Saray-AKP iktidarının Münbiç ve Fırat’ın doğusuna yönelik yeni askeri saldırı hazırlıkları adım adım ilerliyor… Son bir ayda hangi kritik gelişmeler yaşandı? Rusya ve ABD’nin bu tehditler karşısındaki tutumu ne?
Saray-AKP iktidarının Münbiç ve Fırat’ın doğusuna yönelik yeni askeri saldırı hazırlıkları adım adım ilerliyor… Son bir ayda hangi kritik gelişmeler yaşandı? Rusya ve ABD’nin bu tehditler karşısındaki tutumu ne?
Suriye’de hem Rusya’nın hem de ABD’nin isteklerini cevap vermeye çalışan Saray-AKP iktidarı, Suriye’deki manevra aralığını genişletmeye çalışıyor. Bunu, 31 Mart 2019’daki yerel seçimler öncesi iktidar blokunu tahkim edip, muhalefeti baskı altına almaya yönelik de işlevlendirecek bir hamle olarak gören iktidarın hedefinde Suriyeli Kürtler var.
Tayyip Erdoğan’ın gözüne kestirdiği yerlerin başında YPG-YPJ öncülüğündeki Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) kontrolünde bulunan Münbiç, Kobanê ve Tel Abyad (Girê Spî) geliyor.
Saray-AKP iktidarının artan tehditleri üzerinden son bir ayda yaşanan kritik gelişmeleri, Rusya ve ABD’nin tehditler karşısındaki tutumuna ilişkin verileri derledik:
Meclis’te yeni yasama yılının açılışında konuşan Tayyip Erdoğan, “Bundan sonraki hedefimiz Münbiç ve Fırat’ın doğusunun terör örgütlerinden temizlenmesidir. En kısa zamanda bunu da sağlayacağız” dedi.
Erdoğan’ın operasyon çıkışı sonrası Urfa sınır hattına askeri sevkıyatlar arttı. TSK’nin, Kobanê’nin karşısındaki Suruç ve Tel Abyad’ın karşısındaki Akçakale’ye çok sayıda asker, ağır silah ve zırhlı araçlar kaydırdı.
Urfa’nın Akçakale ilçesinde yer alan ve Tel Abyad’a 5 kilometre uzaklıkta bulunan Süleyman Şah Konaklama Merkezi için alınan kapatılma kararı sonrası Suriyeli sığınmacıların tahliyesine başlandı.
Suriye’de Kürtlerin kontrolündeki bölgelere yönelik tehditlerini sürdüren Erdoğan, “Afrin’i özgürleştirdiğimiz gibi, inşallah Münbiç’i de, Ayn el-Arab’ı da, Tel Abyad’ı da, Suriye’nin kuzeyindeki diğer toprakları da bölücü örgütün zulmünden kurtaracağız” dedi.
Erdoğan, Rus lider Vladimir Putin, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un katılımıyla İstanbul’da düzenlenen Dörtlü Suriye Zirvesi’nde “Fırat’ın batısında olduğu gibi doğusunda da millî güvenliğimize yönelik tehditleri kaynağında bertaraf etmeyi sürdüreceğiz” dedi.
Erdoğan’ın operasyon tehditlerini artırdığı bir dönemde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da sınır hattına kritik bir ziyaret gerçekleştirdi. Tel Abyad’a komşu olan Urfa’nın Akçakale ilçesine giden Soylu, buradaki sınır karakollarına giderek askeri yetkililerle temaslarda bulundu.
TSK, Kobanê’nin batısındaki Zor Mağar köyü (Zormixar) ve çevresini obüslerle vurdu.
YPG’den yapılan açıklamada “Bu saldırılar tahrik yoluyla bölgemizde yeni çatışmalar yaratma ve işgal girişimine meşruiyet sağlama amacını taşımaktadır” denilirken, ana akım medyaya konuşan TSK kaynakları, sınır birliklerine açılan ateşe ve YPG’nin mevzi hazırlıklarına karşılık verildiğini kaydetti.
