Kıta ayrılmaları aynı zamanda organizmalar için coğrafik izolasyonlar ve genetik sürüklenmeler oluşturarak, seçilim sürecine yepyeni bir bakış kazandıracaktır Üzerinde konakladığımız gezegen de, bizimle birlikte evrimleşmeye ve değişmeye devam ediyor. İnsan türü gibi bir yıkıcı güçten çok daha kötülerini atlattı ve atlatacak. Gezegenin evrim sürecinde kıtalar da değişiyor. Gezegenin en dışta kalan katı kısmı litosfer, hareket eden katı (rijid) […]
Kıta ayrılmaları aynı zamanda organizmalar için coğrafik izolasyonlar ve genetik sürüklenmeler oluşturarak, seçilim sürecine yepyeni bir bakış kazandıracaktır
Üzerinde konakladığımız gezegen de, bizimle birlikte evrimleşmeye ve değişmeye devam ediyor. İnsan türü gibi bir yıkıcı güçten çok daha kötülerini atlattı ve atlatacak. Gezegenin evrim sürecinde kıtalar da değişiyor. Gezegenin en dışta kalan katı kısmı litosfer, hareket eden katı (rijid) levhalara, yani kabaca kıtalara ayrılır. Bu kıtalar da ilk zamandan itibaren günümüzdeki haliyle var olmadılar ve viskoz yapıda astenosfer üzerinde adeta “kayar” gibi hareket ediyorlar. Abraham Ortelius isimli kartografyacı (harita bilimi), 1596 yılında kıtaların okyanus tabanı üzerinde “kaydığını” dile getiren ilk kişi olmuştur. Ardından 1912 yılında Alfred Wegener adlı jeofizikçi ve meteorolog, çoğu kişiyi memnun etmemiş olsa da bu fikri geliştirmiş ve bilimsel temeller üzerine oturtmuştur. Sonra Arthur Holmes isimli jeolog tarafından manto konveksiyon mekanizmaları eklendi. Son hali ile günümüzde kıtaların litosfer üzerindeki yüzercesine hareketini açıklayan levha tektoniği teorisi şeklini almıştır.
Levhaların litosferdeki subdiksiyon (batma/dalma) hareketini gösteren bir infografik.
Britannica Encyclopedia
Yaklaşık 335 milyon yıl önce oluşup, 175 milyon yıl önce ayrılmaya başlayan Pangeasüperkıtasından bu yana kıtalar, sürekli bir değişim içerisindedir. Yaklaşık 225 milyon yıl önce ayrılmaya başlayan Pangea, 75 milyon yıl gibi bir süre zarfı ardından dinozorların yaşadığı Mezozoik Çağ’da Laurasia (Lavrasya/Kuzey) ve Gondwana (Gondvana/Güney) olmak üzere iki büyük kıtayı oluşturur. 50 milyon yıl süren bir tarih sonunda yavaş yavaş bu kıtalar da ayrılarak günümüzdeki halini almaya devam eder. Peki sonrasında neler olabilir?
Levha tektoniği ve kıtaların jeomorfolojik evrimi.
Britannica Encyclopedia
Günümüzden 50 milyon yıl kadar sonra, San Andreas Fay Hattı’nın kuzeye doğru hareket etmesinden ötürü Kaliforniya kıyıları Aleutian Oyuğu içerisine batmaya subdiksiyon) başlayacaktır. Ayrıca tektonik levha hareketlerinden ötürü, Afrika Avrasya kıtası ile birleşecek, Akdeniz tamamen ortadan kalkacak ve kapanacaktır. Bu devasa iki kıtanın çarpışması, Himalayalar gibi yeni ve upuzun dağ dizilerini yaratacaktır. Uzak geleceğin kronolojisini konu edindiğimiz yazımıza buradanerişebilirsiniz. Peki daha uzak gelecekte, bütün kıtalar ne durumda olabilir hiç düşündünüz mü?
Yapılan analizlere göre günümüzden 200-250 milyon yıl kadar sonra kıtaların tekrardan birleşecekleri anlaşılıyor. Fakat nerede ve nasıl bir birleşmeden bahsediliyor? İşte bu birleşme dönemi için 4 büyük senaryo mevcut. Bu dört olası senaryoda oluşacak süperkıtalara Novopangea, Neopangea (Pangea Ultima), Aurica ve Amasia isimleri verilmiş.
