Reyhanlı Katliamı davasında, mahkeme, gerekçeli kararını açıkladı. Av. Sevinç Hocaoğulları, “Katliamın gerçekleşmesinde kamu görevlilerinin sorumluluğu, hukuksal olduğu kadar tarihi bir belge olan gerekçeli kararda da yok sayılmıştır” dedi
Reyhanlı Katliamı davasında, 9 sanığa 53’er kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 4 bin 32’şer yıl hapis cezası veren mahkeme, gerekçeli kararını açıkladı. Müşteki avukatlarından Sevinç Hocaoğulları, “Katliamın gerçekleşmesinde kamu görevlilerinin sorumluluğu, hukuksal olduğu kadar tarihi bir belge olan gerekçeli kararda da yok sayılmıştır” dedi
Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013’te gerçekleşen ve 53 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan bombalı saldırıyla ilgili 33 sanığın yargılandığı davada 9 sanığa 53’er kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 4 bin 32’şer yıl hapis cezası veren mahkeme, gerekçeli kararını açıkladı.
Kararda sanık Nasır Eskiocak için “her iki bombalama eyleminin planlama, hazırlık, koordinasyon ve icra aşamalarında bizzat görev aldığı, Emniyet Müdürlüğünde, Savcılık ve Sorgu hakimliğinde müdafii huzurunda verdiği ifadelerindeki samimi ikrarı, diğer sanıkların beyanları, telefon HTS kayıtları, fiziki takip kayıtları, olay yeri inceleme kayıtları, yurt dışına giriş çıkış kayıtları ve tüm dosya içeriğine göre sabit olmuştur” denildi.
Eskiocak’ın kovuşturma aşamasında verdiği savunmalarda kaçak içki ve sigara işi yaptığını iddia etmesi için “hayatın olağan akışına uygun bulunmamış ve suçtan kurtulma çabası olarak kabul edilmiştir” denildi ve “Ankara Kocatepe Camii ve Konya’da bir AVM ziyareti gibi insanların yoğun olarak bulunduğu yerlere gitmelerini kaçakçılık olgusu ile açıklamak mümkün değildir” ifadeleri kullanıldı.
Kararda, Nasır Eskiocak’ın sonraki savunmasında aslında kaçak sigara ve içki yapmayacağını, uyuşturucu işi yapacağı şeklindeki savunmasının da çelişkili bulunduğu belirtildi.
Sendika.Org’un telefonla ulaştığı müşteki avukatlarından Sevinç Hocaoğulları, katliamın gerçekleşmesinde kamu görevlilerinin sorumluluğunun gerekçeli kararda da yok sayıldığını söyledi.
Yargılama süresince ailelerin adalet taleplerini dile getirdiğine dikkat çeken Av. Hocaoğulları şöyle konuştu:
Katliamda her kimin sorumluluğu varsa hesap vermesi gerektiğini ifade ettiler. Neredeyse duruşmaların tamamında iki somut ihbara rağmen katliamın gerçekleşmesini engellemeyen kamu görevlilerine ilişkin suç duyurusunda bulunulması, dönemin polisleri hakkında katliam nedeniyle açılan davaların birleştirilmesi, katliamın gerçekleşmesinde sorumluluğu olan şimdi tutuklu olan dönemin soruşturma savcısı Özcan Şişman’ın dosyamızda tanık olarak dinlenmesi gibi taleplerimizi dile getirdik. Yargılama sırasında başta bu doğrultudaki kimi taleplerimiz kabul edilirken sonra reddedildi.
Emniyet ve MİT’in ihbarlar ve fiziki takibe rağmen harekete geçmediğini bir kez daha hatırlatan Av. Sevinç Hocaoğulları, bu durumun gerekçeli kararda da görünmez kılındığını belirtti.
Av. Hocaoğulları şunları söyledi:
Bugün gerekçeli karara baktığımızda tıpkı Özcan Şişman’ın hazırladığı iddianamede olduğu gibi katliam öncesi Emniyete yapılan tek ihbardan bahsedildiğini görüyoruz. “Olayın cereyan şekli ve mahkemenin kabulü” bölümünde dosyada sanıklar hakkında katliamdan bir gün önce dahi fiziki takip olduğu bilgisi, 8 Mayıs tarihindeki ilk ihbardan sonra 10 Mayıs tarihli MİT istihbarat raporunda bombaların yerleştirildiği araç plakalarının dahi belli olduğu bilgisi yer almıyor. Oysa “Olayın oluş şekli” bomba düzeneğini hazırlayan sanığın Emniyetçe bilinen bir saatte Türkiye’ye giriş yaptığı ve bu sırada polis tarafından takip edildiği, Emniyet ve MİT’in plakalarını bildiği araçların bomba yüklü olarak Reyhanlı’ya hareket ettiği ve ilçe meydanında rahatlıkla park ettiği, katliamın gerçekleştiğidir. Bu gerçek neredeyse her duruşmada ifade edilmesine rağmen bırakın bu konuda bir değerlendirme yapılmasını bu gerçek görünmez kılınmıştır.
Gerekçeli kararda, kamu görevlilerin sorumluluklarının açığa çıkarılmasına dair mahkemenin başta kabul ettiği kimi taleplerimizi sonra neden kabul etmediği ve kamu görevlilerinin sorumluluğunun hangi değerlendirmeyle yargılama dışı bırakıldığına da belirtilmemiştir. Yani beş yıldır süren yargılama sırasında görünür kılmaya çalıştığımız gerçeğe bir cümle dahi değinilmemiştir. Katliamın gerçekleşmesinde kamu görevlilerinin sorumluluğu, hukuksal olduğu kadar tarihi bir belge olan gerekçeli kararda da yok sayılmıştır.
İlgili haberler:
Sendika.Org