Cumartesi Anneleri’nin 700. hafta buluşmasının yasaklanması emrini veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kamuoyundan gelen yoğun tepkilerin ardından yasaklama kararını ve polis saldırısını savunan açıklamalarda bulundu
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumartesi Anneleri’nin 700. buluşmasına yönelik yasak ve polis saldırısı ile ilgili yaptığı açıklamada devlet tarafından kaybedilen çocuklarını arayan annelerin eylemine “terör” suçlaması getirdi. Erdoğan, Soylu’nun bugün hakaretler yağdırdığı Cumartesi Anneleri’ni 2011’de kabul etmiş kayıp yakınlarının acılarını dindirmek için hükümet olarak her türlü çabayı göstereceklerini söylemişti
Cumartesi Anneleri’nin 700. hafta buluşmasının yasaklanması emrini veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kamuoyundan gelen yoğun tepkilerin ardından yasaklama kararını ve polis saldırısını savunan açıklamalarda bulundu.
Süleyman Soylu, Eğitim Daire Başkanlığı Durmuş Yalçın Konferans Salonu’nda düzenlenen “104. Dönem Kaymakamlık Kursu Açılış Programı”nda yaptığı konuşmada Cumartesi Anneleri hakkında şu sözleri sarf etti:
“Doğrudan doğruya terör örgütünün sözcülüğünü yapıyorlar, savunuyorlar, hiçbir şey yapamıyorsa eylemlerine sessiz ve tepkisiz kalıyorlar. Örgütlere bir ‘poker yüzü’ temin etmeye ve aslında bir meşruiyet alanı açmaya çalışıyorlar. Terör örgütleri Türkiye’de her zaman bir istismar içinde olmuştur. Kadın istismarı yaptılar, çocuk istismarı yaptılar, etkin köken istismarı yaptılar, mezhep istismarı yaptılar. Bugün terör örgütleri, bu odaklar eliyle bir başka istismar alanı peşinde koşuyorlar, anne istismarı. Yapılmak istenen çok açıktır. Annelik kavramı üzerinden bir mağduriyet oluşturup, hem teröre bir mağduriyet maskesi giydirmeye çalışıyorlar, hem de toplumu ayrıştırmaya çalışıyorlar.”
“Galatasaray Lisesi önünde toplanıyorlar. Peki bu işin aslı nedir? 1995 yılında, resmi raporlarla ve örgüt içi itiraflarla belgelenmiş, aşırı sol TKP/ML örgütü tarafından gerçekleştirilmiş bir örgüt içi infazın suçunu devlete yıkmaya çalışan bir eylem. Kayıp falan değil, gözaltına alınmış değil, örgüt infaz etmiş, bir kenara bırakmış. Bu olay üzerinden bir mağduriyet hikayesi üretildi ve yıllardır annelik üzerinden bir istismar ortaya konuluyor. Bugün de terör örgütü ve bölge sorumlusunun bahane edildiği bir anlayış söz konusudur. Dikkat edin, son günlerde renkli listelerde aradığımız teröristleri, bölge sorumlularını etkisiz hale getirdikçe bu tepkiyle karşılaşıyoruz. Bu bir tesadüf değildir. Bunu kabul etmek de mümkün değildir.”
“Hasan Ocak, Galatasaray Meydanı’ndaki eylemlerin başlama sebeplerinden sadece birisidir. Servis ediliyor. Çok affedersiniz, bu kişiler, Eminönü Meydanı’nda gezerken mi kayboldu? Neden her şeyi açık açık konuşmuyorlar? Hasan Ocak, TKP/ML Terör Örgütü üyesi değil miydi? Örgüt tarafından infaz edilmedi mi? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde bu konuda dava açılmadı mı? Bu davada komisyona ifade veren bir başka örgüt üyesi, bu işin örgüt içinde bir infaz olduğunu anlatmadı mı? Muhatapları bu dediklerimin detaylarını çok iyi bilirler. Bu ve bundan sonra bu eylemlere konu edilmiş kişiler, yasa dışı örgüt üyesi değiller miydi?”
Hasan Ocak, Gazi Mahallesi’ne yönelik kontrgerilla saldırısının ardından yaşanan protesto eylemlerinden sonra polis tarafından gözaltına alınmış ve işkence ile öldürüldükten sonra kimsesizler mezarlığına gömülmüş, polisin “bizde yok” dediği Ocak’ın mezarına 58 gün sonra ulaşılmıştı.
