15 yıl önce Eğitim Sen’in başlattığı, her mayıs ayında gerçekleştirilen Uçurtma Şenliği, o gün bugündür Çaycuma’nın en çocuk, en mavi, en havalı günüdür. Zaten Çaycuma da, Zonguldak’ın çocuğudur. Bir uçurtmanın yüzü gibi içinizi coşturur. Çocuk Belediyesi de olan bir yerdir Çaycuma
Hayali bile yüreğinizi hop ettirir. Düşünsenize, iki bin çocuk bir arada ve uçurtma uçuruyorlar. O çocuklar ki, nisan ayı geldi mi, yüreklerinde bir telaştır gider. Şunun şurasında düşlerini gökyüzüne çıkartmaya; Uçurtma Şenliği’ne ne kalmıştır? 15 yıl önce Eğitim Sen’in başlattığı, her mayıs ayında gerçekleştirilen Uçurtma Şenliği, o gün bugündür Çaycuma’nın en çocuk, en mavi, en havalı günüdür. Zaten Çaycuma da, Zonguldak’ın çocuğudur. Apaydınlık yüzü, bir çocuk yüzü gibi içinizi ışıtır, ısıtır. Bir uçurtmanın yüzü gibi de içinizi coşturur. Çocuk Belediyesi de olan bir yerdir Çaycuma. Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı’nın 41 vaadinden biri olan Çaycuma Çocuk Belediyesi… Seçimle hayata geçirilen.
Zonguldak Çevre Koruma Derneği Başkanı, Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı ZOKEV’in, Çaycuma Belediyesi’nin emekçisi, kent gönüllüsü Ahmet Öztürk, Çaycuma için “Çaycuma’yı Zonguldak’ın bambaşka insanî dokuya, farklı kültürel formasyona sahip aydınlık yüzlü insanların yaşadığı en güzel beldesi olarak düşündüm her zaman… Deli akışlı Filyos’un binlerce yıllık sabrının ürünü bereketli topraklar, tarihin her döneminde rızık verdi insanlara. Onlarca kavme mekân olan Filyos, doğa kadar bambaşka biri insanî iklimi de yeşertti…” der. Bu yüzden de, Uçurtma Şenliği, Çaycuma’ya çok yakışır. Çaycuma, Uçurtma Şenliği’yle çocukların yüzünü güldürür. Çocuklarsa, Nadır Deresi Mevkii’nde Çaycuma yeşili bir uçsuz bucaksızlıkta uçurtmalarıyla gökyüzünün yüzünü güldürür.
Çaycuma Uçurtma Şenliği’nin harcını alın terleriyle ve düşleriyle karan, iki Eğitim Sen’li öğretmenden söz etmemek olmaz. 2005’te biri Türkçe, biri Sosyal Bilgiler öğretmeni olan bu öğretmenler, bugün öğretmenlikten haksız ve hukuksuz ihraç edilen iki KHK’lidir. 840 gün önce KHK ile meslekten ihraç edilmeleri onların öğretmen oldukları hakikatini değiştirmiyor. Onlar Çaycuma’nın öğretmenleridir: İsmet Akyol ve Gökhan Taner Günsan!
