İHD, bir basın açıklaması yaparak OHAL dönemindeki hak ihlallerini değerlendirdi ve OHAL’i sürekli hale getirecek nitelikteki yeni yasa teklifindeki düzenlemelerin detaylarını paylaştı
İHD, bir basın açıklaması yaparak OHAL dönemindeki hak ihlallerini değerlendirdi ve OHAL’i sürekli hale getirecek nitelikteki yeni yasa teklifindeki düzenlemelerin detaylarını paylaştı
İnsan Hakları Derneği (İHD), bugün (20 Temmuz) İstanbul Şubesi’nde OHAL dönemindeki hak ihlallerini değerlendirdiği ve OHAL’in devamını sağlacak nitelikteki yeni yasa teklifindeki düzenlemeler konusunda basın açıklaması yaptı.
16 Temmuz 2018 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulan, OHAL’i kalıcı hale getirecek 25 maddelik kanun teklifi, dün görüşülmeye başlandı. İHD, kanun teklifinin detaylarını kamuoyuyla şöyle paylaştı:
Teklifin 1. Maddesi valinin yetkilerini artırıyor ve valilik kararı ile seyahat hakkının kısıtlanması, belli yasak bölgeler ilan edilmesi ile toplanma özgürlüğünün kısıtlanmasına olanak veriyor.
Önleme araması başlıklı 2. Madde, arama ve el koyma işlemlerinde kolluk amirine yetki veriyor.
Teklifin 8. maddesinde 2911 sayılı yasanın 6.ve 7. Maddelerinde değişiklik yapılarak, 6. Maddeye, “genel asayişi bozmayacak”, “ vatandaşın günlük yaşamını aşırı ve katlanılmaz derecede zorlaştırmayacak” ibareleri eklenmiş ve 7. Maddenin ikinci fıkrası açık yerlerdeki toplantıları “gecenin başlamasıyla” izne tabi hale getirmiştir.
Bu düzenlemenin ulusal ve uluslar arası mevzuat ve yargı kararlarına aykırı olması bir yana Anayasa Mahkemesinin 28.9.2017 tarihli toplantısında görüştüğü ekte sunduğumuz kararı ile iptal ettiği konulara dair olması dikkat çekicidir.
Teklifin 11. Maddesinde gözaltı sürelerine ilişkin tek başına işlenen suçlarda 48 saat, toplu işlenen suçlarda 4 gün olarak belirlenmiş ve 2 şer defa sürenin uzatılmasına ve bu şekilde gözaltı süresinin 12 güne uzamasına imkân sağlanmıştır. Tutukluluk itirazlarının ve tutukluluk durumunun incelenmesinin CMK 105. Ve 108. Maddeye aykırı olarak dosya üzerinden karara bağlanmasına ve aynı soruşturma nedeniyle kişinin tekrar ifadesine başvurulması gerektiğinde bu işlemin savcı emri ile kolluk tarafından yapılmasına da olanak tanınmaktadır.
Halen, Anayasanın 19. Maddesinde gözaltı süresi en çok 48 saat ve Ceza Muhakemesi Kanunu(CMK) 91.maddesinde bu süre 24 saat ve toplu suçlarda hâkim kararı ile 3 kez birer gün uzatılarak 4 gün.
Yasa teklifi ayrıca; Bakanlık onayı ile kamu personelinin ihraç edilmesine, askeri personelin aranması ve bilgisayar benzeri eşyalarına el konulmasında yeni ve yargı teminatını zayıflatan düzenlemeler içermektedir.
Teklifin 19. Maddesi, kamu görevindeyken ihraç edilenlerin başvurularını değerlendiren OHAL İşlemleri inceleme Komisyonu tarafından görevlerine iade edilenlere ilişkin düzenlemeler içermektedir. Yönetici düzeyde bulunanlar bu görev yerine daha alt bir görevden başlatılacaklar ve mağduriyetlerine neden olan işlemler aleyhine tazminat davası açamayacaklar.
İHD’nin açıklamana göre 20 Temmuz 2016’da başlayan ve yedi kez uzatılan OHAL süresinde 24 KHK çıkarıldı. Bu KHK’lar ile yaşam hakkından çalışma hakkına kadar pek çok alanda temel haklar ve özgürlükler budandı, kazanılmış haklar gasp edildi. İşkence, hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri, keyfi gözaltı ve tutuklamalar, çalışma hakkı ihlalleri, örgütlenme hakkına ve ifade özgürlüğüne yönelik ihlalleler giderek arttı. Bu süreçte İHD’ye yapılan başvurulardaki artış, özellikle hapishaneler, keyfi gözaltı ve işkence başlıklarında yoğunlaştı.
İHD’nin basına ve kamuoyuna yansıyan, resmi kurumların ve sivil örgütlerin raporlarından derlediği bilançoya göre;
“Bu ağır bilançoya rağmen bu gün OHAL’i sürekli hale getirecek yasal düzenlemeler yapılmaya çalışılıyor” diyen İHD, Meclis’e sunulan yasa teklifi ile ilgili şunları söyledi:
Sonuç olarak: hak ve özgürlüklerin özüne dokunan, kullanılamaz hale getiren, yaşam hakkı, işkence yasağı gibi temel haklara tehdit oluşturan bu yasa teklifi OHAL’i olağanlaştırmak işlevi görecek ve iktidara bu kez yasa yoluyla kontrolsüz bir güç sağlayacaktır.
Bu nedenlerle ve telafisi imkânsız vahim sonuçlar doğurmadan evvel bu yasa teklifi geri çekilmelidir. Bu konuda Meclis’i ve kamuoyunu göreve ve duyarlılığa çağırıyoruz.
Sendika.Org