Kadınlar Birlikte Güçlü, Flormar işçileri ile kadın dayanışmasını büyütmek için uluslarası sendikaların kadın birimlerine mektup yolladı
Kadınlar Birlikte Güçlü, Flormar işçileri ile kadın dayanışmasını büyütmek için uluslarası sendikaların kadın birimlerine mektup yolladı
Kadınlar Birlikte Güçlü, Flormar işçileri ile kadın dayanışmasını büyütmek için yaptıkları sosyal medya eylemi, ziyaret, dayanışma paketi ve eylemlilik programının ardından, uluslararası sendikaların kadın birimlerine DİSK, KESK, Birleşik Metal İş, Deriteks ve Petrol-İş sendikaları aracılığıyla mektup yolladı.
Uluslararası sendikalardan Flormar işçilerinin direnişinin sesini duyurmak için kadın işçilerin gerek işyerinde gerek sendikalaşma sürecinde gerekse de direniş alanında uğradığı her türlü şiddeti, hak ihlalini görünür kılmaları, kınamaları, Flormar ve Yves Rocher boykotunu büyütmeleri istendi.
Kadınlar Birlikte Güçlü’nün uluslararası sendikalara yolladığı çağrı mektubunun tamamı şu şekilde:
FLORMAR’DA DİRENİŞ SÜRÜYOR, DAYANIŞMA BÜYÜYOR.
Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren FLORMAR firması (Koşan Kozmetik), Mayıs ayı içerisinde sendikaya üye olduğu için çoğunluğu kadın 120 işçiyi işten çıkardı! Ardından direnen işçilere destek veren 12 işçinin de atılması ile toplam 132’ye ulaşan işçilerin bu saldırıya cevabı direniş oldu. 15 Mayıs 2018’de başlayan fabrika önündeki direniş, işçilerin halayları, sloganları, dik duruşu ulusal ve uluslararası dayanışma ile devam ediyor.
Toplumsal cinsiyet eşitliği’ne önem vermekle övünen hatta bu alanda ödüller veren, Koşan Kozmetik’in %51 hisselerine sahip olan Groupo Rocher, %80’i kadın olan işçilerin sendikalaşma nedeniyle işten çıkarılmasını önce “bizim firmamızla ilgili değil” diyerek geçiştirdi, ardından yaptığı paylaşımla “Koşan Kozmetik’e olan güvenlerinin tam olduğu”ndan bahsetti. Yani firmanın arkasında durarak bu hukuksuzluğun ortağı oldu!
Flormar çalışanı kadın işçiler, ücretlerin düşük olduğunu, yıllarca çalışmalarına rağmen eşit ve eşdeğer işe eşit ücret alamadıklarını, çalışırken sözlü taciz, hakaret, aşağılama, başta olmak üzere ciddi işyeri şiddet türleri ve mobbinge maruz kaldıklarını, işyerinde kadın işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin yetersiz olduğunu paylaşıyorlar. Bu koşulların düzeltilebilmesi için yasalardan kaynaklanan sendikalaşma haklarını kullanarak Petrol-İş Sendikası’na üye olduklarında da işten atılıyorlar.
Sendikaya üye olmak gerek ulusal, gerek uluslararası sözleşmelerle tanımı net bir haktır; Anayasa’nın 51. maddesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 23, 6356 sayılı Sendikalar Kanunu Madde 31, 87 Sayılı ILO sözleşmesi, Avrupa Sosyal Şartı Madde 5, sendikalaşma hakkını açıkça bildirmektedir. Buna bağlı olarak Koşan Kozmetik suç işlemektedir.
Fabrika önünde direniş devam ederken, fabrika yönetimi, direnen işçiler ile çalışmaya devam eden işçilerin birbirine olan desteğini kesmek için fabrika duvarlarına önce dikenli teller yaptı, sonra duvarları yükseltti, en son da çalışan işçilerin dinlenme alanını metal plakalarla kapattı.