Öğretmenlikten ihraç edilseler de okul ellerinden alınsa da, yaşamı okul eyleyen, bu yıl da uçurtma şenliğinin hazırlanmasından, tek bir sorun çıkmadan yaşanmasına, çocuklarla birlikte çoğalmaya, şenlik bitişinde alanın tek bir çöp kalmadan temizlenmesine kadar emek veren öğretmenlerdir. 840 gündür tek kuruş maaş almamış, hiçbir güvenceleri kalmamış, kırılmış ama bükülmemişlerdir. Çaycuma onlara “Öğretmenim” diye seslenir. Onlar, geçen yıl 8 Mart’ta düzenlenen “Teker döner, devran döner” dediğimiz Bisiklet Turu için Çaycuma’ya gittiğimde İsmet Öğretmen’in bana verdiği bir demet “ölmez otu”na benzerler. Sivas’ın Yıldızeli Nallı köyünden toplayıp kuruttuğu çiçekleri “Bu çiçekler kurutulmuş olsa da rengini, kokusunu korur! Solmazlar, ölmezler!” diyerek verdiği o sarı çiçeklere… Haksız, hukuksuz ihraca, soruşturma sonucunda, ihraç edilmenizi gerektirecek “iddia düzeyinde dahi makul şüphe oluşturabilecek delil elde edilememiştir” diye karar çıkmasına, “kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair” karara rağmen işine hâlâ iade edilmemesine rağmen, İsmet Öğretmen de, Gökhan Taner Öğretmen de sıcağa, soğuğa, kurağa dayanırlar aynı ölmez otu gibi… İkisinin de rengi parıl parıl altın, kokusu buram buram çocuktur. Onlar ki, Çaycuma’da köy çocuklarını kitaplarla, tiyatroyla, yazarlarla, satranç turnuvalarıyla, uçurtmalarla buluşturan öğretmenlerdir… Ölmez otlarıdır. Direnme gücü yayarlar. Basınköy’de, Menekşe bayırlarında mahalledeki çocukları toplayıp onlara uçurtma yapmayı öğretmeyi, birlikte uçurtma uçurmayı çok seven Yaşar Kemal gibi… Yaşar Kemal’in Meryemce’si gibi…
İsmet Öğretmen, “Uçurtma sınırları ortadan kaldırır, umudu, özgürlüğü ve başkaldırıyı çağrıştırır” diyor: “Yaşantılarımızı tekdüze hale getirdiğimiz kurallardan, kalıplardan sıyrılırız uçurtmayla birlikte. Uçurtma gökyüzüne yükselip orada süzülürken uçurtma oluruz, çocuk oluruz. Gökyüzündeki uçurtma, onu uçuranlara, “Ben umudu taşıyorum. Diren ve sakın pes etme” der. 26 Mayıs 2019 Pazar günü gökyüzünde süzülüp en yükseğe çıkan uçurtmalar haksızca işinden edilmiş biz öğretmenlere, şenliğe katılanlara, Çaycuma’ya ve tüm iyi insanlara; insanın içine sıkıntı veren sisli ve puslu havanın dağılmak üzere olduğunu güneşli güzel günlerin gelmek üzere olduğunu haber verdiler…”
Yazar Gülsüm Cengiz’in çocuklarla buluşup kitaplarını imzaladığı, Zonguldak’ta maden işçiliğinden sonra tiyatro, müzik emekçiliğini sürdüren Fahri Bozbaş’ın çocuklarla gerçekleştirdiği drama ve oyun etkinliği, karikatürist Fahri Eyican’ın karikatür atölyesi, satranç turnuvası, TEMA Çaycuma Temsilciliği’nin stantları ve de Zekai Kamitoğlu tarafından çocuklara parasız dağıtılan iki bin dondurma ve soğuk çayla sıcacık bir ortamda, yoğun bir coşkuyla yaşanan Uçurtma Şenliği, bu yıl Eğitim Sen Çaycuma Temsilciliği, Çaycuma Belediyesi ve Perşembe Belediyesi işbirliğiyle yapılmış.
