23 Haziran’da tekrarlanacak olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçiminin ardından gündeme gelecek olan “acı reçete”nin ilk sırasında kıdem tazminatının fona devri yer alıyor
Ülkede ekonomik kriz etkisini günden güne artırırken, işsizlik rakamları Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırarken, ücretler her geçen gün erirken ülkeyi yönetenler bunlara çözüm bulmak yerine bu sorunların muhatabını görmemeyi, duymamayı seçiyor. Binali Yıldırım kadro isteyen işçiyi azarlarken, AKP’li Esenler Belediye Başkanı işsiz bir genci “elinin tersiyle” itiyor. Bu şartlar altında 15-16 Haziran’lar yalnızca birer anma günü değil, işçilerin haklarına sahip çıkma iradesini yeniden göstereceği bir fırsat olma şansı taşıyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın 10 Nisan 2019’da açıkladığı ekonomik hedefler, işçi sınıfını krizden kurtaracak çözümleri değil; aksine krizin yükünü işçilerin omuzlarına yıkmaya yönelik yapısal dönüşümlerini içeriyor. Albayrak’ın artık alışkın olduğumuz sunumlarında yer alan hedefler, emeği ile geçinenlerin haklarını zayıflatacak ve işçilere daha fazla yük getirecek.
23 Haziran’da tekrarlanacak olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçiminin ardından gündeme gelecek olan “acı reçete”nin ilk sırasında kıdem tazminatının fona devri yer alıyor. Kıdem tazminatının fona devriyle birlikte işçilerin önemli bir iş güvencesi dayanağı ortadan kalkacak, kıdem tazminatının miktarı düşecek ve ödenmesi zorlaşacak. Daha önce pek çok kez gündeme gelen ve işçi örgütlerinin mücadelesiyle her seferinde durdurulan kıdem tazminatının fona devri projesi, seçimlerden sonra yeniden işçi sınıfının karşısına çıkacak.
İşçilerin parasıyla oluşturulan İşsizlik Sigortası Fonu’ndan işsizlerden çok işverenlere ödeme yapan iktidar, zorunlu BES ile entegre edilecek kıdem tazminatı fonu ile birlikte eşi görülmemiş büyüklükte bir fona sahip olacak. İşsizlik Fonu’nu sermayenin arpalığına çeviren AKP’nin, kıdem tazminatı fonu ile bankaları ve işverenleri besleyeceği ise sır değil. AKP bir kez daha emekçilerin haklarını gasp ederek, ceplerindeki son kuruşa el uzatarak etrafındaki bir avuç yağma ve talan şebekesine kaynak aktarıyor; işçilerin sefaleti pahasına patronları kurtarmanın yolunu arıyor.
Bakan Albayrak’ın açıkladığı reformlar arasında yer alan “verginin tabana yayılması” ise vergi sistemini daha da adaletsizleştirecek, halihazırda vergilerin büyük bir kısmını ödeyen işçilerin üzerindeki vergi yükünü ağırlaştıracak bir adım. Teşviklerle birlikte patronların üzerindeki vergi yükünü gün geçtikçe hafifleten iktidar, işçilerin geçim derdini daha da ağırlaştıracak adımlar planlıyor.
Bu koşullar altında işçilerin hak arama iradesinin tarihi sembollerinden 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi’nin 49. yıldönümünde, “Kıdem tazminatımıza ve emeklilik hakkımıza sahip çıkıyoruz” diyen DİSK, tüm işçileri 15 Haziran 2019, Cumartesi günü, saat 17.00’da, Kartal Meydanı’nda düzenlenecek olan mitinge çağırıyor.
Haklarına el uzatıldığında neler yapabileceğini 15-16 Haziran 1970’te görkemli bir direniş ile gösteren işçi sınıfı; direnmeyi ve kazanmayı öğrendiği bu direniş ışığında başta kıdem tazminatı olmak üzere haklarına yönelen saldırılara cevap vermeye hazırlanıyor.
15-16 Haziran 1970 direnişinin ünlü sloganı olan “Gücümüz birliğimizden gelir” ilkesi doğrultusunda tüm işçilerin ortak mücadelesinin yükseltilmesi gerektiğine dikkat çeken DİSK’in bu mitingi, işçilerin haklarına yönelecek saldırılara karşı verilecek mücadelenin başlangıcı olması bakımından önemli bir yerde duruyor.
31 Mart yerel seçimlerinde sandığa yansıdığı su götürmeyen işçi tepkisinin ve 1 Mayıs meydanlarındaki kitleselliğin ve coşkunun; kıdem tazminatının gasp edilmesine, zorunlu BES adı altında ücretlerden yapılmak istenen yeni kesintilere, emeklilik hakkının yok sayılmasına, vergi adaletsizliğine, iş cinayetlerine, örgütlenme önündeki barajlara/engellere, işsizliğe ve yoksulluğa karşı 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin ışığında seferber edilmesi işçi sınıfının tarihsel bir görevi.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.