Şırnak Cizre’de ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında kentteki yaralılara sağlık hizmeti götürmek isterken engellenen ve haklarında dava açılan 14 sağlık çalışanının yargılandığı davada mahkeme beraat kararı verdi
Şırnak Cizre’de ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında kentteki yaralılara sağlık hizmeti götürmek isterken engellenen ve haklarında dava açılan 14 sağlık çalışanının yargılandığı davada mahkeme beraat kararı verdi
Şırnak’ın Cizre ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında, kentte bulunan yaralılara sağlık koridoru açmak isteyen 14 sağlık çalışanı hakkında “örgüte üye olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” iddialarıyla açılan davanın ikinci duruşması Mardin 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, TİHV Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı, HDK Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu, İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ve Türkiye’nin dört bir yanından çok sayıda sağlıkçının takip ettiği duruşmada, yargılanan 14 sağlık çalışanından 11’i hazır bulunurken, Vahaç Alp ve ambulans şoförü Mehmet Şerif Taşan bulundukları kentlerden SEGBİS aracılığı ile katıldı. SES Genel Kadın Sekreteri Selma Atabey ise mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı. Duruşma yapılan kimlik tespitinin ardından başladı.
İlk olarak savunma yapan Mehmet Şerif Taşan, “Ben bu suçlamayı kabul etmiyorum. Herhangi bir örgüte üye değilim. Ben ambulans şoförüyüm. Elimde resmi yazım bulunmakta. Resmi yazı ile olay tarihinde görevlendirildim. Suçum yoktur. Beraat talebinde bulunuyorum” dedi.
Ardından savunma yapan Vahaç Alp de yapılan suçlamadan hiçbir şey anlamadığını dile getirirdi ve “Neresini savunacağımı anlamadım. Ben hekimlik ilkeleri kapsamında ayrım yapmadan sağlık ihtiyacı olan herkese sağlık hizmeti sunmak için yola çıktım. Gönüllü olarak hizmet götürmek, oradaki yaralılara destek olmak istedik. Şimdi bu suçlamanın neresini savunayım” ifadelerini kullandı.
O dönem gazetelerde engellenen sağlık çalışanları ile ilgili haber örneklerini okuyan Alp, sözlerinin devamında şunları söyledi:
Bir bodrum katında yaşamını yitiren ve yaralı oldukları belirtilen insanlar olduğu basında yer alıyordu. Biz de gönüllü olarak yola çıktık. Ancak başaramadık. Halen o bodrumlarda kim vardı bu insanlar kimdi bilmiyoruz. Mahkeme heyeti biliyorsa bizimle paylaşırsa seviniriz. Bizim burada hekimlik görevimizin ilkeleri yargılanıyor. Bir yerde bir olay olur ve oraya bir ambulans gider, o ambulans yaralıları alır ve hekimler müdahale eder. Ama biz bunu yapmak istediğimiz için örgüt üyesi olmakla suçlanıyoruz. Eğer bugün Gazze’de yaşananlar üzerine Gazze’ye gitsem Hamas militanı mı sayılacaktım?
Vahaç Alp, mahkeme heyetine çok fazla ölüm gördüğünü ve bu gördüklerinden bir anısını anlatarak, “Biz hekimler ölüm görmek istemiyoruz. Bu nedenle barış talebinde bulunuyoruz. Bu nedenle hekimliği yargılamaya son verin” diye vurguladı.
Ardından söz alan Av. Rıdvan Alp, “Müvekkilim yaptıklarından utanç değil aksine gurur duymaktadır. Yapmış oldukları da herhangi bir şekilde suç değildir. Biz bu nedenle bu yargılamaya son verilmesini istiyoruz” diye konuştu.
Cizre’de sokağa çıkma yasaklarında yaşananları hatırlatan avukat Alp, sözlerinin devamında şunları dile getirdi:
İddialara dayanak olarak dosya içerisine bir şey alınmadığını görmekteyiz. İddianame tamamen niyet okumalar üzerine hazırlanmıştır. Müvekkilim ve beraberindekiler yapmış oldukları fiiller nedeniyle yargılanamaz. Müvekkilim ve beraberindekiler böyle bir karar alarak gönüllü bir şekilde o dönem yaralılara yardım ulaştırmak istedikleri için kutlanması gereken kişilerdir. Müvekkilim herhangi bir örgüt talimatı ile değil bizzat vicdanı olarak yola çıkmıştır. Müvekkilim Gazze’de sağlık çalışanına ihtiyaç duyulduğunda da ilk ismini yazdıran kişilerden biridir. Şimdi müvekkilim Gazze’ye gitmek istediği için örgüt üyesi olmuyor da yanı başındaki Cizre’ye gitmek istediği için mi örgüt üyesi oluyor?
Devamında savunma yapan Yekta Yıldız da “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” dedi. Üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini vurgulayan Yıldız, “Biz yanlış bir şey yapmadık. Biz sağlık ihtiyacı olan insanlara sağlık hizmeti götürmek istedik” diyerek beraatını istedi.
Savunmaların ardından Savcılık esas hakkındaki mütalaasını sundu. Savcılık, sağlık çalışanlarının “örgüt talimatı ile” hareket ettiklerine dair dosyada bir emare olmadığını belirtti. Savcılık, 14 kişinin üzerlerine atılı her iki suçlamadan da “delil yetersizliği” gerekçesi ile beraatlarına karar verilmesini istedi.
Ardından mütalaaya ilişkin savunmaları istenen sağlıkçılar beraat istedi. Avukatları ise mütalaaya kısmen katıldıklarını belirterek, “delil yetersizliğinden değil, müvekkillerinin fiilinin suç olmadığının” belirtilerek haklarında beraat kararı verilmesini istedi.
Kararını açıklayan mahkeme, sağlıkçıların “suç kastı” olmadığını belirterek, 14 kişi hakkında beraat kararı verdi.
İlgili haberler:
Sendika.Org