Direnişin 84.gününde fabrika yönetiminin talebiyle polis geldi ve önce pankartın indirilmesi istendi ardından işçilerin yolun karşısına geçmesi talep edildi. 106. günde valilik emri ile direnen işçilerin ses aracı yasaklandı. En son 197. günde de Gebze Kaymakamlığı, işçilerin direniş alanında soba yakmasını, çadır kurmasını ve ses aracından müzik çalmasını yasakladı.
Sendikalaştıkları için işten çıkarılan işçi kadınlara işveren ve devlet kaynaklı bu şiddetin işyeri şiddetinin davamı olarak görüyoruz. Bilindiği gibi İLO, uluslararası sendikaların önerisiyle işyerinde toplumsal cinsiyet temelli şiddeti gündemine aldı, tavsiye kararının ötesinde bu konuda yasal bağlayıcılığı olan bir sözleşme oluşturmayı tartışıyor.
Ayrıca işçilerin üye olduğu Petrol-İş Sendikası’nın küresel örgütü olan INDUSTRİALL da “Kadına yönelik şiddet ve tacize hem işyerlerimizde hem sendikamızda hayır” isimli bir Taahhütname hazırlayarak üye sendikaların onayına sundu, bu konuda işyerlerinde ve sendikalarda, şiddet ortadan kalkıncaya kadar etkinlikler düzenleyeceği sözünü verdi. İşçilerin örgütlendiği Petrol-İş’in de aralarında olduğu Türkiye’de üye sendikaların bir kısmı bu taahhütnameyi imzaladı. Kadına yönelik şiddetin uluslararası sendikal hareket içinde de tartışıldığı, çözüme yönelik adımların küreselleştirildiği bir dönemde, Flormar direnişçisi kadınlara yönelik şiddetin ifade edilmesi ve görünür kılınması, kınanması elzemdir.
Tüm bu baskılara ve çetin hava koşullarına rağmen kadınlar direnişlerini sürdürüyorlar.
İşten çıkarmalara karşı sendikanın hukuki mücadelesi devam ederken Ekim 2018’de ilk dava kazanıldı. Dava sonucunda bir işçi “işe iade davası”nı kazandı.
Flormar’da çoğunluğu kadın olan işçilerin işten atılmasını takiben Türkiye’deki kadın ve LGBTİ+ örgütleri, Flormar ve Yves Rocher’e boykot çağrısı yaptı. Direniş alanına ziyaretler devam etmektedir. İçinde çeşitli memur ve işçi sendikalarının kadın birimleri temsilcilerinin de bulunduğu “Kadınlar Birlikte Güçlü” olarak Flormar işçileri ile kadın dayanışmasını büyütüyoruz. Daha önce hazırladığımız dayanışma imza metinlerini ve basın dosyasını sürecin açıkça anlaşılması açısından sizlerle paylaşıyoruz. Burada paylaştığımız resmi dökümanlardan da görüleceği üzere firmanın haksız tutumu, ilgili resmi kurumların raporlarına da yansımıştır.
Siz değerli dostlarımızdan ricamız da Flormar işçilerinin direnişinin sesini duyurmanız. Gerek işyerinde gerek sendikalaşma sürecinde gerekse de direniş alanında kadın işçilerin uğradığı her türlü şiddeti, hak ihlalini görünür kılmanız, kınamınız, Flormar ve Yves Rocher boykotunu büyütmeniz. Türkiye’de süren bu hukuksuzluğa karşı bulunduğunuz ülkede Groupo Rocher’e baskı uygulamanız ve ikiyüzlü cinsiyetçi politikalarını teşhir etmeniz. Kısacası 200 günü aşkındır direnen kadın işçilerle dayanışmayı büyütmeniz.
Yaşasın Enternasyonel Dayanışma, Yaşasın Kadın Dayanışması.
Direnen Flormar İşçileri Kazanacak.
KADINLAR BİRLİKTE GÜÇLÜ
İlgili içerikler:
Sendika.Org