Burjuvazinin kurduğu “savunulacak mekân” ile güya suç önlenmeye çalışılır. Sadece belirli bir mekânda soyutlanma suçu önleyebilir mi? Siteden çıktığınızda silahlı mı gezeceksiniz? Ülkemizin büyük kentlerinde ya da metropollerinde giderek yaygınlaşan “kapalı, güvenlikli” siteler ya da moda adıyla “rezidanslar” bahçeli-havuzlu villalardan, “tower” dedikleri yerler de dairelerden oluşuyor. Yıllardır inşaata ve ev kredisine bağlı gelişmenin sonuçları. Ne […]
Burjuvazinin kurduğu “savunulacak mekân” ile güya suç önlenmeye çalışılır. Sadece belirli bir mekânda soyutlanma suçu önleyebilir mi? Siteden çıktığınızda silahlı mı gezeceksiniz?
Ülkemizin büyük kentlerinde ya da metropollerinde giderek yaygınlaşan “kapalı, güvenlikli” siteler ya da moda adıyla “rezidanslar” bahçeli-havuzlu villalardan, “tower” dedikleri yerler de dairelerden oluşuyor. Yıllardır inşaata ve ev kredisine bağlı gelişmenin sonuçları.
Ne zaman patlayacak diye de bekliyoruz. Konumuz bu konut alanlarının nasıl ve kimler için ortaya çıktığı.
ABD’de konut piyasasının yüzde 13’ü bu tür konutlarla ilgili.
Bir başka deyişle, M.Pinçon ve M.Pinçon-Charlot’nun dediği gibi “burjuvazinin mekânını nasıl savunduğudur” mesele. Kamusal alanlara yerel yönetimlerin de yardımıyla el koyularak mekânın parçalanmasıdır.
Kentsel kaleler, şatolar, hücreler de diyebiliriz.
Konut piyasasının ülkemizdeki bu yeni ürünü, dışa kapalı, ortak yönetimli bu alanlar sanayi devriminden sonra ortaya çıkar.
1840-1850 yıllarından itibaren Batı’da ortaya çıkan kent’i inkâr eden bu konut alanlarına “gated community” adı verildi. “Altın getto”, “zenginler için güvenli gayrimenkul” adı altında kent içi ve dışında özel semtler yaratılmaya başladı. Öncelikle gelişmiş ülkelerde zengin ve seçkinlere ayrılan bu alanlar zamanla yükselmekte olan Çin, Güney Afrika, Rusya, Avustralya ve Ortadoğu ülkelerine orta sınıfı da içine katarak yayılmaya başladı. Latin Amerika’da adı “barrio cerrados”, Güney Afrika’da “streets closures” ya da “town ship”olur. Toplumsal kültürel ayrımcılığın, ırkçı ayrımcılığın aracı olmuştur ve olmaya devam etmektedir. Bizde Dikmen Vadisi gibi gecekondu bölgeleri temizlenir ve kentsel dönüşüm adı altında zenginlere sunulur.
Paris St.Cloud’da 1832’de kurulan “Parc de Montretout”, 1853’te kurulan “Villa de Montmorency”, 1850’de ABD’de New Jersey’de kurulan “Llewellyn parc” ya da “Tuxedo Parc” ilk örnekleridir.
1960 yıllarında bu parlak gettolar yeniden moda olur ve 1980’li yıllardan sonra giderek artmaya başlar. Avrupa’ya yayılır. Mimari açıdan, yerleşim açısından, içerdiği hizmetler açısından da değişiklik gösterir.
Genelde kentten kopup kent dışı mekânları seçen bu sitelerin çevresi duvarlarla örülüdür. Duvarlar gerekirse dikenli telle kaplanır ve gözetleme kameraları yerleştirilir. Girişlerde güvenlik personeli bulunur ve giriş çıkışların denetimini yaptığı gibi sokak ve evlerin güvenliğini de sağlarlar.
Şatafatlısı ve pahalı olan siteler olduğu gibi orta sınıfa yönelik biraz daha ucuz siteler de vardır.
Özel yasalı olanlar vardır ve genelde kendi seçtikleri üyelerle yönetilirler. Kuralları vardır ve kimi kez de bu kurallar şaşırtıcı olabilir. Örneğin dışarıya çamaşır asılmaz, bostan yapmak ya da kümes yapmak yasaktır.
Evler benzer olabileceği gibi farklı da olabilir. İçinde marketler bulunabilir.
