2008’de yaşanan krizin ardından işçi ve emekçilerin sağlık, emeklilik, sosyal fonlarında biriken milyarlar, sözümona batan bankaların ve sigorta şirketlerinin iflastan kurtarılması için kullanıldı
2008’de yaşanan krizin ardından işçi ve emekçilerin sağlık, emeklilik, sosyal fonlarında biriken milyarlar, işçi ve emekçilerin sağlık, emeklilik hakları ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için değil sözümona batan bankaların ve sigorta şirketlerinin iflastan kurtarılması için kullanıldı
Hollanda Sendikalar Federasyonu (FNV) ve Hollanda Hristiyan Sendikaları (CNV) uzun bir süredir yürüttükleri çalışmaların ardından binlerce işçi ve emekçinin katılımıyla bir protesto yürüyüşü gerçekleştirdi. 10 Kasım günü saat 13.00’te Amsterdam Dam Plein’da (Dam Meydanı) toplanan binlerce işçi ve emekçi sendikalarının çağrılarıyla hükümetin emek karşıtı politikalarına tepkilerini dile getirmek için bir aradaydılar. Sendikalarının açtığı stantlarda çeşitli bilgilendirme materyalleri ve hükümeti protesto eden pankart ve bayrakları işçi ve emekçiler alarak eylem boyunca taşıdılar. Podyumda konuşan sendika yöneticileri ve çeşitli sektörlerden temsilciler kendi sektörlerinde yaşanan saldırı ve haksızlıkları dile getirdiler. Metal, sağlık, temizlik, öğrenci, taşımacılık, eğitim, lojistik, kamu vb. sektörlerden temsilcilerin konuşması katılımcılar tarafından alkışlarla desteklendi. Hükümet uygulamalarında söz edildiğinde de protesto sloganları yükseldi. Dam Meydanı’ndan yükselen mücadele çağrıları bütün şehri adeta çınlatıyordu. Binlerce işçi ve emekçinin yanı sıra dışarıdan gözlemleyen kalabalık turist grupları eylemi destek işaretleriyle selamlıyorlardı.
Yağan yağmura rağmen binlerce işçi uzun süre şehir merkezinde yürüdü. Yürüyüş güzergahı boyunca polis tarafından yoğun güvenlik önlemleri alınmıştı. İşçi ve emekçiler “Sosyal bir Hollanda için mücadeleye!” sloganını haykırdı. Güzergah boyunca evlerin pencerelerinden bakan insanlar, yolda geçen araç sürücüleri tarafından eylemi destekleyen slogan ve işaretlerle selamlıyorlardı. Yerli yabancı her renkten dinden ve ulustan emekçilerin kol kola girerek birlikte, gerçek ve adil bir yaşam için kenetlenmesi duyulan özlemin göstergesiydi. Avrupa’da hortlatılan ırkçılık ve yabancı düşmanlığına karşı işçi sınıfı sınıf kimliğiyle dinleri, dilleri, renkleri ve ulusları temel alan ayrımları reddetti ve birlikte yaşamın mücadelesini haykırdı. Gerek konuşmacılar gerekse taşınan pankartlarda Rutten hükümeti ve kapitalist sistem karşıtı pankartlar, dövizler taşındı.
Ağır çalışma koşulları, geçindirmeyen ücret, belirsiz emeklilik yaş sınırı, mezarda emeklilik, taşeron işçilik, yoksulluk, işsizlik, konut sorunu, sağlık sorunu, kreş sorunu… Bütün bu başlıklarda yaşanan zorluklar, sıkıntılar ve giderek kazanılmış haklarımızın tırpanlanması ve sıfırlanması… Öte yandan işyerlerinin her geçen yıl artan kârları, sektörler arasında rekabet, büyüyen ve yayılan tekeller… Sermaye büyük kârlar elde ederken sosyal bir toplum için kaynak sağlanmıyor. Araştırmalara göre çalışanların yüzde 60’ının aylık ücreti üç hafta içinde tükeniyor. 2008’de yaşanan krizin ardından işçi ve emekçilerin sağlık, emeklilik, sosyal fonlarında biriken milyarlar işçi ve emekçilerin sağlık, emeklilik hakları ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için değil sözümona batan bankaların ve sigorta şirketlerinin iflastan kurtarılması için kullanıldı.
Sendikaların çağrısıyla eyleme katılan çeşitli sektörlerden binlerce işçi ve emekçinin yanı sıra, Sosyalist Parti ve Yeşil Sol yönetici ve milletvekili de kortejlerinde yürüdü. Marksist örgüt ve çevrelerden Enternasyonal sosyalistler, Hollanda Yeni Komünist Partisi (NCPN), Kızıl Şafak-Grup Marksist-Leninist (Rode Morgen-GML) gibi parti ve örgütler bayraklarıyla katıldılar. Göçmenlerin temsil ettiği yabancı uluslardan sol örgüt ve partiler de eyleme katılarak destek sundular.
Alanda hazırlanan podyum, sendikaların stantları ve dev ekrandan konuşmalar ve mesajlar sunuldu. Alanda FNV ve CNV Temsilcileri birer konuşma yaptı. Özetle şunlar söylendi:
“Hollanda’da ekonominin oldukça iyi gittiğini ve bütün firmaların rekor kârlar elde ettiğini ve yeni yatırımlarla büyüyüp geliştikleri basından ve kamuoyundan duyuyoruz. Ne var ki bunlardan sadece çok az bir kesim faydalanıyor ve giderek daha da zenginleşiyor. Bu kabul edilemez! Sosyal ve adaletli bir Hollanda için bu zenginliği bölüşmek ve paylaşmak zorundayız. 3. Rutten hükümeti bir saldırı ve yıkım hükümetidir. Uygulamalarına ve programına karşı mücadele edeceğiz. Kesilen yüksek vergilerden milyarlarca avro devlet kasalarına gidiyor. Ve sosyal bir Hollanda için değil işçi ve emekçilerin yaşam ve geleceklerini ilgilendirmeyen yerlerde ve biçimde kullanılıyor… Biz bunu kabul etmeyeceğiz.”
Dev ekrandan eyleme destek sunan parti ve örgütlerin liderleri tarafından sosyal bir Hollanda için eylem çağrıları, mesajları ve röportajları sunuldu. Neler anlatıldı? Örneğin sağlık sektöründe yaşanan sorunlar son yirmi yılda ciddi artış göstermiştir ve birçok şekliyle hizmetlerde kısıtlamalara gidilmiştir. “Paran kadar” sunulan sağlık hizmeti ve bütün bunların yanında biriken ciddi hoşnutsuzluklar söz konusu. Toplum henüz düzen içi kanalları zorlayarak çözüm arıyor. Sorunlar artıkça mücadele sertleşecek ve çözüm arayışları başka kanallara akacak.
Eylemde diğer işkollarından olduğu gibi DAF işçileri de yerlerini alarak katılım sağladı. TİS sürecinden dolayı yaşanan anlaşmazlık giderek işçilerin tepkisine yol açıyor. DAF işçileri kortejinde sık sık iyi bir TİS ve “Eşit işe eşit ücret!”, “Herkese kadrolu iş!” sloganları yükseldi. Eylem oldukça coşkulu ve organizasyon açısından başarılıydı. MuzeumPlein’de açıklama yapan görevliler onbini aşkın katılımın olduğunu duyurdu. Basında çıkan haberlere göre 8 bin kişi yürüdü.
*Ali Solmaz: FNV-DAF İşyeri İşçi Temsilcisi
11 Kasım 2018, Eindhoven/ Hollanda
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.