Sivas’ın Kangal, Ulaş, Divriği ilçelerinde peş peşe alınan maden ruhsatları yöreyi yaşanmaz hale getirme tehlikesi taşıyor. Yöre halkı ise yağmaya karşı direnmeye devam ediyor
Sivas’ın Kangal, Ulaş, Divriği ilçelerinde peş peşe alınan maden ruhsatları yöreyi yaşanmaz hale getirme tehlikesi taşıyor. Yöre halkı ise yağmaya karşı direnmeye devam ediyor
Sivas’ın Kangal ve Ulaş ilçelerinin sınırında bulunan Yılanlı Dağı, yüzde 10 mermer rezervi barındırdığından dolayı tamamen yok edilme tehlikesi ile karşı karşıya. Bu proje bitirildiğinde çevre köyler için su kaynağı olan birçok bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yapan Yılanlı Dağı bir moloz yığınına dönüşmüş olacak. Yöre halkı ise arama çalışmalarına karşı uzun süredir direniyor.
Bu süreçte Kangal Dernekler Federasyonu, Ulaş Dernekler Federasyonu ve dağ köylerinden Güneşli, Korubaşı, Dereköy, Gencali, Dağönü, Karagöl köy derneklerinden oluşan “Yılanlı Dağı Savunması” da kuruldu.
Küçük Yılanlı Dağı ÇED toplantısı, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından doğru bilgilendirilmediklerinden 9 Temmuz tarihinde köylülerin projeye itirazlarına rağmen yapıldı.
Yaşananların ardından 9 Ağustos’ta Gençali Köyü’nde yapılmak istenen Büyük Yılanlı Dağı ÇED toplantısı ise dağın çevresinde bulunan köylerden gelen yurttaşların heyeti köye sokmamasıyla engellendi. Ancak çalışma 25 hektarın altında (24,6 hektar) olduğundan Dağönü köyü sınırlarında bir projeye “ÇED gerekli değildir” raporu alındığı öğrenildi.
SİVAS’TA YILANLI DAĞI YAĞMASINA KARŞI KÖYLÜLER ÇED TOPLANTISINA İZİN VERMEDİ
Mermer madeni istemeyen köylüler, Yılanlı Dağı’nı savunmak için dava açacaklarını ve her şekilde yağmaya karşı çıkacaklarını belirtiyor. Bölge halkı 23 Ağustos’ta 2600 metrede bulunan Yılanlı Dağı’nda miting gerçekleştirerek taleplerini yineledi.
Mitingde söz alan Kangal Dernekleri Federasyonu Başkanı Hasan Aslan “Burası giderse eğer sularımız bitecek. Dört bir tarafta ırmaklar var hepsi tükenecek, hayat duracak. Bizi buradan kovmak istiyorlar ama mücadele etmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Yöreyi ziyaret eden heyet arasında bulunan ve 23 Ağustos’taki mitinge katılan Samut Karabulut, Sendika.Org ile şu bilgileri paylaştı:
Hukuk komisyonu başta olmak üzere çeşitli çalışma grup ve komisyonları kurmak, sosyal medya hesapları açmak, köylüleri konu hakkında bilgilendirmek üzere toplantılar ve etkinlikler düzenlemek gibi kararların parçası olarak kurban bayramında aynı zamanda kutsal ‘ziyaret’ kabul edilen Yılanlı Dağı’nın zirvesinde miting düzenledik. Sabah 03.00’dan itibaren de köylerden yola çıkarak saat 06.30’dan itibaren zirvedeki ziyarette lokmalar dağıtıldı ardından da forum düzenlendi. Konuşmalarda sürecin gelişimi ve nasıl bir yol izleneceği ile Yılanlı Dağı’nın yöre için önemi üzerinde duruldu. Mücadeleye devam sözlerinden sonra Atoluk Yaylası’na inenler dağa tırmanamayan köylülerle buluşarak tartışmalarına orada devam etti.
Yılanlı Dağı bütün kış çok yüksek miktarda kar yağışı alan ve kar kuyularında iki kışın karının buluştuğu bir özelliğe sahip. Yaz boyunca bu karlar yavaş yavaş eriyerek çevresindeki su kaynaklarını besliyor hatta mevcut suların tek kaynağıdır.
Aynı zamanda üzerindeki çok sayıda büyük çukurlar gerek köylülerin hayvanları gerekse de boz ayı, dağ keçisi, ceylanlar ve nesli tükenmekte olan vaşaklar ve diğer yaban hayvanları için beslenme kaynağını oluşturuyor. Kendine özgü florası da bulunan Yılanlı Dağı’nın talan edilmesi durumunda tüm canlı yaşam gibi su deposu olma özelliği de yok edeceğinden civar tamamen susuz kalma tehlikesi altında. Divriği’nin derelerini de besleyen Yılanlı’nın suları, değişik derelerden akarak Kızılırmak, Seyhan, Ceyhan ve Fırat’a karışıyor. Yani yöre halkı da susuz kalma tehlikesiyle karşı karşıya.
Sendika.Org