Hatay’da barış talebiyle basın açıklaması yaptığı için ev baskınlarıyla gözaltına alınan, üç gün nezarette tutulan, daha sonra da 13 ay adli kontrole tabi tutulan insan hakları savunucuları hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi
Barış talebiyle basın açıklaması yaptıkları için önce ev baskınları ile gözaltına alındılar. Adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı, 13 ay boyunca her ay karakola gidip imza verdi, yurtdışına çıkamadılar. Nihayetinde Cumhuriyet Başsavcılığı kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
Afrin savaşına karşı yaptıkları basın açıklaması nedeniyle 13 Şubat 2018’de ev baskınlarıyla gözaltına alınan 16 kişi, tutuklama istemiyle sevk edildikleri mahkemeden adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Hatay İHD Şube Başkanı Mithat Can, HDP İl Eş Başkanı Sultan Başaran, HDP İl Yöneticileri Dilek Daplan, Seher Cevheroğlu, Hatay Barosu eski Yönetim Kurulu üyesi ve HDP Samandağ ilçe eş başkanı Av. Adnan Eryılmaz, İHD ve Eğitim Sen üyesi Servet Üstün Akbaba, SYKP İl Eş başkanı Hülya Kavuk, SYKP üyeleri İzzet Koldan ve Gülşen Yılmaz, DİSK Genel-İş Hatay Şube Başkanı Yusuf Berkyürek, Aka-Der üyesi Mehmet Ali Ceylan, BES üyesi Deniz Polat, Eğitim Sen Üyeleri Nidal Çay, Gülizar Işık Çay, avukat Çetin Sakallı ve Salman Altınöz 13 ay boyunca karakola giderek imza verdi ve yurtdışına çıkamadı.
Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı, 22 Mart 2019’da verdiği kararla kovuşturmaya yer olmadığını belirtti. Ancak karar iki ay sonra tebliğ edildi.
Başsavcılık kararını şöyle gerekçelendirdi: “Her iki basın açıklamasında savaş karşıtlığından ve barıştan bahsedildiği, propaganda suçunu övücü, şiddet içeren ve meşru gösteren ifadelerin bulunmadığı, bu nedenle suçun yasal unsurlarının olayda oluşmadığı, şüphelilerin eylemlerinin başkaca suça da sebebiyet vermediği göz önüne alınarak şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.”
Böylesi basit bir kararın alınması için tebliğ süresi ile birlikte 15 ayı bulan bir süre neyin beklendiği, kovuşturmaya yer olmayan bir olay için aralarında 74 yaşındaki insan hakları savunucularının ve avukatların da bulunduğu insanların neden 3 gün nezarette tutulup, 13 ay boyunca “adli kontrol”le cezalandırıldığı yanıtlanmayı bekleyen sorular.
Sendika.Org