“Türk ve Kürt yoldaşlara sesleniyorum; feminist mücadele bütün gezegene yayılan bir virüstür. Güçlerimizi çoğaltalım, saflarımızı sıklaştıralım… Birlikte her şeyi başarabiliriz. Çünkü hayatı yaratan bizleriz”
“Türk ve Kürt yoldaşlara sesleniyorum; feminist mücadele bütün gezegene yayılan bir virüstür. Güçlerimizi çoğaltalım, saflarımızı sıklaştıralım… Birlikte her şeyi başarabiliriz. Çünkü hayatı yaratan bizleriz”
Arjantin’de geçtiğimiz hafta, gebeliğin ilk 14 haftası boyunca kürtajın yasallaşmasına dönük meclis oylamasından yasanın onaylanması kararı çıktı. Mecliste 23 saat süren tartışmalar boyunca yüz binlerce kadın meclis binası önündeki meydanda şenlikli bekleyişlerini sürdürdü. Kararın açıklanmasının ardından Mayo Meydanı şenlik alanına döndü.
Ni Una Menos [Bir Kişi Daha Eksilmeyeceğiz] hareketinin başını çektiği ve toplumsal hareketler de dahil toplumun çok geniş kesimlerinden destek alan protesto gösterileri ve kampanyalar sonrasında meclise getirilen yasa tasarısı, tecavüz ve annenin sağlık riski durumları dışında da kürtajın tamamen yasal hale getirilmesini düzenliyor.
Arjantin’deki kürtaj hakkı mücadelesine ve elde edilen son kazanıma dair, Dario Santillan Halk Cephesi üyesi kadın aktivist Natalia Revale ile kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.
Natalia, Arjantin’de geçtiğimiz günlerde neler yaşandı? Bize kürtajın yasallaşması için mecliste yapılan oylamayı kısaca anlatabilir misin?
Natalia Revale: Arjantin’de birkaç hafta önce ‘Gebeliğin Gönüllü Sonlandırılması Yasası’ meclisin ilk kanadında onaylanmasıyla tarih yazıldı. Bu başarı, ‘Yasal, Güvenli ve Ücretsiz Kürtaj Hakkı Ulusal Kampanyası’nın verdiği 13 yıllık mücadele ile sağlandı. Yine, bu kampanyanın yatay, toplumsal kesimlerin bütününe dokunan aktivizmi ve feminist siyasi inşa faaliyetleri ile birlikte, kürtajın toplumsal olarak kriminalleştirilmesine son verilmesi sağlanmış oldu. Meclisteki oylama gününe gelindiğinde, bu bir araya gelişler, Temsilciler Meclisi’nde 23 saat süren tarihi oturum boyunca, adım adım Meclis binasının önünde bir milyon kişinin katıldığı bir festivale dönüştü.
İki aylık tartışmaların ve ‘Yeşil Salılar’ın ardından, bizim ‘festival’in talepleri Meclis’te yansımasını buldu ve kazanan bizim on yıllardır inşa ettiğimiz kolektif bilinç oldu. 131 milletvekili kürtajın yasallaşması lehinde oy kullandı, 123 milletvekili ise aleyhinde. Şimdi ise Senato’nun da bu yasayı onaylamasını bekliyoruz, tabii bu sırada bugüne kadar yaptığımız gibi yine sokaklarda olmaya devam edeceğiz.
Kürtajın yasallaşmasının Arjantin’deki toplumsal mücadeleler açısından nasıl bir tarihsel anlamı var?
Ülkemizde kadınların kendi bedenlerine egemen olma hakkı, kürtaj hakkı için en az üç nesildir mücadele veriliyor.
Yine bu topraklarda mücadele verenler sadece bizler değiliz. Kürtaj hakkının yasallaşması mücadelesi ve bizim ‘yeşil dalga’ olarak adlandırdığımız olgu diğer kardeş ülkelere de sıçramış durumda. Yasal, güvenli ve ücretsiz kürtaj hakkı kampanyası, Paraguay’da, Peru’da, Şili’de, Ekvador’da, Meksika’da, Kosta Rika’da, Brezilya’da, Kolombiya’da, Venezüella’da ve El Salvador’da inşa edilmeye başlandı bile.
Bu durum, ‘kadın hakları yüzyılı’ olarak adlandırılan dönemde sürdürülen kadınların mücadele ve örgütlenme birliği mücadelesini öne çıkarıyor.
Peki bundan sonraki adım ne? Toplumsal hareketlerin ve ilerici kesimlerin mücadelenin diğer alanlarına dönük planları neler?
Kürtaj hakkının kazanılması, feminist hareketin ilerlediği yolda kazanılmış bir zafer anlamına geliyor. Yasa, pek çok önerinin ve zorlu meselenin bir parçası aslında: okullarda kapsamlı cinsel eğitim verilmesi, gebeliklerin önlenmesi, kadınlar için kamusal sağlık merkezlerinin iyileştirilmesi ve güvenli ve ücretsiz sağlık hizmetlerinin güvence altına alınması… Bunların hepsi, devam eden mücadelemizin diğer başlıkları.
Son soru: Natalia, Türkiye’deki kadın aktivistlere ne söylemek istersin?
Türk ve Kürt yoldaşlara sesleniyorum; feminist mücadele bütün gezegene yayılan bir virüstür. Güçlerimizi çoğaltalım, saflarımızı sıklaştıralım… Birlikte her şeyi başarabiliriz. Çünkü hayatı yaratan bizleriz.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.