Şule İdil Dere ölümünün 3. yılında ailesi ve arkadaşları tarafından, öldürüldüğü yerde anıldı
İstanbul Kadıköy’deki Kurbağalıdere’nin ıslah çalışmalarında kullanılan bir hafriyat kamyonu, 12 Mayıs 2016’da trafiğe kapalı Yoğurtçu Parkı’nın içinde üniversite öğrencisi Şule İdil Dere’ye (23) çarpmış, genç kadın olay yerinde hayatını kaybederken kamyon sürücüsünün serbest kalması ise tepki toplamıştı.
İBB, üç yıl önce bugün Kurbağalıdere Yoğurtçu Parkı’nda kendine ait çalışmada kendine ait hafriyat kamyonuyla, herkesin gözü önünde İdil’i bizden aldı. 3 yıldır kimse sorumluluk almadı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Kontrol Daire Başkanı
Hakkında idari herhangi bir soruşturma açılmadı. İdil’i kaybettikten 11 gün sonra 23 Mayıs 2016’da İBB Başkanı Kadir Topbaş tarafından belediyenin en üst denetim birimi olan İBB Teftiş Kurulu Başkanlığı’na terfi ettirildi.
İdil’in canını alan Kurbağalıdere çalışmasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deniz Hizmetleri Müdürü’ydü. Kurbağalıdere iş planını ve ihalesini Mustafa Tahmaz ile imzalayan İBB işveren yetkilisidir. Valilik ve Bölge İdare Mahkemesi yargılanmasına izin vermedi.
Alarçin, 23 Mayıs 2016’da İBB Teftiş Kurulu Başkanlığı’na terfi ettirilen Mustafa Tahmaz’dan boşalan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Kontrol Daire Başkanlığı’na aynı gün terfi ettirildi. Hakkında idari bir soruşturma açılmadı.
İdil’in canını alan çalışmada İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deniz Hizmetleri Müdür Yardımcısı’ydı. Deniz Hizmetleri Müdürü Fuat Alarçin’in İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Kontrol Daire Başkanlığı’na terfi etmesiyle Deniz Hizmetleri Müdürlüğü’ne atandı. Hakkında idari bir soruşturma açılmadı.
Can alan çalışma nedeniyle haklarında idari bir soruşturma açılmadı.
Yargılama kapsamına yalnızca 3 İBB alt düzey çalışan ve şoför dahil 4 İSTAÇ A.Ş. çalışanı dahil edildi.
Birbirini tamamlayan ve İBB ve İSTAÇ A.Ş.’yi sorumlu ve kusurlu bulan, İdil’i kusursuz bulan 4 bilirkişi raporuna rağmen İdil’e kusur bulunmamasına itiraz edilerek 5. kez bilirkişi raporu istendi.
8. duruşma öncesi İTÜ’den istenen bilirkişi raporu mahkemeye ulaşmadı. Duruşmadan 19 gün sonra 29 Nisan 2019’da çıkan beşinci bilirkişi raporu tüm asli ve ana sorumluları gizleyerek hazırlandı. Bu rapor bile İdil’e kusur atfedemedi.
3 yıl önce şoförün tutukluluğunu reddeden hâkim, “… şüphelinin tutuklanması halinde ileride telafisi imkansız zararların doğabileceği, şüphelinin tutuklanması için gerekli şartların oluşmadığı anlaşılmakta…” şeklinde gerekçe yazarak cenazemiz yerdeyken şoförü serbest bıraktı. Ehliyeti bile alınmadı. Görevine devam etti. Kendi isteğiyle evine yakın birimde görevlendirildi.
Bir gün bile gözaltında kalmayan şoför ve İSTAÇ A.Ş.’den diğer 3 sanık “kamu görevlerinden geri kalmamaları için” hâkim kararıyla duruşmadan vareste tutuldu. Duruşmalara katılmamaktalar.
Sanık ve tanıkların can güvenliği önlemi alınmadan çalıştıklarını, can güvenliği önlemi almak bizim işimiz değil diyerek suçlarını itiraf etmelerine rağmen tüm sanıklar hakkında, tüm can güvenliği tedbiri alındıktan sonra oluşabilecek durumlarda uygulanan TCK 85/1 maddesinden “taksirle ölüme neden olmak” suçundan 2-6 yıl arası hapis cezası istenmektedir.
İdil için adalet arıyorduk, artık vicdan arıyoruz!
Tüm sorumluların yargılanmasını istiyoruz!