Libya’daki pek çok özel ordudan biri, Bingazi ile Mısır sınırı arasında bulunan ve uzun zamandır kuşatma altında olan Derna kıyı şehrine ilerliyor
Libya’da anlamlı bir sonuç doğuracak seçimlerin yapılabileceğine yönelik güçlü kuşkular mevcut çünkü iktidar fazlasıyla parçalı durumda ve etkileri tek bir şehre veya kabileye ya da ikisinin karışımına dayanan yerel liderlerin elinde. Libya’daki böylesi bir düzensizlik karşısında, Fransa başkanı Macron’un diplomatik girişimlerinin şansı pek güçlü görünmüyor. Yine, Libyalılar arasında, Fransa’nın el altından Derna’nın ele geçirilmesi emri veren General Haftar’ı keşif uçaklarıyla desteklediğini gösteren haberler düşünüldüğünde, Fransız politikasının tamamen tarafsız olduğuna yönelik kuşkular da mevcut
Birleşmiş Milletler’in bildirdiğine göre, şiddetin eşi benzeri görülmemiş seviyelere çıktığı bir dönemde, Libya’daki pek çok özel ordudan biri, Bingazi ile Mısır sınırı arasında bulunan ve uzun zamandır kuşatma altında olan Derna kıyı şehrine ilerliyor.
Ağır kara savaşı ve evlerin hava saldırıları ve bombardımanlar ile büyük oranda tahrip edilmiş olması, zaten ağır olan su, gıda, ilaç ve elektrik sıkıntısını daha da ağırlaştırıyor.
Saf değiştirmiş olan General Khalifa Haftar’ın Libya Ulusal Ordusu olarak bilinen güçleri tarafından nüfusu 125 bin olan Derna’ya yönelik gerçekleştirilen saldırı, 2011’de Muammer Kaddafi’nin NATO öncülüğünde devrilmesinden bu yana Libya’yı paramparça eden öldürücü savaşın en son perdesi.
Libya Ulusal Ordusu’nun sözcülerinden biri, geçtiğimiz Salı günü, askeri güçlerinin Derna şehrinin yüzde 75’ini ele geçirmiş olduğunu açıkladı.
General Haftar, geçen yıl Bingazi’yi ele geçirmesiyle birlikte ülkenin doğusunu denetimi altında bulunduran Libya’daki en güçlü aktörlerden biri. İkisi de zayıf otoriteye sahip olmakla birlikte Trablus ve Tobruk’taki iki farklı hükümetin varlığı düşünüldüğünde, Libya’daki herhangi bir aktörün belirleyici bir zafer kazanması pek olası görünmüyor.
Derna şehri sakinleri ise, Libya Ulusal Ordusu’nun şehir halkını evlerinde ve kontrol noktalarında tutukladığını anlatıyorlar. Çekilen fotoğraflar, yakılıp yıkılmış binaların arasındaki boş sokaklarda ilerleyen askeri araçları gösteriyor.
General Haftar, Libya Ulusal Ordusu’nun sosyal medya sayfalarında yer alan bir konuşmasında “zafer vakti ve Derna şehrinin terörizmden kurtuluşunun ilanı yaklaşıyor” sözlerini sarf ediyor.
Libya’daki BM Destek Misyonu UNSMIL, bütün taraflara kısıtlamalar getirilmesinde ısrarcı oldu ve taraflara “insani geçişleri engellememe ve şehri terk etmek isteyen sivillere güvenli çıkış sağlama” çağrısında bulundu.
Derna şehri her ne kadar Temmuz 2017’den bu yana çok sıkı olmayan bir kuşatma altındaysa da, savaş, Libya Ulusal Ordusu’nun İslamcılar ile Haftar karşıtı savaşçıların bir ittifakı olan Derna Savunma Güçleri’ne dönük saldırı başlattığı 16 Mayıs’ta birdenbire tırmandı. General Haftar’ı destekleyen Mısır da şehre yönelik hava saldırıları başlatacaktı.
Savaşın yoğunlaşması, geçtiğimiz hafta Paris’te Libyalı liderler ile Fransa başkanı Emmanuel Macron tarafından organize edilen ve barışı sağlamak ve Aralık ayında başkanlık ve parlamento seçimlerinin yapılmasını sağlamak amacını güden toplantıyı da gölgede bırakmış oldu.
