Türkiye’deki özelleştirmelerin yüzde 88’ini gerçekleştiren AKP’nin Genel Başkanı Tayyip Erdoğan kendini ve rol modeli Turgut Özal’ı “sattırmayanlar” olarak lanse etmeye çalıştı
Tayyip Erdoğan, Mersin’de temel atma töreni adı altındaki seçim mitinginde yine tarihsel gerçekleri yerle bir etti. Türkiye’deki özelleştirmelerin yüzde 88’ini gerçekleştiren AKP’nin Genel Başkanı Erdoğan, kendini ve rol modeli Turgut Özal’ı “sattırmayanlar” olarak lanse etmeye çalıştı
Tayyip Erdoğan, İnce’nin “parayı betona gömme” eleştirisine yanıt verirken yine tarihi tersyüz etti, “Komünistlerin köprüyü satmak istediğini, Özal’ın ise ‘Sattırmam’ dediğini” ileri sürdü.
Konuşmasında “Biz boşu boşuna ‘Yaparsa yine AK Parti yapar’ demiyoruz, biz boşu boşuna ‘Durmak yok yola devam’ demiyoruz” sözlerine yer veren Erdoğan, “Biz önce hayalleri hedeflere, hedefleri gerçeğe dönüştürüyoruz. Biz diğerlerinin ufkunu, havsalasını aşan projelere imza atıyoruz” ifadelerini kullandı.
Erdoğan konuşmasının bütününde Özal örneğinde olduğu gibi tarihsel gerçekleri tersyüz ederek sunmaya çalıştı. Erdoğan’ın konuşmasının bütününde “Onlar Türkiye’yi hala kendi bıraktıkları yerde zannediyorlar” sözleri dışında gerçeklere dayanan bir cümle bulunmuyor. Erdoğan’ın söylediği gibi 16 yıllık AKP iktidarı boyunca Türkiye birçok konuda değişti. Kamu varlıkları özelleştirildi ve sosyal devletin sunması gereken birçok hizmet paralı hale getirildi.
Türkiye’de yapılan tüm özelleştirmelerin yüzde 88’i AKP iktidarı döneminde yapıldı. Cumhuriyetin 80 yıllık ekonomik birikimi, 16 yılda 60 milyar dolara satıldı. Mayıs ayında DİSK tarafından yayımlanan “AKP döneminde emek işçiler 16 yılda neler kaybetti?” başlıklı raporda 16 yılda Türkiye’de nelerin değiştiğinin verileri bulunuyor.
Araştırma raporundaki “Özelleştirme rekoru” başlıklı bölüm şöyle:
Özal döneminde başlayan vahşi özelleştirme ve devletin ekonomiden çekilmesi politikası sonucu bir yandan kamu işletmeleri ve malları satılırken, öte yandan kamu istihdam politikası değiştirilmişti. AKP, ANAP ve Özal döneminden daha vahşi bir özelleştirme politikası izledi. Özal-ANAP döneminde başlayan kamunun tasfiyesi süreci 1990 yıllarda başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere yargıdan gelen müdahaleler ve sendikaların itirazları gibi nedenlerle istenen hızda gerçekleşmedi. Özeleştirme ve kamunun tasfiyesi altın çağını AKP döneminde yaşadı. Gerek kamu işletmelerinin ve gerekse kamu hizmetinin özelleştirilmesinin şampiyonu AKP hükümetleri oldu.
AKP dönemi özelleştirmelerin toplam özelleştirmeler içindeki payı yüzde 88. 1986-2002 döneminde toplam 8 milyar dolarlık özelleştirme gerçekleştirilirken, 2003-2016 döneminde 60 milyar dolara yakın özelleştirme gerçekleştirildi. 1986’dan bugüne kadar 220’den fazla kamu kuruluşu satıldı. 1986 yılından bugüne kadar gerçekleştirilen özelleştirme uygulamalarının toplam tutarı 68,4 milyar dolar düzeyinde. Sadece mal üreten kamu işletmeleri değil kamu hizmeti üretimi de özelleştirildi.
Özelleştirme sadece KİT’lerin özelleştirilmesi değil, başta sağlık, eğitim ve sosyal güvenlik alanları olmak üzere ticarileşmenin yoğunlaşması, kamu personeli eliyle gördürülmesi zorunlu olan kamu hizmetlerinin hizmet alımı ve taşeron sistemi yoluyla yapılmasıdır.
Özelleştirmelerden elde edilen kaynağın yaklaşık yüzde 30’u (20,4 milyar dolar) özelleştirilen kuruluşlara yapılan (sermaye iştirakleri, verilen krediler, çalışanlara yönelik iş kaybı ve özelleştirme sonrası tazminatları ile emeklilik primi gibi) ödemelerdir. Dolayısıyla elde edilen gelirin yüzde 30’u kamuya kaynak olarak aktarılmadı. Özelleştirmelerden 47 milyar dolar Hazineye ve Kamu Ortaklığı Fonuna aktarıldı. Diğer bir ifadeyle 47 milyar dolara koskoca cumhuriyetin ekonomik birikimi satıldı.
Özelleştirme Fonunun nakit fazlası, Hazinenin iç ve dış borç ödemelerinde kullanılmak üzere Hazine hesaplarına intikal ettirilen tutarlardır. Kamu Ortaklığı Fonu’nun kullanım alanı ise baraj, otoyol ve içme suları gibi altyapı tesislerinin finansmanıyla ilgilidir. Dolayısıyla kamunun cumhuriyet tarihi boyunca kurduğu ve biriktirdiği ne var ne yok satılmış ve bunlardan elde edilen 47 milyar dolar iç ve dış borç ödemesi ile baraj ve otoyolların finansmanına harcanmıştır.
Satılan 220’den fazla kamu kuruluşunun arasında Sümerbank, Tekel, TÜPRAŞ, SEKA, İsdemir, Kardemir, Eti Maden işletmeleri, Petkim, Telekom, Çimento fabrikaları, Petrol Ofisi, TÜGSAŞ (Gübre Fabrikaları), Şeker Fabrikaları ve daha niceleri yer almaktadır. Pek çoğu erken cumhuriyet döneminde (Atatürk döneminde) kurulmuş olan kamu işletmelerinin neredeyse tamamı 47 milyar dolar karşılığında satılmıştır.
http://sendika62.org/2018/06/erdogan-tarihi-yine-tersyuz-etti-kopruyu-satarim-diyen-ozali-komunist-yapiverdi-496378/
Sendika.Org