Hollanda’da TİS süreçleri 2008 krizinden sonra hayli sancılı geçiyor. Yine de toplumsal hayatın akışını doğrudan etkileyen sektörlerde grevler işçilerin taleplerinin kabul edilmesi ile sonuçlanıyor. Ancak durumun farklı olduğu metal sektöründe patronlar işçilerin taleplerini kabul etmemekte ısrarcı. İşçiler bir yandan grevleri sürdürürken bir yandan da daha ses getirici eylemlere hazırlanıyor Hollanda’da metal sektöründe Toplu İş Sözleşmesi […]
Hollanda’da TİS süreçleri 2008 krizinden sonra hayli sancılı geçiyor. Yine de toplumsal hayatın akışını doğrudan etkileyen sektörlerde grevler işçilerin taleplerinin kabul edilmesi ile sonuçlanıyor. Ancak durumun farklı olduğu metal sektöründe patronlar işçilerin taleplerini kabul etmemekte ısrarcı. İşçiler bir yandan grevleri sürdürürken bir yandan da daha ses getirici eylemlere hazırlanıyor
Hollanda’da metal sektöründe Toplu İş Sözleşmesi (TİS) süreci 1 Haziran 2018’de yeni bir anlaşma sağlanamadan bitmiş, görüşmelerden bir sonuç çıkmamıştı. İşçi sendikaları başından istemlerini işveren sendikasına bildirdi ve kamuoyu ile paylaştı. TİS süreci gereği üç randevu ve bir de ekstra randevu yapılmıştı, sonuç çıkmayınca uyarı grevleri başladı. Ardından işveren sendikası yeniden görüşme talebinde bulundu ancak görüşmelerden yine sonuç çıkmadı. Ülke çapında grevler örgütlendi. Ardından dönüşümlü olarak bölgelerde çeşitli işyerlerinde grevler yapıldı. Hiçbirinden bir sonuç çıkmadı. Yaz tatili döneminin ardından yeniden uyarı grevleri devreye girdi. Birçok bölgede anlamlı katılımlar sağlanarak işçiler grevlere katıldı.
İşçilerin talepleri şöyle:
Uyarı grevlerinin ardından geri adım atarak bazı önerilerle gelen işveren sendikası FME’nin 7 Eylül 2018’deki yazılı önerisi şöyle:
Taşeron işçilerin kadroya alınması talebi tümden reddedildi. Diğer talepler gündeme alınmadı.
İşveren sendikası FME büyük metal sektöründe çalışan 180 bin işçiden 150 bin işçiyi ilgilendiren TİS kapsamında 1200 işyerinde örgütlü. Başta FNV olmak üzere CNV ve De Unie işçi sendikaları ise TİS sürecinde uyarı grevlerinde ancak 280 işyerinde işçileri harekete geçirdi. Büyük işletmelerde iyi örgütlü olan sendikalar süreci iyi karşıladı ama diğer orta ölçekli ve küçük işyerlerinde sessizlik ve bekleyiş devam ediyor. FNV sendikasının örgütlü olduğu büyük işletmelerden DAF, VDL, SCANIA< Ned Car, ASML vb. işyerlerinde işçiler ciddi katılım sağlayarak greve gitti. Büyük metal sektöründe öncü işyeri olarak bilinen DAF İşçileri FME sendikası, DAF’ın oyalama ve kandırma politikalarına karşı 11 Ekim’de işçilere SMS’le çağrı yaparak 11 Ekim saat 17.30’dan 12 Ekim 2018 saat 24.00’e kadar 36 saat grev kararını duyurdu. SMS’leri alan işçiler anında iş bırakarak üretimi durdurdu. Farklı vardiyalardan yaklaşık 1100 işçi greve katıldı.
FNV işçi sendikası bölgelerde yaptığı kadro üyeleri toplantısında sırayla bölgesel grevler ve giderek ülke çapında grevle üretimi durdurma eylemlerine devam kararı aldı. 17 Ekim 2018 de saat 12.00’de SMS’le Brabant bölgesinde 24 saat grev kararını işçilere bildirdi. Ardından DAF işçilerine SMS’le 18-19 Ekim 2018’de 48 saat grev kararını açıkladı. Grev kararı büyük bir coşkuyla karşılandı. Çünkü TİS sürecinin uzaması işçilerde giderek huzursuzluk ve tepkiye yol açıyor. Ve ileriki süreçte grevlerin daha radikal eylemlerle sürdürüleceği sinyalleri veriliyor. FNV sendikasının büyük metal sektöründe en iyi örgütlü olduğu işyeri DAF tır. DAF’ta yaklaşık 7 bin kişi çalışıyor. Bunların yüzde 50’ye yakını üretimin içinde çalışıyor. FNV sendikası ve diğer sendikalar üretimin içinde çalışanların yüzde 50’si sendikaya üye ve örgütlüler. Ama greve sendikaya üye olmayanlar da katılıyor ve o gün için işe gitmiyor. Öte yandan sendikaya üye olup da greve katılmayanlar da var.
