İşçilere okutulmadan imzalatılan ve örneği verilmeyen sözleşmeler… Ödenmeyen ücretler… Yoğun çalışma temposunda Whatsapp gruplarından çalışanlara yağdırılan hakaretler…
İşçilere okutulmadan imzalatılan ve örneği verilmeyen sözleşmeler… Ödenmeyen ücretler… Yoğun çalışma temposunda Whatsapp gruplarından çalışanlara yağdırılan hakaretler…
Ev dekorasyon ürünleri satan Madam Coco’nun reklamlarında yansıtılan huzurlu manzaranın aksine perde arkasında ağır sömürü koşulları çalışanları isyan ettiriyor.
İşçilere okutulmadan imzalatılan ve örneği verilmeyen sözleşmeler… Ödenmeyen ücretler… Sayım açıklarının ve müşterinin zarar verdiği ürünlerin işçinin ücretinden kesilmesi… Fazla mesai ücretlerini ödememek için bulunan yöntemler… Yoğun çalışma temposunda Whatsapp gruplarından çalışanlara yağdırılan hakaretler…
Sendika.Org’a konuşan eski Madam Coco işçisi T.M., perde arkasındaki ağır sömürü koşullarını anlattı.
Sendika.Org: Çalışma koşullarından bahseder misiniz?
T.M.: Yani çalışma ortamında pek huzurlu bir ortam yok açıkçası. Sürekli yoğun bir tempo, kriz ortamı var içerde. Şirket yeni yeni büyüyor, bu büyüme aşamasında bize “Sistem oturana kadar belli başlı problemler olacak” dediler. Tamam bunu bir şekilde kabullenmiştik ama maaş kesintileri çok sıkıntı oldu.
Düşünsenize, anbean bekliyorsunuz, ayın 10’unda biz maaş alıyorduk, yattı yatacak, faturalarımız var falan, bir bakıyorsunuz sadece Asgari Geçim İndirimi (AGİ) yatmış. AGİ’den başka hiçbir şey yatmıyor. Soruşturduğunuzda da sayım açığı olarak kestiklerini söylediler.
Normalde ne kadar maaşa anlaşmıştınız?
2250 maaş + 400 yemek kartı + prim. Totalde 3000’i aşıyordu. Fazla mesai ücretlerini alamıyorduk. Bir personelden örnek vermek gerekirse, 300-400 saat fazlası vardı sistemde, sayım açığı çıkarsa eğer içerideki saatleri siliyorlar, bu mesai ücretlerinin yerine sayıyorlar. Böylece içeride emek verdiğin, alman gereken ücret gidiyor.
Sayım açığı sorununu çözmek için bir girişim yok mu?
Hiçbir girişim yok. Sadece sevkiyatlarda ufak tefek iyileştirmeler yapıldı ama onun da hiçbir faydası olmadı. Mesela müşterinin kırmış olduğu ürünlerin fiyatını da çalışandan kesiyorlar. Kırıkları kontrol eden bir personel var, o da üç ya da dört ayda bir geliyor. O gelene kadar da kırıklar birikiyor. Birikmiş tüm ürünlerin masrafını cebimizden ödemek zorunda kalıyoruz.
Kaç kişi çalışıyordunuz?
Dört personel, bir mağaza müdürü ve bir mağaza müdür yardımcısı. Bölge müdürleri aracılığıyla da şirketle bağ kuruluyordu. Bölge müdürleri tepemizdeydi sürekli. WhatsApp grupları var, gece gündüz 70-80 kişinin olduğu gruplarda ağzına ne geliyorsa söylüyor. Hakaret ediyor. Bu yaşananlardan hiçbir Madam Coco işçisi memnun değil. Fazla çalıştırılıp mesai saatlerin az yazıldığı durumlar da kulağımıza geliyordu.
Sorunlarınızı bildirmediniz mi?
Bildirdik tabii.
Sonuç?
Açıkçası çok önemsemiyorlar. Bir kulaklarından girip ötekinden çıkıyor. Patrona kadar gidip gitmediğinden emin değiliz ancak muhtemelen bir yönetim tekniği olarak bizim şikâyetlerimizi geçiştirmeyi ve görmezlikten gelmeyi tercih ediyorlar, bu yönetim tekniği başta patronun tercihidir.
İnternet ortamında Madam Coco işçilerinin sorunları duyuldu, bunun bir etkisi oldu mu?
İnternet ortamında haberler yayıldıkça, işçilere ekstradan bir belge imzalatmaya çalışmışlar. Sayım açığında çıkan zararın miktarı belirtilmeyip işçilerin bu tutarı kabul ettiğine dair bir belge imzalatmak istemişler.
İşe girerken iş sözleşmesinde bunlara değinilmemiş miydi?
Biz işe girerken bize anlattıklarını imzaladığımızı zannediyorduk ama bilmiyoruz. Açıkçası 30-35 sayfalık bir belgeyi hızlı hızlı imzalattırdılar. Sözleşmenin bir örneğini de vermeleri gerekmesine rağmen vermiyorlar.
Bu durumlardan rahatsız olduğum için istifa ettim. Haziran ayından itibaren maaşım yatmadığı için mahkemeye başvuracağımı da belirterek istifa ettim.
İçerde kalan alacağımı alabilmek için de arabulucu devreye giriyor. Arabulucuya da ekstradan para ödemek gerekiyor.
Sadece Madam Coco değil genel olarak AVM’lerde çalışanların ciddi sıkıntıları var. Benden önce bir defa işçiler müfettiş getirilmesini sağlamış ve o yolla alamadıkları ücretleri almışlar. Ama her zaman bu yöntemi de kullanamıyorsun yaşanan baskılardan dolayı. İş yükü çok ağır. Sürekli ayakta olmak, müşterinin peşinden sürekli gitmek, sürekli gülmek, o an mutsuzsan bile, canın bir şeye sıkılsa bile sürekli sahte de olsa gülüyorsun.
Sendika.Org