KİM İŞLETİYOR? KAZANÇ KİME GİDİYOR?
İstanbul Otogarı işletmesi konusunu gündeme getiren Sözcü yazarı Çiğdem Toker, konuyu bugünkü köşe yazısında da işlemeye devam etti.
Yazdığı ilk yazıya AVTER’den gelen yanıtta “intifa süresinin 25 yıl daha uzatılmasının talep edildiğini” aktaran Toker, şöyle devam etti:
Peki otogar işletme süresinin neden 25 yıl daha uzatılması istenmiş?
Gerekçe özetle şöyle: 25 yıl önce İBB’den kaynaklanan gecikmeler nedeniyle inşaat süresi uzamış, iş artışları olmuş. İnşaat 36 ay yerine 72 ayda tamamlanmış. Bu durum masraf artışına sebep olmuş. İnşaat süresi uzayınca öngörülemeyen büyük mağduriyetler doğmuş. Bu da Borçlar Kanunu’nun 138. Maddesi’ndeki “aşırı ifa güçlüğü”ne sebep olmuş.
AVTER avukatına bu başvuruya yanıt gelip gelmediğini sordum. Gelmemiş. Yasal süresi içinde gelmesi umuluyormuş.(AVTER’in süresinin bitiminden 10 gün önce yapılan başvuru tarihinin Ekrem İmamoğlu’nun 18 günlük başkanlığı dönemine rastladığını da not düşelim). Avukat Özaltındere’ye İBB’den cevap gelmemesine ve süre de bitmesine karşın İstanbul Otogarı’nı halihazırda nasıl olup da AVTER’in işletmeyi sürdürdüğünü, sözleşmeden kaynaklanan haklarının ne olduğunu sordum.
Yanıt gelince yazacağım.
Öte yandan Toker, Sayıştay’ın 2017 yılı İBB raporunda İstanbul Otogarı’na ilişkin önemli bir tespite de köşesinde yer verdi.
Buna göre; otogar alanındaki 868 işyerinden sadece 290’ı ruhsatlandırılmış, diğer 568’i kaçak durumda. Ruhsatsız işyerlerinden bir kısmı faaliyetten yasaklanmasına karşın faaliyetini sürdürüyor.
İBB’nin Sayıştay raporuna verdiği yanıt ise daha çarpıcı: “Mühürlüyoruz ama koparıp tekrar devam ediyorlar.”
Çiğdem Toker’in yazısının tamamı için tıklayın.
Sendika.Org