KESK Merkez Yürütme Kurulu üyesi İlhan Yiğit, “Mülakatlar subjektif koşullarda yapılıyor, derhal kaldırılmalı” dedi
KPSS’de aldığı 88.295 puanla fizik öğretmenliği alanında Türkiye birincisi olan Deniz Eren Demir, mülakatta 54 puan alarak elendi. Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz KESK Merkez Yürütme Kurulu üyesi İlhan Yiğit, mülakatların nesnel bir ölçütle değil iktidarın canının istediğini işe alıp muhalifler başta olmak üzere geri kalanları elemek için uydurduğu bir düzenek olduğunu ve kaldırılması gerektiğini söyledi
Deniz Eren Demir adlı öğretmen, fizik alanında 88.295 puanla Türkiye 1’incisi oldu. ÖSYM de Türkiye 1’incisi olduğuna dair belgeyi kendisine iletti. Fizik birincisi Demir, mesleğini yapmak için sözleşmeli öğretmenlik sınavına girdi. Ancak, mülakatta 54 puan verilerek elendi.
Sözcü’den Ali Ekber Ertürk’ün haberine göre, fizik alanında birinci olan Demir, “2018 yılı Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda 88.295750 puan aldım. ÖSYM’nin açıkladığı sıralamalara göre Fizik Öğretmenliği branşında Türkiye birincisi, Fizik ve Fizik Öğretmenliği branşında ise Türkiye ikincisi oldum. Ardından 14.12.2018 tarihinde yapılan mülakat sınavına katıldım. Mülakat sınavında tüm sorulara doğru cevap vermeme rağmen 54 puan alarak başarısız kabul edildim” dedi.
Konuyla ilgili görüşlerini Sendika.Org’la paylaşan KESK Merkez Yürütme Kurulu üyesi İlhan Yiğit, KPSS’nin ardından yapılan mülakatların nesnel bir temeli olmadığını, iktidarın canının istediğini işe almak için uydurduğu bir düzenek olduğunu söyleyerek “Mülakatlar kaldırılmalı” dedi.
Öğretmen Deniz Eren Demir’in yaşadıklarının ilk olmadığını söyleyen Yiğit, “AKP iktidarında bu olaylarla sık sık karşılaşıyoruz. Ancak toplumsal hafızamız zayıf, her defasında yaşananları unutuyoruz” dedi. 10 yıl kadar önce Eğitim- Sen üyesi bir öğretmenin Fen Lisesi sınavına girdiğini ve 100 üzerinden 99 aldığını ancak mülakatta kendisine “5 kiloluk karpuzun içindeki çekirdek sayısının” sorulmasının ardından öğretmenin elendiğini hatırlatan Yiğit, şunları söyledi:
Örneğin yabancı dil ya da uygulama kısmı gereken alanlarda mülakatların kriteri var. Sorulacak sorular, tamamen kendi alanından sorular olmalı ve objektif kriterlerle yapılmalı. Mülakatın ardından herhangi bir hak arama süreci için mülakat sürecinde kamera kayıtlarının alınması gerekir. Mülakata giren kişinin ‘Bana şu soruları sordular’ demesinin dışında elinde başka kanıt yok.
“Önemli olan KPSS puanınız değil AKP örgütünden gelen listede olup olmadığınız” diyen Yiğit, kamu kurumlarının AKP’nin il, ilçe örgütlerinden gelen listeler ile doldurulduğunu söyledi. “İnsanlar sınava girerken ‘Yazılı sınavı geç, sözlüyü hallederiz’, ‘Hele barajı geç gerisine bakarız’ denilerek verilen sözlerle sınava giriyor. Bu yüzden mülakatların hiçbir ölçütü yok. AKP kendisine muhalif olabilecek herkesi kamudan uzaklaştırırken kendi yandaşlarını kamuya alıyor” diyen Yiğit, mülakat aşamasını geçmeyi başaranların daha sonra güvenlik soruşturması aşamasında elenebildiğini belirterek, kamuya girişleri “engelli koşu” olarak tanımladı.
Yiğit, AKP iktidarının Anayasal bir hak olan çalışma hakkının gasp ettiğini, mülakatların ve güvenlik soruşturmalarının bu gaspın aracı olduğunu ve kaldırılması gerektiğini belirtti.
15 Temmuz 2016 darbe girişimini “Allah’ın bir lütfu” olarak tanımlayan AKP iktidarı “FETÖ ile mücadele” bahanesi ile darbe girişimi ile ilgili ilgisiz on binlerce kamu çalışanını herhangi bir yargı kararı olmaksızın görevden uzaklaştırmış, kamudaki tasfiye adım adım bütün muhalif kesimlere uzanmıştı. AKP’ye yakın çevreler ve kamudaki yetki sahipleri bu keyfiyeti siyasi ve kişisel çıkarları için sonuna kadar kullanırken özel sektör de güvenlik soruşturmaları ile adım adım aynı yöntemi izlemeye başladı.
Sendika.Org