Rabia Naz Vatan’ın babası Şaban Vatan ile Giresun’un Eynesil ilçesindeki evine giderek konuştuk. Kızının intihar ettiği iddia edilen yerde Sendika.Org’un sorularını yanıtlayan Vatan, bu ölümün aydınlatılmasının iktidar bağlantılı kirli bir çıkar ağı tarafından engellendiğini savunuyor
Giresun’un Eynesil ilçesinde 12 Nisan 2018 günü evinin önünde yaralı bulunup, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren Rabia Naz Vatan’ın babası Şaban Vatan adalet arayışını sürdürüyor. Devlet kurumları inanılması zor bir intihar senaryosu ile olayı kapatmak istiyor; babaya göre ise deliller ortada faili iktidar tarafından kollanan bir trafik kazası, bir cinayet olduğuna işaret ediyor. Şaban Vatan adalet istiyor.
Adalet istiyorsun, deli misin?
Rabia Naz’ın kuşkulu ölümünün aydınlatılması için adalet arayışında olan baba Şaban Vatan, kardeşi Muhammed Vatan’ın kendisi hakkında “Beni ölümle tehdit ediyor, daha önce akıl hastanesinde yattı, can güvenliğim yok” şikâyeti üzerine perşembe günü gözaltına alınıp, aynı akşam serbest bırakılmıştı.
Şaban Vatan gözaltına alındıktan sonra psikiyatri muayenesine götürülmüş muayene eden hekim de Vatan’ı ruh ve sinir hastalıkları hastanesine sevk etmişti. Çünkü istenen raporun ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde takip ile hazırlanması gerekiyordu. Ancak avukatının itirazları üzerine serbest bırakıldı.
“Amaçları adalet arayışını engellemek”
Şaban Vatan, kızının ölümünün aydınlatılması için herhangi bir adım atmayan ve başvurularını yanıtsız bırakanların, asılsız bir şikâyetle ve yalan belgelerle kendisi hakkında hızlıca soruşturma açmasına tepki gösteriyor. Kendisini akıl hastanesine yatırmaya çalışanların amacının adalet arayışını engellemek olduğunu belirtiyor. Vatan’a göre kızının ölüm nedeninin açığa çıkması durumunda iktidar bağlantılı kirli bir çıkar ağının unsurlarına dokunulacak ve bu nedenle de bu ölümün aydınlatılması iktidar baskısı ile engelleniyor.
“Kızımıza bir intihar mührü vuracaklardı”
Baba Şaban Vatan “Eğer ben bu olayın peşine düşmeseydim, kızımıza bir intihar mührü vuracaklardı. Ağrı’da Leyla kızımız, Kars’ta Sedanur kızımız aynı akıbete uğradılar. Ben aynı şeyler bir daha tekrar etmesin diye mücadele veriyorum” dedi.
Kızının intihar ettiği iddia edilen yerde sorularımızı yanıtlayan Şaban Vatan, yaşadıklarını tek tek anlattı.
Adalet arayışınız Rabia Naz’ın ölümünü ülkenin gündemine oturttu. Nurettin Canikli’nin Giresun’a geldiği gün gözaltına alındınız. Hakkınızda hazırlanmış bir hastane raporu olduğu söyleniyor, bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Kızım 12 Nisan 2018’de vefat etti. Ertesi gün Trabzon Adli Tıp’ta otopsisi yapılıp bize teslim edildi. Ağustos ayına kadar adli tıp raporu bekledik. Ağustos’ta adli tıp raporu geldi. Dört ay sonra gelen bir rapor var. O gün çok ilginçtir. Adliyeye gittiğimde katip geldi, “raporlar gelmedi” dedi. Ben de kendisine “savcı hanımla görüşmek istiyorum” dedim ama yine görüştürülmedim. Ben de artık ihbar edeceğimi söyleyince savcı hanım katiplerin odasına geldi. Orada adli tıp raporunun geldiğini söyledi. Ayak üstü binadan düşmüş dedi. Savcı hanım araç durumu var dediğimde bana ‘’Benim de babam öldü, ani ölümlere hazırlıklı olmalıyız” dedi. Aylar önce rapor çıktıktan sonra fiziki bir inceleme yapılıp bize net bir sonuç verilmesini talep etmemize rağmen hiçbir kımıldama olmadı. Keşif esnasında bilirkişi getirttiler, bedensel genel travma olduğu ortaya çıktı.
