Uzunköprü-Halkalı seferini yapan 360 yolculu trenin, menfez altı toprağın kayması sonucu kaza yapması ve 24 kişi yaşamını yitirmesi, 124 kişi yaralanmasına neden olan kaza ile ilgili sendika, meslek örgütleri ne dedi?
Uzunköprü-Halkalı seferini yapan 360 yolculu trenin, menfez altı toprağın kayması sonucu kaza yapması ve 24 kişi yaşamını yitirmesi, 124 kişi yaralanmasına neden olan kaza ile ilgili sendika, meslek örgütleri ne dedi?
Çorlu’da meydana gelen ve 24 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan tren kazası ile ilgili Gazete Duvar’a konuşan Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) Genel Başkanı Hasan Bektaş, “Demiryollarıyla ilgili ‘yol bekçisi’ dediğimiz, günlük rutin yaya olarak yol kontrolünü yapan arkadaşlarımız vardı. Yol bekçileri yaklaşık 5 yıl önce kaldırıldı. Dolayısıyla şu anda yol kontrolü yapılmıyor” dedi.
“Kamu kurumlarında birçok personelde eksiltmeye gidildi” diyen Bektaş, “İş kâra döküldü, emniyet tedbirleri maliyetli olduğu için kaldırıldı. Kısa zaman önce büyük bir bakımdan geçmiş bir bölge orası ama ne yazık ki bu olay yaşandı. Yol bekçileri olsaydı böyle bir kaza olmazdı muhtemelen” şeklinde konuştu.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, sorumluluğu ve ihmali olanların yargılanması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
Bir kez daha görülmektedir ki yaşananlar ne kaza, ne de kaderdir. Taşeron sisteminin ve kaldırılan güvenlik uygulamalarının sonucunda bu katliam göz göre göre gelmiştir. Teknik açıdan uygun yapılmayan ve kamu otoritesi tarafından uygun şekilde denetlenmeyen dolgu yapısı 1 yıl içinde zarar görerek çözülmüş; bu durumu fark edip katliamın önüne geçebilecek “yol bekçiliği” gibi emniyet tedbirleri ise maliyetli olduğu gerekçesiyle kaldırılmıştır.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, TMMOB’a bağlı meslek odalarının yaptığı açıklamalarla genel tabloyu çizdi ve şunları söyledi:
Bu kazaların gerçek sorumluları demiryollarının bakımını yapmayan, bilimsel uyarılara kulak tıkayan, insan hayatı ile ilgili gerekli yatırımları yapmayan siyasi iradedir.
Kamu yararı içeriğinden arındırılmış mevcut “kamu idaresi” eğer benzer faciaların yaşanmasını istemiyorsa mühendisliğe, bilimsel teknik gerekliliklere, TMMOB ve ilgili Odalarımızın yıllardır yaptığı tespit ve önerilere kulak vermelidir.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası da tren kazasıyla ilgili yayımladığı basın açıklamasında zemindeki zayıflamanın bir anda meydana gelmediğinin altını çizdi ve bu kazanın demiryolu hatlarının muayene ve bakımının düzenli yapılmasının önemi bir kez daha gösterdiğini söyledi. İMO açıklamasında, ilk belirlemelere göre menfez ile demiryolu hattı arasındaki dolgu zemininin boşalması nedeniyle trenin devrildiğini söyledi ve çökmenin neden olduğuna dair bilgilendirme yaptı. İMO şu açıklamayı yaptı:
Menfezin üst kısmı ile rayların arasında bulunan zeminin, son günlerde ve olay günü meydana gelen yağışlar nedeniyle gevşemiş olduğu kuvvetle muhtemeldir. Böylece, bu kesimdeki zeminin taşıma gücü zayıflamış, trenin geçişi sırasında maruz kaldığı dinamik etkilerle göçmüştür. Zemindeki bu zayıflamanın aniden ortaya çıkmadığı, yağışların ve diğer olumsuz etmenlerin birikimli etkisi ile ortaya çıkmış olduğu anlaşılmaktadır.
