İran’ın başkenti Tahran’da düzenlenen Suriye konulu üçlü zirve canlı yayınlandı, Erdoğan ve Putin arasındaki İdlip için ateşkes tartışması toplantıya damgasını vurdu
İran’ın başkenti Tahran’da düzenlenen Suriye konulu üçlü zirve canlı yayınlandı, Erdoğan ve Putin arasındaki ateşkes tartışması toplantıya damgasını vurdu. Erdoğan ısrarla, ortak bildiride “ateşkes” ifadesinin yer almasını isterken, Putin “Nusra’nın, IŞİD’in yerine konuşamayız” dedi
Suriye krizine çözüm amaçlı Astana sürecinin garantör ülkelerinin liderleri olan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Tayyip Erdoğan bugün (7 Eylül) İran’ın başkenti Tahran’da bir araya geldi. Önceden beklenildiği üzere üçlü zirvenin ana gündemi İdlip oldu.
Suriye ordusu ve müttefikleri, ülkedeki son cihatçı adacığı İdlip’e yönelik kapsamlı bir operasyona hazırlanıyor.
Taraflar arasındaki ikili görüşmelerin ardından üç lider ve beraberindeki heyet aynı masada bir araya geldi; toplantının tamamı canlı yayınlandı.
Üçlü zirvenin başında söz alan ilk isim İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani oldu. Ruhani’nin konuşmasında, Türkiye’ye Suriye yönetimiyle organize olma çağrısı yapması dikkat çekti.
Ruhani’nin konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
– Suriye’de terörizmle mücadele için bu buluşma ne geçmişte ne gelecekte kendi kararımızı kabul ettirmek üzerine olmamıştır. Suriye halkı dostumuzdur.
– Bölgedeki bazı ülkelerin terörizmle ilgili endişelerini anlıyoruz, ama bu endişeler için en iyi yönetimin Suriye hükümetiyle organize olmadan doğrudan müdahalenin krize neden olacağını biliyoruz.
– Yüzbinlerce Suriyelinin komşu ülkelerde bulunması olumsuz hava yaratır, derhal topraklarına dönmeleri için yardım edilmelidir. Suriye’nin geleceği için her türlü rol Suriye’ye aittir.
– İdlip’te teröristlere karşı mücadele sivillere zarar vermemelidir ve yakıp, yıkıcı olmamalıdır. Yabancı askeri güçlerin topraklardan çıkması Suriye’nin geleceği açısından önemlidir.
Ruhani’nin ardından konuşan Rusya lideri Vladimir Putin de Suriye’de “normalleşme” sürecinde önemli bir yol alındığını belirtti; bu ülkede “terörist tehdidin” ise başta İdlip’te olmak üzere devam ettiğini söyledi.
Putin, İdlip’teki militanların bir kimyasal saldırı tezgahlayarak provokasyon yapmaya hazırlandığını belirterek “Koşulsuz önceliğimiz, Suriye’de terörizmin bitirilmesi. Şu anda en önemli olansa, İdlip’teki militanların buradan kovulması” dedi.
Putin’in ardından konuşan Erdoğan’ın ise, İdlip operasyonunu engellemeye yönelik çabaları ön plana çıktı. Sözlerine İdlip operasyonu sonucu oluşacak olası mülteci kriziyle başlayan Erdoğan, operasyonun, Astana sürecinin bozulmasına yol açabileceğini belirtti. Erdoğan’ın ayrıca, Halep ve Rus hava üssü Hmeymim’e yönelik cihatçı saldırılarını engellemek için zaman istemesi dikkat çekti.
Erdoğan’ın İdlip’e ilişkin konuşması şöyle:
İdlip, sadece Suriye’nin geleceği için değil Türkiye’nin milli güvenliği ve bölgenin istikrarı için büyük önem arz ediyor. İdlip’e yapılan ve yapılacak bir saldırı felaketle, katliamla ve çok büyük bir dramla sonuçlanacaktır. Bölgedeki 3,5 milyonu aşkın sivilin tamamı bundan etkilenecektir. 10 binlerce sivil bombardımanlarda can verirken, gidecek başka yerleri kalmadığı için milyonlarcası bizim topraklarımıza sığınacaktır. Türkiye, mülteci ağırlama kapasitesini zaten doldurmuştur. Türkiye, özellikle Suriye’nin siyasi, coğrafi ve sosyal bütünlüğü gerçek anlamda sağlanana kadar bölgedeki varlığını korumakta kararlıdır.
Canlı olarak yayınlanan basın toplantısında ise liderler arasında “ateşkes” tartışması yaşandı. Ortak bildirinin okunmasından önce Erdoğan’ın ısrarla bildiride İdlip için “ateşkes” ifadesinin olması gerektiğini vurguladı. Putin de Erdoğan’a şu cevabı verdi:
Burada görüşme masasında silahlı muhaliflerin temsilcileri ya da Nusra Cephesi ile IŞİD’in temsilcileri yok. bana göre, Türkiye Cumhurbaşkanı genel olarak haklı; bu iyi olurdu. Fakat biz onların adına konuşamayız. El Nusracılar ya da IŞİD’ciler adına, ateş etmeyi bırakacakları ya da bomba yüklü insansız hava araçları kullanmayı bırakacaklarının sözünü veremeyiz.
Putin’in cevabı üzerine bir kez daha söz alan Erdoğan “Burada ‘ateşkes’ ifadesi eğer yer alacak olursa bu yapılacak açıklamada çok daha isabetli olacaktır diye düşünüyorum. Üçüncü maddeyi bu güçlendirir. 3. madde çok diplomatik ama buraya bir de ateşkes ifadesini koyarsak bu işi çok daha güçlendirecektir, rahatlatacaktır. Nusra olsun, HTŞ olsun hepsi için bir defa silahı bırakın. Silahı bırakın ki buraya sulh gelsin. Bu çağrıyı zirveden yapmış olalım” şeklinde konuştu.
Erdoğan’ın bu sözlerine Ruhani’den, “teröristlerin silah bırakması ve ateşkesin ortak temenni olduğu” yanıtı geldi. Canlı yayın bu açıklamaların ardından sona erdi.
Bu tartışma sırasında Erdoğan’ın beş kez “ateşkes” kelimesini kullanması dikkat çekti.
Sendika.Org