HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, İstanbul seçiminin iptaline ilişkin “Dün ne yaptıysak yarın da onu yapmaya devam edeceğiz” dedi
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Asıl meselenin sandık değil, demokrasi mücadelesi olduğunu vurgulayan Temelli, “Açlık grevlerinin sonlandırılması için bu tecrit düzenine, bu OHAL düzenine, bu kayyumcu zihniyete, bu hakkımızı gasp eden faşizme karşı artık siz de ses çıkartın. Gelin bu mücadelede omuz omuza verelim, bu faşizmi geriletelim” dedi.
Temelli konuşmasında, İstanbul seçiminin iptali sonrası HDP’nin tavrının ne olacağı konusuna ilişkin “Dün ne yaptıysak yarın da onu yapmaya devam edeceğiz” ifadeleri kullandı.
Temelli’nin konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
KHK ile ihraç ettiler, mahkeme yollarını kapattılar ve ondan öteye, vatandaşlık hakkını gasp etmeye yöneldiler. Hem de YSK eliyle. 24 Haziran seçimlerinde YSK’ye KHK ile ihraç edilenlerin durumu soruldu. “Hiçbir mahsuru yoktu” denildi. Seçime girildi. Bugün Meclis’te 10 KHK ile ihraç edilmiş milletvekili var. Ve 31 Mart seçimlerine giderken belediye eş başkanlıkları, belediye meclis üyelikleri için yine KHK ile ilgili bir sıkıntının olup olmayacağı bizzat YSK’ye soruldu. YSK, OHAL’in hukukuna tabi olarak tüm KHK ile ihraç edilen arkadaşlarımıza tuzak kurdu. Yüksek Seçim Kurulu değildir, “Yüksek Sahtekârlık Kurulu”dur artık onun adı.
Dün bir adaletsizlik, bir hukuksuzluk daha yaşandı. YSK, İBB seçimlerinin yenilenmesine karar verdi. YSK bütün meşruiyetini yitirmiştir. Ama perşembenin gelişi çarşambadan belliydi, söyledik. Defalarca dile getirdik. Tüm Türkiye’yi uyardık. Tüm demokrasi güçlerini uyardık. Ama Türkiye halkları dönüp de Muş’a, Malazgirt’e, HDP’ye karşı yapılan bunca şaibeye, seçim yolsuzluğuna, baskıya, zulme bakmadılar.
Uyardık. Defalarca uyardık. Çünkü YSK marifetiyle yapılan şeyin nelere yol açacağı daha seçimlere gidilmeden belliydi. Hatta 16 Nisan Referandumu’nda, 24 Haziran seçimlerinde belliydi. Biz sürekli bunları dile getirdikçe, aslında Türkiye’de siyasete, demokrasiye, barış mücadelesine şaşı bakanlar, bir türlü dönüp bu haksızlıklara, şiddete ses çıkarmadılar. Sessiz kaldılar.
Şimdi kıyamet kopuyor. Tabii kopacak. Bu kıyameti biz de kopartacağız. Ama dediğimiz gibi bunun böyle olacağı belliydi. Çünkü iktidar bu şaibelerden besleniyor. Bu şaibeler üzerinde kendi iktidarını var ediyor.
YSK da bugün 36 gün boyunca bu halkı oyaladı ve İBB seçimini yenileme kararı verdi. AKP-MHP bloğunun noterine dönmüş, ne talimat gelirse onu yerine getiren bir YSK var.
HDP İstanbul’da aday çıkartacak mı? HDP ne yapacak? Şimdi kamuoyunun bunlarla meşgul olmasına gerek yok. HDP nerede bir haksızlık, hukuksuzluk varsa orada olacak. Unutmayın, HDP’siz 31 Mart olmazdı. Bizim ne yapacağımızla vakit harcamayın. Esas siz ne yapacaksınız?
Muş seçimleri çalınırken, Malazgirt çalınırken, Şırnak’ta garnizon sandığa girerken ne yaptınız? Öyle bazı hukuksuzluklara sırt çevirerek, bazılarına da karşı çıkarak olmaz. Demokrasi mücadelesi tutarlılık, kararlılık ister. Bütünlüklü bir mücadeleye ihtiyaç duyar.
Siz ne yapacaksınız? Leyla Güven 181 gündür açlık grevinde. 181 gündür bu adaletsizliğe, hukuksuzluğa karşı haykırıyor. Nasır Yağız 169 gündür bedeniyle direniyor. Bu parlamentonun üç vekili; Dersim Dağ 65 gündür, Tayip Temel ve Murat Sarısaç 60 gündür haykırıyor. Cezaevlerinde 144 gündür yüzlerce mahkum direniyor. Adaletsizliğe, hukuksuzluğa, tecride karşı sesleri duyulsun istiyor. Duymuyorsunuz. Biz kimsenin ölmesini istemiyoruz. Açlık grevlerinin sonlandırılması için bu tecrit düzenine, bu OHAL düzenine, bu kayyumcu zihniyete, bu hakkımızı gasp eden faşizme karşı artık siz de ses çıkartın. Gelin bu mücadelede omuz omuza verelim, bu faşizmi geriletelim.
Uzun zamandır Türkiye’de toplumsal muhalefete, tüm sivil toplum örgütlerine, sendikalara; tüm siyasi dinamiklere bu çağrıyı yapıyoruz. Mesele sadece sandık ve sandık sonuçları değildir. Mesele bir demokrasi mücadelesidir. Bu mücadele olmadıktan sonra o sandıktan ha Ali çıkmış ha Veli çıkmış. Neye yarar? Gelin demokrasi mücadelesinde buluşalım ki sandıklardan demokrasi, barış çıksın, Türkiye’nin önü açılsın. O yüzden de diyoruz tecrit son bulmalı, bu mutlak tecride son vermelisiniz.
HDP ne yapacak? HDP’nin ne yaptığı belli. HDP’nin ne yapacağı üzerinden manipülasyonlara bu ülkede gerek yok. HDP, tecridi sonlandırmak için, savaşı sonlandırmak için, demokrasiyi ve barışı inşa etmek için mücadelesine dün olduğu gibi, bugün de devam ediyor. 31 Mart’ta bir strateji ortaya koyduk. Siyasetin kulvarını değiştirdik. 3 tane belediye başkanlığı, 5 tane belediye meclis üyeliği pazarlığı yapmadık. Tam tersine Türkiye’nin özlemini duyduğu barışın yolunu açmak için mücadele ettik. Dün ne yaptıysak yarın da onu yapmaya devam edeceğiz.
Sendika.Org