Hatta inceleme esnasında olayda araç olduğunu da söylemelerine rağmen son halini bilirkişi “Benim kanaatimce yüksekten düşmüş’” dedi ve rapora geçtiler. Bu rapor resmen kendisiyle çelişiyor. Kızımı o akşam muayene eden ortopedi uzmanı kızıma araba çarptığını da söyledi, ifademi de alabilirler dedi. Kızımı alıp hastaneye geçtiğimizden itibaren orada görenler polise de söylemişler araba çarptığını. Belli bir saatten sonra ortada kaybolan bir çanta var. İnceleme yapıldığı halde bu çanta ortada yok. Saatler sonra çanta ortaya çıkıyor polisin sandalye koyduğu yan tarafa. İntihar süsü vermek için çantayı sonradan yerleştiriyorlar ve bunu Giresun’dan gelen sivil bir polis yapıyor. O polisi bulmak için uğraştık ama bulamadık. Giresun’dan sivil polis getirttiklerine göre tanınmaması gerektiği belli. Polis geliyor inceleme için, video kaydı yapmıyor. Bana yalan beyan sundular 2 saatlik çekim var diye. Görele Emniyeti’ni arayıp o polisle görüşmek istedim. Şüpheli durumlar vardı tutanakta. 29 Haziran’da savcı beye gidip durumu izah ettim. Suç duyurusunda bulundum.
Tüm bunlardan sonra biz de güven kalmadı tabii ki. İnternetten Hacettepe Adli Tıp Anabilim Başkanlığı olduğunu öğrendim, hemen başvurdum. Kabul edildik tabii. Bunun üzerine olayı tüm ayrıntılarıyla dosyalayıp gönderdik. Sonucu aldığımızda kızımıza çarpan bir araç sonucu bu kaybı yaşadığımızı öğrendik. Eski bir ev var onun incelenmesini istedik. Mahkemelerde artık şahitlerinde geçerliliği yok. Diyorlar ki kanıtın var mı? Her şey kanıt. Bundan 50 yıl önce kamera mı vardı? Şahit vardı. Bilenler anlatır ona göre üzerine gidilir. Şüpheli olarak gösterilenler zanlıdır. Sorgulanmak zorundadır.
O kadar isim verdik bunlar işleme koyulmadı. Ama Şaban Vatan’ı iki polis gözetiminde gözaltına alıyorlar. Giresun Cumhuriyet başsavcılığı “gözlem altı” diyor, sadece elime kelepçe vurmadılar. Telefonumu alarak neyi amaçladılar? Telefonumu alarak zaten elime kelepçe vurmuş oldular. Özgürlüğümü elimden almış oldular. Eğer bir kişinin doktor muayenesi gerekiyorsa, zaten ben kendimiz giderim. Onlara da söyledim. Beni hangi doktora götürüyorsunuz?
Olayı örtbas etmek istediklerini mi düşünüyorsunuz?
(Eynesil Belediye Başkanı) Coşkun Somuncuoğlu’nun talimatı var bunlarda. Eşime atılan bir iftira var. “Anne bağırmış, çocuk intihar etmiş” söylentisi oluşturuldu. Annenin dünyası karardı. Böyle bir hitap böyle bir düşünce olur mu? Bunu nasıl dersin. Ne yapmaya çalışılıyorlar. Aslında baktığımız zaman burada bir baskı unsuru var. Benim hayatta yatmadığım hastanelerde yattığım gösterildi. Bunun resmi bir açıklaması yok. Ben SGK’ya da gittim. Diyorlar ki, “Giresun Kent Hastanesi’nde 13 Mart 2018’de 10 gün yatmışsın.” Benim öyle bir yatışım olmadı. Gittim SGK’ya baktım. 13 Mart’ta sadece ayakta tedavi gördüm. Başhekimden bizzat gidip çıkarttırdım belgeyi, benim hastanede yatışım olmadı.
Rabia’ya çarpan arabayı Somuncuoğlu’nun yeğeninin kullandığı söyleniyor…
Coşkun Somuncuoğlu’nun yeğeninin çalışanının aracı ama o gün aracı kullanan kişi Coşkun Somuncuoğlu’nun yeğenlerinden biri olan İbrahim Somuncuoğlu’ydu. Babası beni tehdit etti. Ben de suç duyurusunda bulundum ama sonuç alamadık.