Fakat Libya’da anlamlı bir sonuç doğuracak seçimlerin yapılabileceğine yönelik güçlü kuşkular mevcut çünkü iktidar fazlasıyla parçalı durumda ve etkileri tek bir şehre veya kabileye ya da ikisinin karışımına dayanan yerel liderlerin elinde.
Derna, geçtiğimiz ay rakip hiziplerin kendi aralarında savaştığı yerlerden sadece biri.
Libya’da faaliyet gösteren UNSMIL tarafından derlenen verilere göre Mayıs ayındaki ülkenin her yerindeki savaşlarda yer alan savaşçılar haricindeki sivil ölü ve yaralı sayısı 101.
Ölümler, IŞİD’in Trablus’ta silahlar ve patlayıcılarla Yüksek Seçim Kurulu’na yönelik bir saldırı gerçekleştirdiği 2 Mayıs’taki 12 erkek ve kadını da içeriyor.
Başkentin 400 mil uzağındaki Sabha çöl yerleşiminde, Awlad Süleyman ile Tebu kabile güçleri arasında yaşanan çatışmalarda, keskin nişancı ateşi ya da şehrin yoğun nüfuslu alanlarına dönük füze saldırıları nedeniyle en az 10 sivilin öldürüldüğü biliniyor.
Libya Ulusal Ordusu tarafından 2014’ten 2017’ye kadar sürdürülen ve şehrin büyük kısmını yerle bir eden savaş sonrasında ele geçirilen Bingazi’de de şiddet devam ediyor. 24 Mayıs’ta, bomba yüklü bir araç, kimsenin üstlenmediği fakat IŞİD ya da El Kaide tipi bir saldırının izlerini taşıyan saldırıda içlerinde bir kız bebeğin de bulunduğu 11 kişiyi öldürdü.
Aynı gün Trablus’un güneyindeki Bani Walid’de, 200 civarı Eritreli, Etiyopyalı ve Somalili, kendilerini tutsak almış olan insan kaçakçılarından kaçmayı başardılar. Bu kişilerden neredeyse bir düzinesi, onları tekrar yakalamaya çalışan insan kaçakçıları tarafından vurularak öldürüldü.
Libya’daki böylesi bir düzensizlik karşısında, Fransa başkanı Macron’un diplomatik girişimlerinin şansı pek güçlü görünmüyor. Yine, Libyalılar arasında, Fransa’nın el altından Derna’nın ele geçirilmesi emri veren General Haftar’ı keşif uçaklarıyla desteklediğini gösteren haberler düşünüldüğünde, Fransız politikasının tamamen tarafsız olduğuna yönelik kuşkular da mevcut.
Khalifa Haftar, 29 Mayıs’ta Fransa başkanı Emmanuel Macron ile Elysee Sarayı’nda el sıkıştı (Reuters).
Macron’un Libya’daki taraflar arasında arabuluculuk yapma girişimi, şiddete son vermekte başarısız olabilir fakat bu yılın başlarında Macron, Avrupa ve ABD askerlerinin 2011’de Kaddafi’yi devirmeye dönük müdahalelerinin bugün ülkeyi paramparça eden felaketlerin sebebi olduğunu da itiraf etmiştir.
Kaddafi karşıtı isyancıların tarafını tutan NATO müdahalesinin başını çekenler, ABD’nin güçlü desteğini arkalarına alan Fransa ve Britanya idi. Britanya başbakanı David Cameron ise 2011’deki eylemlerini savunmaya devam ediyor.
Macron, Şubat ayında Tunus’ta yaptığı bir özür konuşmasında, “Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri ve başka birkaç ülke, mevcut durum açısından kuşkusuz bir sorumluluğa sahiptirler” diyecekti.
Macron, yabancı devletlerin, bir tiranı devirmenin bütün sorunları çözeceği inancıyla bir halkın egemenliğini ikame edecek şekilde davranamaması gerektiğini de söyledi ve ekledi: “O günden itibaren bizler, durumu çözüme kavuşturmaksızın hep birlikte Libya’yı kuralsızlığa (kronik istikrarsızlığa) sürüklemiş olduk”.
[CounterPunch’taki İngilizce orijinalinden Soner Torlak tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.