Sanayi yatırımlarının, kapitalizmin kaçınılmaz krizine karşı ne gibi bağışıklığı var acaba?
Bekir Okan’ıyla… diğer irili ufaklı kapitalistleriyle… AKP’siyle… devletin baskıcı gücünü, grevleri dağıtmak, işçi hareketini örgütsüz kılmak, demokratik ortamı boğmak için kullanan iktidarıyla… Hepiniz sorumlusunuz…
Güzide kapitalistlerimizden İri diye kabul edilebilecek Okan Holding’in patronu Bekir Okan Bey, Atatürkçü Cumhuriyet gazetemize verdiği mülakatta “Son yıllarda inşaat ağırlıklı yatırım yapılması çok yanlıştı. (…) O yatırımlar sanayi tesislerine yapılsaydı üretimimiz ihracatımız, döviz girdimiz istihdamımız artacaktı,” demiş.
Şikayetini şöyle sürdürmüş: “Şimdi herkes inşaatçı.” (Cumhuriyet, 4 Şubat 2018)
Sanayide yatırım üstüne yatırım yapılsaydı kapitalist Türkiye Ekonomisi krize sürüklenmekten kurtulacak mıydı acaba?
Bu soruyu şu şekilde de formüle edebilirim: Sanayi yatırımlarının, kapitalizmin kaçınılmaz krizine karşı ne gibi bağışıklığı var acaba?
Bakınız…
Yıllardır mücadele ettiğim, burjuva sol iktisatçıların icat ettiği, “Türkiye ekonomisi inşaatla büyüyor, kaynaklar inşaata aktarıldı” şeklindeki yüzeysel değerlendirme genel geçer bir kabul haline gelmiş ve kapitalistlerimizin imdadına da yetişmiş? Saygıdeğer patronumuz Okan Bey bile bu görüşe şevkle sarılıp tutunmuş.
Belki de bizim burjuva-sol iktisatçılarımız, inşaata dair görüşlerini Okan Bey gibi kapitalistlerimizden edindiler. Kim bilir?
Ama her ne hal ise, bu türden görüşlerin kapitalizmin sorgulanmasını gölgelediğini, anti-kapitalist mücadeleye ciddi zarar verdiğini belirtmeden geçemeyeceğim.
Bekir Okan Bey, şimdi inşaatçılıktan şikâyet ediyor ama, kendisi her nedense inşaatçılıktan tamamen vazgeçmiş değil.
Daha eski zamanlara gidip, holdinginin inşaatçılık ve emlakçılıkla büyüdüğünden de (sermaye biriktirdiğinden) hiç söz etmemiş.
12 Eylül ve Özal döneminde büyük inşaat ihaleleri aldığını da söylememiş.
Kapitalistimiz önümüzdeki dönemde, özel okul ve hastane yatırımları yapacağını belirtirken, bu türden yatırımların büyük kısmının inşaatı içerdiğini de unutmuş!
Hayır… Burjuva sol iktisatçıların yaptığı gibi kapitalistimizin görüşlerinin tutarsızlığını(!) ortaya koymaya çalışmıyorum.
Tam tersine.
Bu güzide patronumuz, kapitalist sistemin mantığına uygun hareket etmektedir.
Kapitalizmin hareket yasalarına göre, (mesela rekabet yasasına göre) gayet tutarlı davranmaktadır.
Bazı firmalar krizde elenecek, Okan Holding gibi bazıları, fırsatlardan yararlandığı için bu krizi de atlatacak, daha da büyüyecektir. Belki küçülecek, belki batacak…
Peki, Bekir Okan’a göre kimdir sorumlu? Tabii ki en başta büyümek (sermaye biriktirmek) için ölçüsüz yatırımlar yapan diğer sermayedarlar.
Sonra yüksek faiz veren bankalar.
Nihayet devlet, dolayısıyla da hükümet…
Allah’tan eski dönemlerde patronlarımızın çoğunun yaptığı gibi, grev yapıp duran, sürekli ücret artışı talep eden işçileri sorumlu tutmamış!
Bekir Okan’ıyla… diğer irili ufaklı kapitalistleriyle… AKP’siyle… devletin baskıcı gücünü, grevleri dağıtmak, işçi hareketini örgütsüz kılmak, demokratik ortamı boğmak için kullanan iktidarıyla… Hepiniz sorumlusunuz…
Heyhat!.. Şanslısınız ki iktidarınızla, sermaye gücünüzle, AKP’nizle, MHP’nizle, gül gibi yuvarlanıp gittiğiniz düzeninizle, sorumluluğunuzun bedelini işçi sınıfı ağır ellerini kaldırıp harekete geçemediği için şimdilik ödemiyorsunuz.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.