Cumartesi Anneleri’nin 700. gösterilerini yapmak istediğini belirten Soylu, “İzin vermedik, doğrudur. Çünkü artık bu istismarın ve kandırmacanın son bulmasını istedik. Bu ikiyüzlü kandırmacanın son bulmasını istedik. Ne yapsaydık yani, anneliğin, terör örgütü tarafından istismar edilmesine, anneliğin teröre kılıf yapılmasına göz mü yumsaydık? Çocuklarımızı terör örgütü üyeliğine özendirip, ‘İstanbul’un göbeğinde anılacaksınız’ diye teşvik etmelerine, anneleri gözü yaşlı bir şekilde evlat yolu gözler halde bırakmalarına göz mü yumsaydık?” dedi.
“Ne yapalım yani terörle mücadeleyi rafa mı kaldıralım? DHKP-C kiralık katil tarzı eylemlerine devam etsin, diğer sol gruplar eylemlerine devam etsin, PKK Doğu ve Güneydoğu’da acı üstüne acı yaşatsın, FETÖ Türkiye’nin tamamını eline geçirmek için bir gece topla tüfekle saldırsın, biz sırtımızı mı dönelim, devleti, ülkeyi bunlara teslim mi edelim?”
Soylu, Galatasaray Meydanı’nın, “terör örgütlerinin sözde ortak meşruiyet alanı haline getirilmesine de müsaade etmeyeceklerini” söyleyerek, “Anne, devlet, millet gibi kavramları, yıllarca bunların düşmanlığını yapmış terör örgütlerine ve onların çağrısıyla toplanan payandalarına istismar ettirmeyiz. Bu millet yüz yıl önce bunların ağababalarına bu ülkeyi teslim etmemişti, bugün onların paçozlarına da teslim etmez, bunu herkes böyle bilsin” ifadesini kullandı.
Cumartesi Anneleri, 2011’de Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilmiş ve bu buluşma “demokratikleşme” iddiasındaki AKP iktidarı tarafından bir halkla ilişkiler malzemesi olarak kullanılmıştı.
Erdoğan, annelere kayıp yakınlarının faillerinin bulunması konusunda gerekli hassasiyetin gösterileceği taahhüdü vermiş, kayıp yakınlarının acılarını dindirmek için hükümet olarak her türlü çabayı göstereceklerini, ancak üzerinden 30 yıl geçmiş vakalarda sonuç almanın kolay olmadığını, yine de bunun bir mazeret sayılamayacağını söylemişti.
O görüşmenin ardından Emine Erdoğan ise Brüksel ziyareti sırasında uçaktaki gazetecilere “Keşke bu buluşma daha önce olsaydı. Tüm Cumartesi Anneleri’nin acısını ben de paylaştım, paylaşıyorum. Hiçbir insanın akıbeti bu olmamalıdır. Devletimizin en üst kademesi, Sayın Başbakan, bu konudaki duyarlılığını ortaya koymuş ve ilgili bakanlara talimat vermiştir.
Bugün Cumartesi Anneleri’nin “teröre kılıf olmak”la suçlayan Süleyman Soylu, gözaltında kayıpların sıklıkla yaşandığı 1990’lar döneminin baş faillerinden Mehmet Ağar’a yakınlığı ile biliniyor.
Devletin elinde kaybedilen ve çoğunun mezarı dahi belli olmayan çocuklarını arayan ve adalet talebiyle 23 yıldır Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemleri düzenleyen Cumartesi Anneleri’nin 700. hafta buluşması Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından yasaklanmış, yasak emrinin Soylu tarafından verildiği açığa çıkmıştı.
Yasağa rağmen Galatasaray’da buluşan kayıp yakınları polis saldırısıyla gözaltına alınmış, İstiklal Caddesi 2,5 saat boyunca polis saldırısı ve kayıp yakınları ve destekçilerinin direnişine sahne olmuştu.
CUMARTESİ ANNELERİ’NİN 700. BULUŞMASI: SOYLU EMİR VERDİ, POLİS SALDIRDI, ADALET ARAYANLAR DİRENDİ
Sendika.Org