Ankara Kadın Platformu, Sakarya Caddesi’nde Yargıtay’ın Nevin Yıldırım hakkındaki müebbet hapis istemini onaylamasını protesto etti. Kadınlar, “Saray’ın hukukunu değil, kadın hukukunu istiyoruz” dedi
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, kendisine tecavüz eden Nurettin Güner’e karşı özsavunma hakkını kullan Nevin Yıldırım hakkında istenen müebbet hapis cezasını onamıştı. Yargıtay kararına karşı Ankara Kadın Platformu, Sakarya Caddesi’nde basın açıklaması düzenledi.
Açıklamayı platform adına yapan Sena Bademli, failin Yıldırım’a 3 yıl boyunca sistematik bir şekilde tecavüz ettiğini, buna karşı Yıldırım’ın özsavunma hakkını kullandığını belirterek “Mahkemede, Nevin kendisine tecavüz edildiğini söylemesine rağmen bunun üzerinde durulmamış, araştırılmamıştır.Erkek yargı Nevin Yıldırım’ın yaşam savunusunu görmek istenmemiş, hiçbir indirim uygulamadan en ağır cezayı vermiştir” dedi.
Bademli, İstanbul Anadolu 2. İş Mahkemesi Hakimi Mehmet Yoylu’nun bir kadın avukatın “etek boyu”na karışmaya çalıştığını anımsatarak “Adaleti saraydan dağıtıyoruz diyenlerin adaleti hayatını savunan Nevin’e müebbet, kadın avukatlara etek boyu sorgulaması olarak dönmektedir” dedi. Bademli, konuya ilişkin şunları söyledi:
İstanbul Anadolu Adliyesi 2. İş Mahkemesi’nde görülen bir işe iade davasının duruşmasında hakim Mehmet Yoylu, duruşmaya katılan davacı vekilinin eteğinin diz üstünden yaklaşık 15 santim yukarıda olduğunu ve bu hali ile avukatlık mevzuatına aykırı olacağını söylemiştir. Tutanaklara yansıyan bu durum avukat arkadaşımıza uygulanmış bir tacizdir. Bu olayda da görüldüğü gibi yargı sistemi tüm bileşenleriyle kadın düşmanıdır. Mahkemede bulunan bir kadın avukata alınan tutum ile yaşamını savunan kadına alınan tutum aynı erkek sistemin yansımadır.
Bademli, yargının mülteci çocuklara yönelik istismarı görmezden geldiğini ve doğumları ortaya çıkaran hemşireyi cezalandırdığını; Tayyip Erdoğan’ın “İşim yok” diyen kadına “Kocan ne iş yapıyor” diye sorduğunu anımsatarak “Saray’ın hukukunu değil; kadın hukukunu istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Bademli sözlerine şöyle devam etti:
Zümrüt Apartmanı kitabında çocuk istismarını özendirip, meşrulaştıran bir erkeği adli kontrolle serbest bırakan yargı; ölmemek, tecavüze uğramamak için yaşamını savunan kadınlara en ağır cezayı veriyor. Bunu kabul etmiyoruz. Hayatı istiyoruz ve bize verilmeyen bu hayatı kadınlar olarak mücadele ederek kazanacağımızı biliyoruz.
AKP’nin kadın düşmanı politikalarıyla yükselttiği erkeklik; kadın cinayetleri, taciz, tecavüz olaylarının artmasına sebep olmaktadır. Bugün burada olduğu gibi kadın düşmanlarının karşısında kadın dayanışmasını büyütmeye devam edeceğiz.
AKP eliyle artan şiddet, failleri koruyan ve eril şiddeti meşrulaştıran politikalar ile hayatlarımıza kast ediyor. Ellerinde koruma tedbiri olmasına rağmen birçok kadın katlediliyor. Kendini koruyanlar ise hapse atılıyor. Elde olan yasalar bile uygulanmazken bir de kazanılmış haklarımıza bir bir saldırılıyor.
AKP’nin, İstanbul’da birçok sokağı aydınlatacağız sözlerine karşı kadınlar olarak soruyoruz: Kadınların hayatında yarattığınız karanlığı nasıl aydınlatacaksınız?
Biz kadınlar hayatın tüm alanlarında, evde, sokakta, okulda, mahkeme salonunda, iş yerlerinde bizleri yok saymaya çalışan erkek egemen düzene karşı direnmeye yaşamlarımızı savunmaya devam edeceğiz.
Kadınlara yeriniz ya mezar ya cezaevi diyen erkek adalete cevabımız var: Hayatı istiyoruz!
Erkek adaleti değil, gerçek adaleti istiyoruz!
İlgili içerikler:
Sendika.Org/ Ankara