Ortak kullanım alanları da farklılık gösterebilir: Havuzdan golf sahasına, yaya yollarından bisiklet yollarına piknik alanlarından eğlence alanlarına kadar oturanlara yönelik değişik amaçlı alanlar vardır.
Site kendi içinde etkinlikler düzenleyebilir. Kent merkezi için özel servisleri olabilir (alışveriş, okul).
Toplumsal türdeşlik söz konusudur. Zengin tabakaya seslendiği gibi emeklilere de seslenir.
Kentsel dönüşümden yararlanırlar ve yerel yönetim de bu tür mekânlara izin verir ve yardım eder. Boş alanlar, terk edilmiş alanlar, eski fabrika alanları satın alınır, rant yaratarak kapalı güvenlikli sitelere dönüştürülür.
Kamusal alan giderek kaybolduğu gibi yeşil alanlar da ranta kurban edilir.
Kent’i inkâr edip belirli sınıfın ikâmet alanı olan bu alanlarda insanlar neden oturmak istiyor?
Burada da farklı amaçlar ortaya çıkmaktadır: Kimileri güvenliğe önem verirken kimleri kentin kirli ve gürültülü havasından kurtulmayı düşler.
Güvenlik ve kentte cennet sağlamak bu tür sitelerin en önemli pazarlama ölçütüdür. Farklılığın ve korkunun göstergesi olarak ortaya çıkarlar.
Sanayi devriminin başlangıcında kentin zararlarından kaçarak “yani emekçilerin öfkesinden ya da sokakların belasından kaçmak” için kurulurlar ve bu düşünce bugüne kadar devam eder. “Mutlu yaşamak istiyorsan kapalı yaşa” sloganı öne çıkar. Sefaletten, cahil kitleden kaçmak mı söz konusudur?
Bu mekânın balkanlaşması ve biraz da silahlanmasıdır. Burjuvazinin kurduğu “savunulacak mekân” ile güya suç önlenmeye çalışılır.
Sadece belirli bir mekânda soyutlanma suçu önleyebilir mi? Siteden çıktığınızda silahlı mı gezeceksiniz?
Devletin ayrımcılık yapmadan mekânı toplumun konut gereksinmelerine göre düzenlemesi gerekir. Çalışanların kuracağı konut kooperatifleriyle dışlanmışlığın ve eşitsizliğin önüne geçilmesi ilk amaç olmalıdır. Kentsel mekân ve toplumbilimi konusunda uzman olan Henri Lefebvre’i özetleyerek bitirelim: Kent mekânının kapitalist üretimini kullanım değerinden çok değişim değeri belirler, dolayısıyla sermaye ve mülk sahibi olmayan sınıflar kent üzerinde söz hakkını yitirirler. Kenti yeniden üreten siyasi ve iktisadi süreçlere kolektif mücadelelerle kent hakkının kentli mülksüzlerce yeniden ele geçirilmesi için temel bir siyasi mücadele gereklidir. “Adil ve yaşanılacak bir kent hakkı” antikapitalist mücadelenin ana eksenlerinden biri olmalıdır.
Birkaç kitap:
Guenola Caprin: Quand la ville se ferme, Quartiers residentiels fermés, Paris, Bréal, 2006.
François Madoré: Nouveaux territoires de l’habiter en France: Les enclosures résidentielles fermées,2005, Geoconflueneces.
M.Pinçon-M.Pinçon-Charlot: Les Ghettos de Gotha, comment la bourgeoisie defend ses espaces, Seuil, Paris, 2007.
Gérald Billard, Jacques Chevaler, François Madoré: Ville fermée, Ville surveillée, La sécurisation des espaces résidentiels en France et Amérique du Nord, PUF de Rennes, 2007.
Kaynaklar:
Stéphane Degoutin, Petite histore illustrée de la ville privée, nogoland.com:
Henri Lefebvre: Kent hakkı, Sel yay., 2016.
Renaud Legoix: Les communautés fermées aux Etats-Unis, espace géographique, 2001/1, sayı: 30, cairn.info
Cairn.info; lalettrecalulu.com; hypergeo.eu; sudouest.fr; wikipedia.fr
Mine Ulaşan, Emine Yıldız; Yeni konutlaşma eğilimi olan dşa kapalı konut yerleşimlerinde kullanıcı memnuniyeti analizi, Konya örneği, sujet.selcuk. edu.tr
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.