İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, 1994 yılında Lice ilçesinde gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Çayan Çiçek’in akıbetini sordu
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, 1994 yılında Lice ilçesinde gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Çayan Çiçek’in akıbetini sordu
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının, “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eyleminin 490’nıncısı dernek binasında gerçekleştirildi. Eyleme kayıp yakınları, yaşamını yitiren İHD Cezaevi Komisyonu üyesi Avukat Muhterem Süren’in ailesi ve İHD yöneticileri katılırken; eylemde kayıpların fotoğrafları taşındı.
Eylemde konuşan İHD Şube Başkanı Abdullah Zeytun, karanlık yıllarda yaşanan bu ölüm ve kaybetmelere yönelik etkin bir soruşturma sürecinin başlatılmadığı ve dönemin siyasal iktidar temsilcilerinin de yargısal zırh ile korunduğunu ifade etti.
Av. Muhterem Süren’in abisi Bilal Süren ise kardeşinin devletin sistematik şiddetine maruz kalan her yurttaş için hak arayışında bulunduğunu belirterek şunları söyledi:
Bu mücadeleyi omuzlayan herkes gibi oda sistemin faşizan baskılarına maruz kaldı. Ancak hiçbirimizi yıldırmadığı gibi onu da yıldırmadı. Ve hiçbirimizi de yıldırmayacaktır. Faillerin Türkiye adaleti karşısında olmasa da halkın vicdanı karşısında mutlaka hesap verecek ve yargılanacaktır. Kardeşim bir keresinde, ‘Gerçeklerle yüzleşme iradesi ortaya konulamadı. Bu irade ortaya konulamadığı için yeni vakalar ile yüz yüze kalacağız’ demişti. Yeni kayıplarımızın olmaması temennisiyle tekrardan tüm halkımızın başı sağ olsun diyorum.
Ardından İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Hasan Yalçın, 1994 yılında Diyarbakır’ın Lice ilçesinde kaybedilen görme engelli Çayan Çiçek’in hikayesini okudu.
Yalçın, şunları söyledi:
Lice’nin Dernek köyünde ikamet eden Çiçek ailesi, geçimini hayvancılık ve tarım işi ile uğraşarak sağlıyordu. 10 Mayıs 1994 tarihinde Lice İlçe Jandarma Komutanlığı’na bağlı askerler sabah saat 06.00 sularında köye baskın yapıyor. Kimlik kontrolünden sonra Ramazan Akyol, Fevzi Fidantek, Mehmet Özinekçi, Mehmet Demir, Ali İhsan Çiçek ve Tahsin Çiçek askerler tarafından gözaltına alınıp Lice Yatılı Bölge Okulu’na götürülürler. Burada gözaltına alınan kişilere yoğun işkenceler yapılır. Birkaç gün sonra Ali İhsan Çiçek ve Tahsin Çiçek haricinde diğer köylüler serbest bırakılır. Ailesinin tüm arama çabalarına rağmen Ali İhsan Çiçek ve Tahsin Çiçek’ten bir daha haber alınamaz.
Olaydan 17 gün sonra 27 Mayıs 1994 tarihinde güvenlik güçleri tarafından Tahsin Çiçek’in oğlu olan Çayan Çiçek(19) de bahçede oturduğu esnada gözaltına alındığını kaydeden Yalçın, Çayan Çiçek’in doğuştan görme engeli olduğunu ifade etti. Babaanne Hamsa Çiçek’in, ertesi gün torununun kimlik nedeniyle gözaltına alınmış olduğunu düşünerek Çayan’ın kimliğini yanına alıp Lice İlçe Jandarma Komutanlığı’na tekrar başvurduğunu dile getiren Yalçın, “Ancak askerler kimliğe baktıktan sonra böyle bir kişinin gözaltında olmadığını belirtir ve kimliği babaannesine geri vermez. Çayan Çiçek’ten o günden sonra bir daha haber alınamaz” dedi.
Oğulları ve torunu Çayan Çiçek’ten haber alamayan Hamsa Çiçek’in, yetkili tüm kurumlara başvurduğunu fakat herhangi bir sonuç alamadığını belirten Yalçın, yapılan başvuru üzerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), Tahsin Çiçek ve Ali İhsan Çiçek‘in gözaltında zorla kaybedilmesi konusunda Türkiye’yi mahkum ettiğini söyledi. Yalçın, AİHM’nin, Çayan Çiçek hakkında ise kendisinin gözaltına alındığına dair bir kanıtın olmadığını belirtip dosyayı kapattığını ifade ederek, 1994 yılından bu yana Çayan Çiçek’ten haber alınamadığını dile getirdi.
Etkinlik, 5 dakikalık oturma eyleminin ardından son buldu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı