Almanya’da Merkel’in CDU başkanlığını bırakacağını açıklamasına muhalefet “yanlış görevi bıraktığını” söyleyerek tepki gösterdi. CDU’nun aralıktaki başkanlık seçimi içinse üç aday öne çıkıyor
Almanya’da koalisyon ortaklarının Bavyera’nın ardından Hessen’de de ağır yara almasının ardından Merkel parti genel başkanlığını bırakacağını açıkladı. Muhalefet “yanlış görevi bıraktığını” söyleyerek Merkel’e başbakanlıktan istifa etmesi çağrısı yaptı. CDU’nun aralıktaki başkanlık seçimi içinse üç aday öne çıkıyor
Almanya’da “büyük koalisyon” ortakları Hristiyan Demokrat Birlik (CDU)-Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) ile Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) Bavyera’nın ardından Hessen’de de ağır kayıp yaşarken, sallantıda olan koalisyonda ilk hamle Başbakan Angela Merkel’den gelmişti. Merkel, 2021’de CDU Genel Başkanlığı’na aday olmayacağını açıklamış ve koalisyon ortakları için “değişim” tartışması da başlamıştı.
MERKEL PARTİSİNİN GENEL BAŞKANLIĞINA ADAY OLMAYACAK
Deutsche Welle Türkçe’nin haberine göre; Merkel’in ardından gözlerin çevrildiği SPD Başkanı Andrea Nahles ise aksi yönde konuştu. Yeşiller’in dahi gerisine düşülen Hessen sonuçlarını “çok acı” olarak niteleyen Nahles, buna karşın bu başarısızlığın federal düzeyde bir değişimi gerektirmediğini savundu.
Nahles, bu sonuçta parti teşkilatının sorumlu olmadığını, Berlin’deki koalisyon hükümetine duyulan memnuniyetsizliğin dışa vurduğunu ifade etti.
Muhalefet ise Merkel’in yanlış görevi bıraktığı fikrinde birleşti.
Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Başkanı Christian Lindner, Merkel’in yanlış görevden vazgeçtiğini, parti genel başkanlığını değil, esas olarak başbakanlığı bırakması ve erken seçim yolunu açması gerektiğini belirtti. Koalisyon hükümetinin artık bir istikrar sağlayamayacağını ifade eden Lindner, erken seçime kadar yapabilecekleri şeyler olduğunu, Merkel sonrası dönemde de sorumluluğu paylaşmaya hazır olduklarını dile getirdi.
Sol Parti Eş Başkanı Katja Kipping de benzer bir şekilde Merkel’i başbakanlık görevinden istifaya çağırdı. Kipping, Merkel’in parti genel başkanlığını bırakıp başbakanlığı sürdürmesini “tutarsızlık” olarak değerlendirdi.
Almanya’daki “büyük koalisyon”un eyalet seçimlerinde peş peşe yara alması AB cephesini de endişeye sevk etti.
AB Komisyonu’nun ekonomik ve mali işlerden sorumlu üyesi Pierre Moscovici, “Almanya gibi AB’nin önemli bir üyesinin zor duruma düşmesi ve kırılganlaşması, Avrupa’nın itici gücünü zayıflatacak, reformları tehlikeye düşürecektir” dedi.
Öte yandan Merkel’in parti genel başkanlığından ayrılacağını açıklaması, aralık ayındaki parti yönetimi seçimi için halef tartışmalarını da tetikledi. Partiye yakın isimler ise bu koltuk için üç ismi işaret etti:
Almanya medyasında “küçük Merkel” olarak adlandırılan ve sağ politikaları ısrarla savunmasıyla bilinen CDU Genel Sekreteri Annegret Kramp-Karrenbauer bu görev için en güçlü aday.
Kramp-Karrenbauer, Mart 2017’deki eyalet seçiminde SPD’nin o dönemki genel başkanı Martin Schulz’u yenerek eyalet başbakanlığını üstlenmiş, Şubat 2018’de ise partinin genel sekreterliğine yükselmişti. Bu yükseliş, federal seçimlerde yenilgi alan partide bir yenilenme hamlesi olarak okunmuştu.
Merkel’in görevi bırakacağını açıklaması sonrasında CDU Genel Başkanlığı’na adaylığını ilk açıklayan isim 62 yaşındaki Friedrich Merz oldu.
Almanya muhafazakar siyasetinin eski yıldızlarından olan Merz, CDU’da 2009 yılındaki parti içi başkanlık yarışında Merkel’e karşı yenilmiş, buna karşın ağırlığını koymayı sürdürmüş, çok kültürlülüğün reddi, sosyal demokratlarla koalisyona muhalefeti ve mülteci karşıtlığı gibi çıkışlarla partinin sağ politikalarında belirleyici öznelerden biri olmuştu.
CDU liderliği için adı geçen bir diğer isim de Almanya’nın en genç Sağlık Bakanı unvanına sahip olan 38 yaşındaki Jens Spahn.
Tıpkı Merz gibi parti içinde sert muhafazakar kanadın temsilcilerinden olup mülteci politikası başta olmak üzere Merkel’e eleştiriler yapan Spahn’ın avantajları, gençlik kollarından gelmesi itibariyle partinin genç tabanının desteğini alabilmesi ve bankası olması ile ekonomi programı ortaya koyabilmesi.
Aynı zamanda bir eşcinsel olan ve geçtiğimiz yıl uzun yıllar birlikte olduğu sevgilisi ile evlenen Spahn’ın genel başkan olması halinde, muhafazakar CDU’nun en üst mevkilerinden birine ulaşmış ilk eşcinsel birey olacak.
Sendika.Org