Barış akademisyenleri davalarının avukatlarından Meriç Eyüboğlu, Gençay Gürsoy’a verilen cezanın Şebnem Korur Fincancı için de verilebileceğini söyledi
Barış akademisyenleri davalarının avukatlarından Meriç Eyüboğlu, davanın haksız ve temelsiz olduğunu ortaya koymak için yaptıkları savunmaların “suç delili” olarak dosyaya eklendiğini belirterek Gençay Gürsoy’a verilen cezanın Şebnem Korur Fincancı için de verilebileceğini söyledi
Barış akademisyenlerinin yargılandığı davanın geçtiğimiz günlerde Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde görülen duruşmasında, Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi eski Başkanı Gençay Gürsoy’a “örgüt propagandası yapmak” gerekçesiyle 2 yıl 3 ay hapis cezası verilmişti.
Şebnem Korur Fincancı ve Gençay Gürsoy’un avukatı Meriç Eyüpoğlu geçtiğimiz hafta iki gün ara ile yaşanan olayı aktararak 11 Aralık’ta Gürsoy’un dosyasında yaşadıkları olayın benzeriyle 13 Aralık’ta Şebnem Korur Fincancı’nın dosyasında da karşılaştıklarını belirterek şu ifadeleri kullandı:
Mahkeme başkanı duruşma anında bir takım “yeni belgeler”den söz ederek bunlara ilişkin görüşümü sordu, her ikisinde de süre istedim. Süre talebim Gençay hocanın dosyasında kabul edilmedi ama Şebnem hocanın duruşmasında kabul edildi. Aradan geçen zaman içinde tek farklılık bununla ilgili çok sayıda haber yapılması, son dakika dosyaya eklenen evraklar gerekçe gösterilerek cezanın diğer akademisyen dosyalarından farklı olarak epey arttırılmış cezalar olması gerekçesiyle bunun ağır şekilde eleştirilmesiydi.
19 Aralık’taki duruşmada karar verileceğini tahmin ettiklerini kaydeden Av. Eyüboğlu, “Burada benzer bir durumla karşılaşacağımızı tahmin etmek güç değil. Cezanın artırılacak olması tablosu bizi bekliyor buna ilişkin hazırlık yapıyoruz” dedi.
Dava dosyasına “son dakika” eklenen evrakların içeriğiyle ilgili de bilgi veren Av. Eyüboğlu şunları kaydetti:
Burada üç tane evraktan söz ediliyor. Bunlardan biri, içinde Şebnem Korur Fincancı ve İnsan Hakları Derneği Başkanı Öztürk Türkdoğan’ın da yer aldığı bir heyet tarafından Şırnak’ta yapılan ziyaretlere ilişkin bir haber. Diyarbakır Özgür Haber gazetesi tarafından haberleştirilmiş. Mahkeme zabtında bu doğru bile yazılmamış, Özgür Gündem gazetesi olarak yazılmış. Evrensel gazetesinde yapılmış bir röportaj ve Cizre raporundan bahsediliyor. Bu rapor TİHV tarafından oluşturulmuş raporlardan bir tanesi. Bizim açımızdan da savunma delillerinden bir tanesi. Aslında suç delili değil savunma delili. Aslında bu metne dava konusu olan “bu suça ortak olmayacağız” isimli 1128 akademisyen tarafından imzalanan metnin ne anlattığını ortaya koyan, ulusal ve uluslararası hak raporlarından biri Cizre raporu.
“Davanın aslında haksız ve temelsiz olduğunu ortaya koymak için yaptığımız savunma ve savunma delilleri şimdi sanki ortada bir suç varmış ve böyle bir rapor hazırlamak suçmuş gibi suç delili olarak dosyaya eklendi” diyen Av. Eyüboğlu, sözlerinin devamında şunları kaydetti:
Böylece sadece sevgili Şebnem Korur Fincancı’nın değil TİHV’in de onlar tarafından oluşturulmuş raporları ile cezalandırılmaya çalışıldığını görüyoruz. Tıpkı Gençay Gürsoy duruşmasında TTB’nin cezalandırılmaya çalışılması gibi. Orada da cezanın artırılmasının gerekçelerinden biri Gençay hocanın TTB’nin başkanı olduğu ve TTB’nin de bu bildiriyi kabul etmesi nedeniyle etki alanının daha artırıldığı gerekçe vardı. Gençay hoca o dönemde TTB başkan değildi önceki dönemlerde başkanlık yapmıştı ama o dönemde başkan olsa bile bu bir cezanın arttırılmasının gerekçesi olamaz. O yüzden de aslında Gençay hoca ve Şebnem hocadan hareketle TTB ve TİHV gibi bu dönemde halen ısrarla raporlayarak, belgeleyerek, itiraz ederek hak ihlallerinin görünür olması için çabalayan yerlerin hedef alındığını düşündürüyor bu tablo bize.
Sendika.Org’a konuşan Şebnem Korur Fincancı ise, 19 Aralık’taki karar duruşmasına katılım çağrısı yaparak “Bütün demokratik mücadele alanlarını, barış imzacıları olarak toplum içinde tanımlanan ve suça ortak olmama iradesini gösteren akademisyen davalarına katılmaya ve izlemeye davet ediyoruz. Başından beri dayanışma içinde yürüdük bu davalarda. Yeniden bu duruşmaya da katılın çağrısı yapmak isterim” ifadelerini kullandı.
“Bizim insan hakları faaliyetimizi kriminalize etme çabasıdır bu aslında” diyen Fincancı, sözlerini şöyle sürdürdü:
Özellikle dosyaya eklenen son belgeler. Çünkü o bizim hakikati bulma çabamız içinde insan hakları ihlallerini görünür kılmak için yaptığımız çalışmaların bir parçası. Dolayısıyla bunun suç olması söz konusu bile değil savunma delili olarak ele alınabilir.
Fincancı’nın yargılandığı davanın duruşması 19 Aralık Çarşamba günü, saat 11.00’da Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde görülecek.
Sendika.Org