“Araştırmalarda, kahkaha sesi duyan insanların gülmeye başladığını tespit ettik. Olumlu duyguların bulaşıcı olması çok önemli bir sosyal faktör. Bu, bir grup içerisindeki bireylerin güçlü sosyal bağlar kurabilmesi için çok büyük öneme sahip olabilir” Lütfen açıklamayı okumadan önce şu videoyu izleyiniz: https://www.youtube.com/watch?v=J9ykQ08AFnA Evet, gülmeniz veya en azından gülümsemeniz sona erdi mi? Öyleyse buyurun: Sahiden, neden güldünüz? […]
“Araştırmalarda, kahkaha sesi duyan insanların gülmeye başladığını tespit ettik. Olumlu duyguların bulaşıcı olması çok önemli bir sosyal faktör. Bu, bir grup içerisindeki bireylerin güçlü sosyal bağlar kurabilmesi için çok büyük öneme sahip olabilir”
Lütfen açıklamayı okumadan önce şu videoyu izleyiniz:
https://www.youtube.com/watch?v=J9ykQ08AFnA
Evet, gülmeniz veya en azından gülümsemeniz sona erdi mi? Öyleyse buyurun:
Sahiden, neden güldünüz? Komik bir şey mi vardı ortada? Biri bir fıkra anlattı ya da komik bir hareket mi yaptı? Tek izlediğiniz, sıradan özelliklere sahip bir adamın, pek de komik ya da sıradışı olmayan bir şekilde, katıla katıla gülmesiydi… Peki siz neden güldünüz?
Bu sorunun sırrı tabii ki evrimsel biyolojide ve psikolojide yatıyor. Güldünüz, çünkü gülmenin gerek nörofizyolojik olarak, gerek anatomik olarak, gerek kültürel olarak evrimleşmesinin bir sebebi var: sosyal ilişkileri kuvvetlendirmek ve tür içerisindeki diğer bireylere mesaj verebilmek… “Ben iyiyim ve mutluyum.”
İnsan türü, günümüzdeki tüm iğrençlik ve fenalıklarına rağmen, ilk evrimleştiği zamanlarda son derece sevimli ve doğaya adaptif bir türdü. Varlığını sürdürübilmesini, diğer tüm türlerden gelişmiş olan beynine borçluydu. Vücuduna oranla “devasa” sayılabilecek beyne ve kazandırdıklarına karşılık, neredeyse tüm fiziksel becerileri vasatın altına gerilemişti. Beynini ve kıvrak ellerini kullanarak yaptıkları hayatta kalmasını sağladı, ancak normal şartlarda bu ikisi, hayatta kalmak için yeterli olmaktan çok çok uzaktı… Çok daha önemli bir şey gerekiyordu: Sosyal yapı.
İşte insan, diğer hiçbir türde rastlamadığımız kadar karmaşık bir kültürel ve sosyal yapı inşa etmeye başladı. Bunu, öncelikle zekası sayesinde türünü ve diğer bireyleri daha iyi tanımasıyla başlattı, yerleşik hayata geçmesiyle hızlandırdı ve geliştirerek sürdürdü. Yüz binlerce ve milyonlarca yıl süren bu süreç, atalarından aldığı bazı özelliklerle birleşerek önemli sinyalleri ve iletişim metotlarını doğurdu. Gülmek de, bunlardan biri…
University College London’dan nörobilimci Dr. Sophie Scott’un da doğruladığı gibi, siz gülerseniz, Dünya da sizinle birlikte güler… Scott’un sözlerine kulak verelim:
Uzun bir süredir biriyle irtibat kurduğumuzda beynimizin karşımızdakinin davranışlarını taklitettiğini biliyorduk. Kullandığı kelimeleri kopyalıyor, jestlerini taklit ediyoruz. Şimdi bunun gülme için de geçerli olduğunu ispatladık. En azından beynin belli bir düzeyi için…
Araştırmacılar denekleri farklı seslere tabi tuttular ve fMRI kullanarak beyin tepkilerini ölçtüler. Sonuçlar ilginçti: Gülme veya zafer naraları beyinde pozitif tepkiler doğururken, çığlık veya kusma sesi beyinde negatif tepkiler yaratıyordu. Tüm bu sesler beynin premotor korteksinde değerlendiriliyordu ve bu da, yüzün ilgili tepkileri vermesini sağlıyordu. Ancak ilginç olan, pozitif seslerin negatif seslere göre çok daha güçlü tepkiler doğurmasıydı. Scott durumu şöyle açıklıyor:
Yaptığımız araştırmalarda, kahkaha sesi duyan insanların gülmeye başladığını tespit ettik, ancak öğürme sesi duyanların yüzleri buruşmuyordu. Olumlu duyguların bulaşıcı olması çok önemli bir sosyal faktör. (…) Bu, bir grup içerisindeki bireylerin güçlü sosyal bağlar kurabilmesi için çok büyük öneme sahip olabilir.
Dolayısıyla gülmek (veya pozitif duyguları sinyallemek), evrimsel açıdan insan türü için çok kritik bir öneme sahipti. Bu yüzden, atalarımızın evrimleştirdiği bir özelliği torunlar olarak halen sürdürüyoruz. Artık pek de şaşırtıcı olmayan bir diğer bilgi ister misiniz? En yakın kuzenlerimiz şempanzeler de bizler gibi gülüyor, kahkaha atıyor ve aynı bizler gibi kahkahaya istemsiz olarak gülerek veya kahkaha atarak tepki gösteriyor.
Kaynak: Evrim Ağacı
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.