Kazaya ihmalin neden olduğunu belirten İMO “Demiryolu hattı yapılırken göçme, çökme ve tabaka kayması ve boşalması ile ilgili bilgiler dikkate alınmamıştır” dedi ve şöyle devem etti:
Yapı ruhsatlarından mühendis ve mimarların imzalarının kaldırılmış olmasının acı sonuçlarını, ileride fazlasıyla yaşayacağımızın altını bu kazayla birlikte, bir kez daha çizmek isteriz!
İMO’nun da dikkat çektiği zemin ile ilgili Jeoloji Mühendisleri Odası açıklama yaptı. JMO, kaza ile ilgili şu açıklamayı yaptı:
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığından yapılan açıklamada; “Kazanın aşırı yağmur yağışları nedeniyle menfez ile ray arasındaki toprağın boşalması nedeni ile meydana geldiği tespit edilmiştir.” denilmektedir.
Gerek Bakanlığın açıklamasından, gerekse kaza yeri görüntülerinden mühendisliğe önem vermeyen bir yapım hatasının yine bir faciaya yol açtığı çok açık olarak görülmektedir.
Bakanlığın açıklaması da adeta bir itiraf niteliğindedir. Yapı yerindeki zeminin jeolojik-jeoteknik özellikleri ile bölgenin meteorolojik özellikleri dikkate alınarak yapılması gereken menfez kesit ve projeleri ile menfez üstü ve çevresinde taşkın sularına karşı yapılması gereken dolgu ve koruyucu duvarların usulüne uygun yapılmadığı görülmektedir. Facianın meydana geldiği bu menfez geçişinde yukarıda belirtilen mühendislik parametrelerinin dikkate alınmaması ve toprak dolgu yapılması kazaya adeta davetiye çıkarmıştır.
Demiryolu altyapısı ve üstyapısıyla ilgili inceleme yapmak isteyen TMMOB’ye bağlı ilgili meslek Odalarından oluşan heyete olay yerinde inceleme izni verilmediğini belirten Makina Mühendisleri Odası (MMO), kazanın gerçekleştiği alanın dere yatağı üzerinde olduğunu, tarım arazisi olduğunu ve son yıllarda yoğun yağış aldığını hatırlattı.
“Böylesi sorunlu bir alan üzerindeki demiryolu hattının özellikle yol altyapısı sorunludur, bilim fen ve mühendislik açısından birçok yanlışı içermektedir. Bu durumdaki bir hattın altyapı, yenileme-bakım-onarım çalışmalarının uzman kadro tarafından teknik gerekliliklere uygun ve daimi olarak yapılması gerekirdi” diyen MMO, başka bir denetim sistemi kurulmadan yol bekçileri uygulamasının sonlandırılmasının da başka bir ihmal olduğunu söyledi.
MMO, Devlet Demiryolları’nın şu anki vaziyeti ve kazaları önlemek için yapılması gerekenlere ilişkin şu açıklamayı yaptı:
Demiryolu hizmetlerinin serbestleştirilmesi ve özelleştirilmesi mevcut sorunlara kaynaklık eden önemli yapısal düzenlemelerin başında gelmektedir. 2013 yılında yürürlüğe giren Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun ile bir bütün olarak artıları ve eksileri bulunan 162 yıllık demiryolu kazanımları tasfiye edilmiştir. Yüksek hızlı tren hatları dışındaki demiryolu hatlarının bugünkü bakımsızlığı ve uzman kadro eksikliği buradan kaynaklanmaktadır.
Demiryollarında altyapı, araç, arazi, tesis, işletme ve taşınmazlara yönelik bütün özelleştirmeler, belediyeler ile üçüncü şahıslara devirlerlerin durdurulmasını gerektiğini söyleyen MMO açıklamasına şöyle devam etti:
TCDD’nin parçalanarak işlevsizleştirilmesi, siyasi kadro atamaları ve her düzeydeki uzman kadro kıyımına son verilmelidir. TCDD’nin personel açığı siyasi değil mesleki ve teknik ölçütler içinde giderilmeli, mühendisliğe ve ehil kadroya önem verilmeli, hizmet dışı bırakılan bakım-tamir atölyeleri ve bütün tesisler yeniden işlevli kılınmalıdır. TCDD, nitelikli personel yetiştirilmesi için üniversiteler ve meslek odalarıyla işbirliği yapmalı, meslek içi eğitim geliştirilmelidir.