Sendikanın çağrısıyla 18 Ekim’de Eindhoven’deki Evoluon binasında çeşitli işyerlerinden üretimi durdurarak greve katılmak üzere 1500’den fazla işçi buluştu ve grev formlarını doldurdu. Greve katılım 19 Ekim’de de devam edecektir. Almanya sınırı, Belçika sınırı ve Eindhoven’da grev formu doldurma noktaları oluşturuldu. 18 Ekim günü için DAF’tan 950 işçi greve katıldı. Bazı bölümlerde üretimin tümden durduğu bildirildi. Bazı bölümlerde ise işçilere yan işler yaptırıldı. Çünkü bantlar dönmediği için bazı bölümlerde üretim durdu. Kilit bölümlerde işçiler greve çıkarınca diğer bölümlerde işçilerin işbaşında olması bir işe yaramıyor.
2017 DAF işyerinin gelir gider bilançosuna bakıldığında görülecektir ki her yıl kâr rekorları kırıyor. Örneğin 2017’de DAF çalıştırdığı her işçiden günlük 200 dolar net kâr ediyor. Peki biz işçilerin adına sendika ne kadar zam istiyoruz? Günlük 35 cent, yıllık yüzde 3,5 zam. Ve DAF işyerinde inanılmaz ölçüde yoğun çalışma koşulları var. Her geçen gün üretim artıyor. Şimdilik günde 280 Motor, 252 TIR Yapılıyor. Bu, yoğun bir çalışma temposu demektir. Her alanda havuç sopa politikası uygulanarak işçiler en zor ve ağır şartlarda çalıştırılıyor. Taşeron işçiler yıllarca sözleşmesiz kölece çalıştırılıyor.
Hollanda’da TİS Süreçleri 2008 krizinden sonra hayli sancılı geçiyor. 2018 yılı içinde çeşitli sektörlerde TİS süreçleri yaşandı. Devlet memurları uyarı grevlerinin ardından taleplerini kabul ettirdi. Belediye otobüs şoförleri belli bir direnişin ardından taleplerini kabul ettirdi. Polisler ve güvenlik sektöründe birkaç uyarı grevinin ardından talepler kabul edildi. Temizlik işçileri örgütsüz olmanın getirdiği zorluklara rağmen belli bir süre sonra kısmen de olsa taleplerini kabul ettirdi. Çünkü bu sektörler günlük yaşamın içinde ve iş durdurmaları toplum nezdinde hissedilir işkollarıdır. Hayatı bir şekilde etkiliyor. Ve kamuoyu oluşuyor. Medya doğal olarak ilgi gösteriyor ve sonuçta toplumun büyük bir kesimi bunu görüyor ve etkileniyor. Ama metal sektörü bu kapsamın dışındadır. Örneğin, DAF’ta üretim durmuş, TIR’lar yapılmıyor… Bu yaşamı çok etkilemiyor, toplumun hissedebileceği bir etkisi yok. İnsanlar bundan bir zarar görmüyor. Ama belediye otobüs şoförleri kontak kapattı mı, toplumun büyük bir kesimi bundan etkileniyor. Ya da temizlik sektöründe sokaklarda çöpler toplanmadığında ortalıkta iyi bir manzara oluşmuyor. Polis ve güvenlik sektörlerinde yine hayli etkileyici bir şekilde toplumun güvenliğini olumsuz etkileyen durumlar açığa çıkıyor. Metal sektörü için de basının ilgi göstermesi oldukça önemli.
TİS sürecinin uzaması ciddi bir risktir. Giderek işçileri yormak ve her geçen gün yapılan propagandalarla “Grev ve eylemlerle bir şey elde edilmez… Bu işler masada oturulup konuşmayla olur” diye sürekli bildiriler çıkarıyorlar. Patronlar ve işveren sendikası, işçileri geri çekmek ve umutsuzluğa sokmak istiyor. Politik olarak ciddi handikapları olan işçi sınıfı bir türlü sınıf bilinciyle sahneye çıkamıyor. Bilinç düzeyi ekonomik talepler çerçevesinde sendikal hareketlilikle sınırlı. Hollanda işçi sınıfı dışarıdan politik bilinç taşıyacak politik parti ve örgütlerinden yoksundur. Büyük ölçüde burjuva politik parti ve kurumların politik etkisi altındadır. Sendikalarda var olan az sayıda politik temsilci ve kadroların çabasıyla sendikal hareket nezdinde sınıfa müdahale ediliyor.
Her türlü zorluklara rağmen giderek gelişen bir işçi sınıfı kuşağı ön plana çıkıyor. Bugün için acil ve önemli görev, sendikaların işçi sınıfını kendi hakları için örgütlemek ve giderek politik bir mecrada kendisi için mücadele etmesini, savaşmasını öğretmek. Kendisi için dövüşmeyen işçi sınıfı dövüşür düşmanı için. Görev, politik bir işçi hareketi yaratmak ve bütün olanakları seferber etmektir. Öyleyse; sınıfa güvenenler görev başına!
* Ali Solmaz: FNV- DAF İşyeri İşçi Temsilcisi
Eindhoven, Hollanda / 18 Ekim 2018
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.