Eğer günümüz koşulları devamlılığını sürdürürse, Pangea’nın antipodu (tam karşı tarafı) olarak Novopangea oluşacaktır. Bu senaryoya göre Atlantik Okyanus’u genişlemeye devam edecek, Pasifik Okyanus ise daralarak kıtalar tarafından kapanacaktır. Kuzeye doğru kayan Antarktika ile Amerika birleşecek, onlar da zaten birleşmiş olan Afrika-Avrasya ile kaynaşacaktır.
Hipotetik Novopangea modeli.
The Conservation
Her ne kadar “son süperkıta” anlamına gelen Pangea Ultima ismi bilimsel olarak tutarlı sayılmasa da, kullanılmaya devam ediliyor. Birçok jeomorfoloji kaynağında bu isim yerine “sonraki süperkıta” anlamına gelen Pangae Proxima tercih ediliyor. Söz konusu senaryoya göre Amerika’nın doğusu Atlantik orta sırtına batarak (subdiksiyon), Atlantik-Hindistan havzasını bozabilir. Böylece Atlantik Okyanus’un kapanmasına ve Amerika’nın yeniden Afrika-Avrasya ile birleşmesine neden olabilir. Bu yüzden birçok süperkıta gibi, Neopangea’nın orta bölgesi yarı kurak bir iklim tipine sahip olabilir.
Hipotetik Pangea Proxima, Pangea Proxima veya Neopangea modeli.
Red History
Bu senaryo, Avrasya ve Kuzey Amerika’nın altına doğru zaten batmakta (subdiksiyon) olan Pasifik levhası temel alır. Bunlar dalma/batma bölgesi olan yerlerde birleşir. Bu bölgelerde levhalardan biri diğerinin altına girer ve sıcak manto içine gömülür. Bu da Pasifik levhasının sonunda kapanacağına işaret eder. Hipoteze göre Pan-Asya sırtı Hindistan’ın batısından Kuzey Kutbu’na kadar ayrılarak Asya’yı ikiye böler ve yeni okyanus oluşumuna sebebiyet verir. Güneyden gelen Antarktika ile Güney Amerika birleşir. Diğer yandan Doğu Asya ise Kuzey Amerika birleşir. Güneyden kuzeye doğru ilerleyen Avustralya da süperkıtanın merkezinde yer alır.
Hipotetik Aurica modeli.
Duarte et al., 2016, Geological Magazine
Atlantik ve Pasifik Okyanusları’nın yerini koruduğu bu dördüncü senaryo ise konuya bambaşka bir perspektiften yaklaşıyor. Bilindiği kadarıyla Afrika ve Avustralya gibi birçok kıta kuzeye doğru hareket ediyor. Bu kaymaların Pangea zamanındaki manto hareketlerinden kaynaklandığı düşünülüyor. Kuzeye doğru bu ilerleme, milyonlarca yıl sonra Antarktika dışındaki bütün kıtaların Kuzey Kutbu’nda birleşmesi anlamına gelebilir.
Hipotetik Amasia modeli.
All That Interesting
Elbette bahsettiğimiz senaryolar arasından tespit edilen en makul hipotez Novopangea’dır. Çünkü halihazırda süregelen jeolojik şartların devam etmesi beklenilir. Öte yandan Aurica için Atlantik’te ekstradan subdiksiyon (batma/dalma) bölgeleri oluşması lazım. Neopangea (Pangea Ultima) için Atlantik’in tersten ayrılması lazım. Amasia içinse Pangea’dan geriye kalan manto anomalilerinin devam etmesi lazım. İşte çeşitlilik ve seçilim süreci! Kaçınılmaz olan değişim ve beraberindeki evrim, kendini her bilim dalında gösteriyor. Bu kıta ayrılmaları aynı zamanda organizmalar için coğrafik izolasyonlar ve genetik sürüklenmeler oluşturarak, seçilim sürecine yepyeni bir bakış kazandıracaktır!
Kaynaklar ve ileri okuma:
Kaynak: Evrim Ağacı
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.