Bütün dünya Hollanda Utrecht’te Türkiyeli bir dinci gericinin işlediği cinayeti duyduğunda, Hollandalı emekçiler emeklilik hakları için grevdeydi. Cinayeti bahane edip emekçilerin haklı mücadelesini gölgelemek istediler. Ancak mücadele sürüyor
Hollanda’da emeklilik yaşının son yıllarda gittikçe esnetilip belirsizleştirilmesi, toplumda artan bir rahatsızlık kaynağına dönüştü. Gün ve aylar üzerinden sayılarla oynanmaya başlandı. Emeklilik için 65 yaş sınırı ile başlayan düzenlemeler gittikçe belirsiz bir hal alıyor. Emeklilik yaşı çalışma süreleri hesaba katılarak 68’e ve giderek daha yukarı çekilmeye çalışılıyor. Dünyanın en zengin kıtası olan Avrupa’da emeklilik yaşının gittikçe yükselmesi, yaygın sağlık sorunları ve ölümler göz önüne alındığında, “mezarda emeklilik” deyimini bir gerçeklik olarak karşımıza çıkarıyor.
Yakın geçmişte hükümetler finansal kriz döneminde emeklilik fonunda biriken milyonlarca avroyu, batan bankaları ve sigorta şirketlerini kurtarmak için kullandı. Emeklilik fonunda biriken parayı kullanarak emeklilik yaşının düşürülmesini sağlamak yerine, bu parayla bankaları kurtarıp emeklilik yaşını yükseltmeyi tercih ettiler.
Ağır koşullarda çalışan birçok emekçi ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya. Stres, mesleki hastalıklar, ruhsal bozulma ve bunalımlar sıradanlaşıyor. Kapitalist sistem daha fazla kâr elde etmek için az insanla daha fazla üretimi dayatıyor. Ülkelerde yüzbinlerce, kıtalarda milyonlarca insan işsizler ordusuna katılırken, bu sömürü sitemi daha az insanla daha fazla üretme yöntemini seçiyor. Daha fazla insanı üretime katarak çalışma yoğunluğunu düşürmek ve sağlıklı çalışma koşularını değil de ağır ve daha ucuz işgücüyle sömürü çarkını sürdürüyor.
Sendikaların, emek örgütlerinin emeklilik sorununun düzeltilmesi için defalarca yaptığı görüşmelerden sonuç çıkmadı. Bu gidişata dur demek için, 18 Mart’ta bir günlük genel grev kararı alındı. Bütün sektörlerde yaşanan çalışma ve sağlık sorunlarını öne çıkararak çağrı yapıldı genel grev için. Her sektörün grev süresi farklı belirlendi. Örneğin ulaşım sektörü 66 dakika, metal sektörü 24 saat gibi farklı sürelerde greve gidildi. Sorunların en fazla yaşandığı ulaşım sektöründe katılım yüzde 98 düzeyinde gerçekleşti. Sağlık, itfaiye, polis, güvenlik, temizlik, metal sektörlerinde de genel greve güçlü katılımlar oldu. 20 Mart Yerel Seçimleri öncesine denk gelen ve iyi bir ön hazırlıkla örgütlenen grev, siyasi partilerin de emeklilik konusunu gündeme almalarını ve taşımanın ülke gündemine oturmasını sağladı.
Bir gün önceden genel grevin kapsamı ve yaşanabilecekler üzerinde televizyonlar, radyolar, gazeteler, sosyal paylaşım siteleri ve kurumlar tarafından sürekli gündemde tutuldu. 18 Mart sabahında grev başta ulaşım sektöründe etkili oldu ve trafik tıkanıklıkları dahil hayatın akışında yaşanan aksaklıklar kamuoyu yaratılmasında oldukça etkili oldu. Bazı gerici parti ve kurumlar hariç genel olarak genel grevin haklılığı ve emeklilik değerlerine saygı gösterilmesi talebi üzerine yayınlar yapıldı. Metal işçileri diğer eylemlerde olduğu gibi o gün de sokakları yolları ve alanları doldurdu. Birçok işyerinde üretim durdu.
Hollanda Kuzey Brabant bölgesinde çeşitli sektörlerden işçiler Eindhoven Gezi Parkı’nda buluştu. FNV ve CNV sendikalarının çağrısı ve hazırlıklarıyla işçiler bölükler halinde gelerek toplandı. Sendika temsilcileri, sendika kadroları ve üye işçiler podyuma çıkarak işyerlerindeki sorunları ve emeklilik yaşı ile ilgili düşüncelerini anlattı. Ağır işkollarında ve gece işlerinde çalışanlar dahil olmak üzere herkesin emeklilik hakkından yararlanması gerektiği belirtildi. Zenginliklerden bütün toplumun eşit bir şekilde yararlanacağı sosyal bir Hollanda talebi vurgulandı. Eylemler ulusal basında ve internet iletişim ağlarında geniş yer buldu. Bu da greve katılan emekçiler tarafından memnuniyetle karşılandı.
Gündem grev ve emekçilerin talepleriydi. Ta ki saat 10.00’a doğru Utrecht kentinde Türkiyeli bir dinci gericinin tramvayda işlediği cinayete kadar. Üç kişinin öldüğü ve çok sayıda kişinin yaralandığı haberi ülkede soğuk duş etkisi yarattı. Bir anda gündem değişti. Grev arka plana itildi. Güvenlik gerekçesiyle Den Hag (Lahey) gibi birçok şehirde toplu gösteriler, eylemler ve bir araya gelmeler yasaklandı. Kamuoyunun gündemi bir anda değişti ve toplumda tartışmalar başka boyut aldı. Hemen ırkçı partiler leş yiyiciler gibi gündemin üzerine atladılar. Karşı propagandaya başladılar. Sabahın ilk saatlerinde başlayan coşkulu genel grev havası bir anda yerini sessizliğe bıraktı. Hükümet eylemleri güvenlik gerekçesiyle sınırladı. Ve bütün gündemi Utrecht’teki cinayet belirlemeye başladı. Ardından bütün hava değişti. Başbakanından bakanlarına kadar… “Bizim demokrasimiz onların gericiliğinden ve fanatizminden daha güçlüdür!” Demeçler birbirini izledi.
Bu tür ırkçı gerici cinayetleri işçi sınıfını temsil eden emek örgütleri hep lanetledi. Ve böyle katiller yaratan düzenin arkasındaki tekelleri ve sermaye devletlerini lanetledi. Çete devletinin uzantıları başka bölgelerde olduğu gibi çeşitli Avrupa ülkelerinde de çirkin yüzlerini gösterdiler. Gerici düşüncelerinden böyle cani eylemler türetiyor, zehirlerini masum insanlara karşı işledikleri cinayetlerle kusuyorlar. Ama hiçbir şey işçi ve emekçilerin haklı, meşru ve insani taleplerinin üzerine gölge düşüremez.
İşçi ve emekçiler dostluk ve dayanışma içinde hareket edecek, tarihsel olarak hak ettikleri değerlerini elde etmek için kendi devrimci birliklerini sağlayacaklar ve kazanacaklar. Hollandalı emekçiler emeklilik hakkı için 29 Mayıs’ta yine greve gidecek.
*Ali Solmaz: FNV-DAF İşyeri İşçi Temsilcisi, Eindhoven/ Hollanda
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.