Bir diğer yeğeni var Mehmet Somuncuoğlu, o da beni ölümle tehdit etti, hakaretlere kadar varan şeylerle karşılaştım. Bunların hepsinin kaydı HTC’de var. Şikayet ettik ama yine sonuç alamadık. Açıkça korunuyorlar. Ülkede AKP’li olmak varmış. Biz de AKP’liydik, ben kızımın olayından önce AKP üyesiydim. Eşim ilçe teşkilatında genel sekreterdi. Hatta eşimi ilçe teşkilatına genel sekreter yaptıran Coşkun Somuncuoğlu’nun kendisidir. Biz bu insanlara düşman olan kişiler değildik.
Burası küçük bir yer, yedi bin altı yüz nüfusu var herkes birbirini tanır. Kızımın ölümünden sonra 3-4 ay içinde ortaya çıkan şeyler gösterdi ki adalet bitmiş. Kızım kesinlikle cinayete kurban gitti. Her şeyi bir kenara bıraktım, kızım binadan düşmüş olsa dahi bu olayın üzerine gidilmesi gerekiyor. Giresun Cumhuriyet Başsavcısıyla bizzat görüştüm. Dedim ki, “Başsavcı Bey araç durumunu neden söylemiyorsunuz?” Kendisi “E cinayet dedik ya” diye cevap verdi. Özellikle araç demiyor, açık ki talimat almış. Makamlar mevkiler halk içindir. Sen makamı mevkiyi başka şeyler için kullanırsan kimsenin sana güveni kalmaz. Benim kızım asla geri gelmeyecek.
24 Haziran seçimleri oldu. Buraya AKP milletvekili Cemal Öztürk geldi. Gece yarılarına kadar oturduk burada. Hepsi tanıdığım insanlar, zaten herkes herkesi tanıyor. Nurettin Canikli diyor ki, “Siyasi algı yaratıyorlar.” Ne demek siyasi algı? Bunu nasıl dersin evladını kaybetmiş bir insana. Benim eşimi siz genel sekreter yapmadınız mı? Nurettin Canikli bu olayı açıkça örtbas etmeye çalışıyor. O sırada ben olayın peşindeyken Coşkun Somuncuoğlu, 8 Kasım’da bir görüşme yaptı, kimlerle görüştü? Üç tane telefonu vardı kendisinin. Hepsinden aradım, bir tanesini kapattı zaten. Benimle iletişimi kesti. İstanbul’da en son yapılan Giresun Buluşmaları’nda Nurettin Canikli’ye ilettiler bizimle görüşmesi için, bizi reddetti. O gün üzerime korumasını göndertti. Kızımın olduğu afişleri engellediler.
[Baba Şaban Vatan, kızının ölümünün aydınlatılmasını istemeyenlerin kirli bir çıkar ağının parçaları olduğunu ve Nurettin Canikli’nin bütün bunları bildiğini söylüyor.]
Şaban Vatan’ı 3 hafta hastaneye kapatabilirler. Milyonları nasıl susturacaklar? Her yaptıklarıyla tıbbı, adaleti itibarsızlaştırdılar. Benim verdiğim en büyük mücadele adaletin yerine gelmesi için, bütün gayretimi gösteriyorum. Beni sustursalar bile eşimi susturamadılar. Böyle bir siyasi parti yönetimine boyun eğemeyiz. Makamlar ülkenin vatandaşları içindir. Bireyler gelip geçicidir. Bugün maalesef bu durum böyle değil. Canikli “Ailenin yanındayım” demişti. Evet çok yardımcı oldular şu anda 3 hafta hastaneye yatıracaklar. Avukatlar buna itiraz ettiler. Şimdi mahkeme olacak bununla ilgili. Eğer ben toplumun içinde bulunan bir insan olmamış olsaydım, bu olayın peşine düşmeseydim, kızımıza bir intihar mührü vuracaklardı. Ağrı’daki Leyla kızımız, Kars’taki Sedanur kızımız aynı akıbete uğradılar. Ben aynı şeyler bir daha tekrar etmesin diye mücadele veriyorum.