Demiryolu modlarındaki atıl kapasitelerin değerlendirilmesi için mutlaka işletme iyileştirmeleri yapılmalı; demiryolu hatları ciddi ve bütünlüklü bir tarzda onarılarak yeniden yapılandırılmalı; ulaşım güvenliğini etkileyen hatlar en kısa sürede onarılmalı, elektrifikasyon ve sinyalizasyon gereksinimleri karşılanmalıdır.
JMO da kazanın sebeplerinden birinin rutin kontrollerin yapılmaması olduğunu belirtti. Olay yerindeki dolgu ve koruyucu duvarın usulüne uygun yapılmadığını belirten JMO, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
Bakanlığın açıklaması adeta bir itiraf niteliğindedir. Yapı yerindeki zeminin jeolojik-jeoteknik özellikleri ile bölgenin meteorolojik özellikleri dikkate alınarak yapılması gereken menfez kesit ve projeleri ile menfez üstü ve çevresinde taşkın sularına karşı yapılması gereken dolgu ve koruyucu duvarların usulüne uygun yapılmadığı görülmektedir. Facianın meydana geldiği bu menfez geçişinde yukarıda belirtilen mühendislik parametrelerinin dikkate alınmaması ve toprak dolgu yapılması kazaya adeta davetiye çıkarmıştır.
2013 yılına kadar demiryolu güzergahlarında görevli olan yol bekçilerinin maliyet kapsamında işlerine son verilmesi ve rutin günlük kontrollerin yapılmaması bugün yaşadığımız kazanın bir diğer önemli nedeni olarak görülmektedir. Şayet bu personeller olsaydı, menfez ile ray arasındaki dolgu ve balastın gitmiş olduğu görülecek ve ilgili tren seferi yapılmamış olacaktı .
Bilim ve aklın bu ülkede egemen olması ile kazalara da, facialara da engel olmak mümkündür.
“Yıllardır çeşitli vesileler ile; kara yolları ve demir yollarında menfez kapasite ve imalat noktaları ile ilgili hesaplamalarda meteoroloji biliminden ve mühendisliğinden yararlanılmadığını söylemekteyiz” söylemekteyiz diyen Meteroloji Mühendisleri Odası ise kazanın nedeninin iddia edildiği gibi fazla yağış olmadığını şöyle açıkladı:
Kaza bölgesine en yakın ölçüm istasyonlarından biri olan Çorlu Meteoroloji İstasyonunun yağış tekerrür analizlerine göre bölgede meydana gelen yağışlar 7 (yedi ) yılda bir görülmesi mümkün yağışlardır. Bu anlamda yağış yönünden bizleri şaşırtan ve beklenmeyen yağışlar değildir.
DİSK Nakliyat-İş, Devlet Demiryolları’nın özelleştirme sürecinde olduğunu hatırlattı ve özelleştirme, taşeronlaştırma ile yandaşa verilen ihale politikaları sonucunda toplum-kamu çıkarının yerini kar hırsının alması nedeniyle 24 kişinin öldüğünü söyledi. Nakliyat-İş açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
Yıllardan beri güvenli-ucuz-hızlı-kitlesel taşımacılık olan demiryolu taşımacılığının gelişmesi bir devlet politikası olarak engellenmiştir. Yapılanlar ise birçok eksikle yapılmaktadır. Ülkemizde onlarca tren kazası yaşanmış birçok vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 2004 yılında yine AKP iktidarının Hızlı Tren uygulaması ile alt yapı tamamlanmadan yapılan seferlerde Ankara-İstanbul seferi yapan yüksek hızlı tren Pamukova’da kaza yapmış ve 41 vatandaşımız hayatını kaybetmişti.
Politeknik ise olaydan kısa bir süre sonra Twitter’dan yaptığı açıklamada “Teknik gereklilikleri, şartnameleri yok sayarak ‘proje’ yapan, ihaleyi verdiği müteahhitlerinin kontrolünü, denetimini yapmayan Ulaştırma Bakanlığı katliamın sorumlusudur!” dedi.
Sendika.Org