Uçurtma, bir şenliktir şenlik olmasına ama asıl bir çocuğa direnmeyi öğretendir. Çocuk, özgürce salınmak için rüzgâra yaslanmamayı, uçurtmayla rüzgâra karşı direnmeyi öğrenir. Dahası da var, önce üretmeyi öğrenir. Uçurtmasını hangi büyüklükte yapacaksa, çıtasını da, kağıdını da, ipini de ona uygun olarak arayıp bulup birleştirmeyi, uyumu, dengeyi, ölçüyü öğrenir. Kullanacağı malzemelerin hafif ve budaksız olması gerektiğini bilir. Çıtaları 360 dereceyi eşit olarak böleceği şekilde yerleştirir. Kâğıdın da, ipin de en sağlamını alır. Yoksa, uçurtması rüzgâra karşı nasıl dirensin, rüzgâra nasıl kafa tutup gökyüzünde özgürce salınsın? Sonra, ip dediğin sadece elinde tutacağı ip değildir. Bağlantıları da sağlam iple yapacağını, kuyruğun sadece süs olmadığını, kuyrukla gövdenin ilişkisinin önemini bilir. O yüzden, nasıl çıtaları eşit açılarla koyduysa, kuyruk iplerinin açılarını da eşit yapar. Çünkü, gövdeye alınacak rüzgârın uçurtmasının kuyruğunca ayarlandığını bilir.
Uçurtma öğretir: İyi yap, iyi uçayım!
Uçurtma öğretir: Önce bilgi gelir! Düşlerini bilgiyle kuşat! Ayaklarını yere sapasağlam basmadan uçamazsın!
Uçurtma öğretir: Ayaklarını yere sapasağlam bas, sonra uç uçabildiğin kadar!
Uçurtma öğretir: Diren! Mademki iyisin, mademki güzelsin. O halde, seni yok etmek için rüzgâr nereden eserse essin; diren! Direne direne kazanırsın!
Uçurtma öğretir: Dayanış! Tek başına beni uçuramazsın! Beni uçurtmak için sen ip elinde, rüzgâra sırtını verdiğinde dostun da aranızda belli bir mesafe bırakıp karşında uçurtmayı çıtalardan tutup yükseltmeli ve sen de “Haydi bırak!” demelisin ki, beni uçurabilesin! Dayanışma olmadan özgürlük olmaz!
Uçurtma öğretir: Bulunduğun yeri iyi tanı, rüzgâr akımlarını bil! Araziyi bilirsen, rüzgârı yakaladığında koşmana bile gerek kalmadan uçurursun!
Uçurtma öğretir: Koşullar aynı gün içinde bile değişebilir! Hava koşulları değişirse sen de her zamankinden değişik bir şey yapmalısın! Aşağıya düşecek gibi olursam, ipi hızla çekip toplarsan yeniden havalanırım.
Uçurtma öğretir: Barış içinde yaşa! Uçurtmanın kuyruğuna jilet takma! Gökyüzünde başka uçurtmalar da varsa birbirlerine girmemeleri için onun alanına girme, onun özgürlüğüne saygı duy, bir mesafe bırak arada. Gökyüzünün, yeryüzünün, birbirimizin yüzüne nasıl bakarız yoksa? Bir uçurtma güzeldir ama, gökyüzünde bir sürü uçurtma daha da güzeldir! Rengi, dili, dini, ırkı ne olursa olsun insanların da bir arada olmalarının güzelliği gibi!
Uçurtma öğretir: Düşlerinden vazgeçme!
Uçurtma öğretir: Yaşasın özgürlük!
Uçurtmasını kendi yapan, uçurtmasını en yükseğe uçuran, en özgün uçurtmayı yapan çocuklara ve düşlerini yitirmeyen büyük çocuklara selam olsun! Barış’ın “Niye uçmuyor İnci?” diye sorduğu, İnci’nin “Uçar bir gün!” diye cevapladığı gibi, bir gün Çaycuma’da sadece Çaycumalı çocuklar, sadece çevreden gelen çocuklar değil, Türkiye’nin dört bir yanından gelen çocuklar uçurtma uçursun! Çaycuma’nın göklerinde yılın her mayısında uçurtmakuşağı çıksın, gökler gürültüyle değil, çocuk kahkahalarıyla çınlasın.
Çocuklar gökyüzünde değil, yeryüzünde, ipini tutup koştukları uçurtmalarıysa fotoğraflarda değil, gökyüzünde olsun.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.