Yeni Şafak’ın cihatçılara yakınlığını gizlemeyen muhabiri Yılmaz Bilgen imzasıyla yayımlanan habere göre, ÖSO komutanları, Tel Abyad, Münbiç ve Kobanê’ye eşzamanlı operasyon düzenleyeceklerini öne sürdü.
Erdoğan’ın başdanışmanı İlnur Çevik, Yeni Birlik gazetesinde “Şimdi sıra geldi Fırat’ın doğusuna” başlığıyla yayımlanan yazısında, TSK’nin Kobanê’ye yönelik saldırısının “uyarı” niteliğinde olduğunu belirterek “Hatta Münbiç’te ayak sürüyen ve kuran YPG/PYD/PKK unsurlarının şehri terk etmesi için onları zorlamayan ABD’ye de dostça bir mesaj” dedi.
AKP’nin TBMM Grup Toplantısı’nda konuşan Erdoğan, “Fırat’ın doğusu” çıkışlarını sürdürerek “Bu konuyla ilgili hazırlıklarımızı, planlarımızı, programlarımızı tamamladık” dedi ve yakında “kapsamlı” bir operasyonun başlayacağı sinyalini verdi.
Erdoğan ve Putin arasındaki mutabakat sonrası Suriye ordusunun İdlip’e yönelik operasyonu rafa kalksa da cihatçıların 10 Ekim’e kadar ağır silahları çıkarması ve 15 Ekim’e kadar da tüm cihatçı grupların bölgeden çekilmesi hedefi büyük oranda gerçekleşmedi.
Bunun yanı sıra son günlerde Suriye ordusu ve cihatçı gruplar arasındaki sıcak temasın sıklaşması da dikkat çekiyor. Geçtiğimiz hafta TSK kontrolündeki El-Bab’ın güneyinde, Halep’in batısında ve İdlip’in güneyinde taraflar arasında bir dizi çatışma yaşandı.
Ancak Ruslar, mutabakatın devamı için şimdilik temkinli ve sabırlı davranmayı tercih ediyor. En son Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Ankara’nın anlaşmayı tam olarak yerine getirememesini anlayışla karşıladıklarını belirterek “Önemli olan nokta, Rusya’nın Türk tarafının tüm anlaşmaları yerine getirmek için yoğun çaba sarf ettiğini görmesidir. Çalışmalar sürüyor” dedi.
İdlip mutabakatıyla Hmeymim ve Tartus üslerine yönelik cihatçı saldırılarını önleyen Moskova, düşük yoğunluklu birkaç çatışmanın da süreci baltalamasına şimdilik göz yummuş oldu. Rusların bu tutumunun arkasında Kürtlerin ABD’yle artan ilişkilerinin yarattığı rahatsızlığı yatıyor.
Kürtler Rakka ve Deyrizor’a ABD desteğiyle gidince Ruslar TSK’nin Afrin operasyonuna yeşil ışık yakmış, kentin düşmesinin ardından Kürtler Şam yönetimiyle müzakerelere başlamıştı.
Dolayısıyla Ruslar, son günlerde sıklaştırdıkları “Fırat’ı doğusu” çıkışlarının karşılık bulmaması durumunda, Kürtlerin ABD’yle ilişkilerini sorgulatacak sınırlı bir AKP saldırısına yol verebilir.
Son dönemde QSD’nin Deyrizor’da IŞİD’in kontrolündeki son bölgeye yönelik operasyonlarına odaklanan ABD, bu güçlere desteğini hızlandırdığını açıklarken, Fırat’ın doğusundaki askeri yığınağını da artırıyor.
Kendi güçlerinin bulunmadığı Afrin’deki operasyona onay veren ancak güçlerinin bulunduğu topraklarda bugüne kadar TSK operasyonlarına kapı aralamayan ABD, AKP’nin Münbiç ve Fırat’ın doğusuna yönelik tehditleri karşısında ise sessiz.
Sendika.Org