10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu’ndan Senem Doğanoğlu, mahkemenin sanıkların yalnızca “devlete karşı suç işlemek”ten değil, ayrıca “insanlığa karşı suç işlemek”ten de yargılanması gerektiğini belirtti
10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu’ndan Senem Doğanoğlu, mahkemenin sanıkların yalnızca “devlete karşı suç işlemek”ten değil, ayrıca “insanlığa karşı suç işlemek”ten de yargılanması gerektiğini belirtti
10 Ekim Ankara Katliamı Davası’nın dokuzuncu grup duruşmaları 12-13 Haziran tarihlerinde görülecek. Bu duruşmalarda savcılığın mütalaa vermesi bekleniyor.
Duruşmalar öncesinde Sendika.Org’a konuşan Avukat Senem Doğanoğlu, sanıkların “devlete karşı suç işlemek”ten yargılanmasının yeterli olmayacağını ayrıca Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne göre “insanlığa karşı suç işlemek”ten de yargılanması gerektiğini belirtti.
Uluslararası Ceza Hukuku’nun geliştirmiş olduğu “insanlığa karşı suç” 2000 yılında Türk Ceza Kanunu’na girmiş olan bir suç tipi. Bu düzenlemeye göre herhangi bir yapı ya da birey, siyasi veya dini saiklerle sivil bir nüfusa yönelik, sistematik ve yaygın olarak öldürme, yaralama, yemekten ve içecekten yoksun bırakma, köleleştirme; aslında ceza kanunundan bildiğimiz suçları bu tip saiklerle işlerse “insanlığa karşı suç”tan yargılanabiliyor.
IŞİD’in evrensel nitelikte suç işlediğini belirten Doğanoğlu şunları söyledi:
Biz IŞİD’in ne olduğunu zaten malesef deneyimledik, yalnızca Türkiye’de de değil. Suriye ve Irak’ta katliam ve soykırım suçlarıyla, tarihi eserlere yönelik vandal eylemleriyle, canlı yaşamına yönelik kendilerinde gördükleri siyasi kudretle, cihatist selefi anlayışın icrasını gördük, görüyoruz da. Bu anlamda evrensel nitelikte de bir suç işliyorlar.
Biz Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nden her şeyden önce bu evrensel bütünü görmesini istiyoruz. IŞİD denilen örgütün Anayasal düzeni ihlal etmek, devlete karşı suç işlemek gibi bir bir aradalığı yok. Devletlerle olan meselesi, devletlerin onlara alan açıp açmamasıyla ilgili bir mesele. Ama Türkiye özelinde zaten katliamlar yaşandı ve bunların failleri olarak zar zor telaffuz ettiler IŞİD’in adını. IŞİD’in özellikle Diyarbakır Mitingi’nden itibaren Ortadoğu’da cihadist amaçlarla barış çağrısına yönelik saldırılarını düşündüğümüzde insanlığa karşı suç işlediği, sadece bu saiklerle kasten öldürme eylemlerini gerçekleştirdiği açık, tartışmasız. İnsanlığa karşı suçun tipik bir örneği istense IŞİD’i gösterebiliriz. Eylemlerini, Türkiye’de herkesin gözü önünde devletin sorumluluğu altında icra etmiştir.
Doğanoğlu, “insanlığa karşı suç” işlendiğinin kabulü halinde işleyecek süreci de şöyle aktardı:
Mahkemenin hükümde bunu telaffuz etme imkanı var ama savcılık ek savunma isteyebilir, hukuken hiçbir engel yok. Çünkü iddianamede IŞİD, gerçekleştirdiği eylemler üstü kapalı olarak ideolojik propaganda unsuru üzerinden “terörizm”le anlamlandırılıyor. Terörizm ya da değil. Fark etmez fakat burada başka bir suç tipi var. İddianamenin kendisi de maddi vakayı tartışırken ortaya koyuyor. Ek savunma, ceza muhakemesinde en kolay iş, imkanlı bir yöntem. Ek savunma verilmesi üzerine savcılıktan mütalaa vermesini istiyoruz. Şunu demeli: Sanıklar eylemlerinin sübutu halinde insanlığa karşı suç, Türk Ceza Kanunu Madde 77 ve 78’le ilgili de cezalandırılabilecekleri için bu konuda savunmaları alınması gerekir.
İnsanlığa karşı suç üzerinden ek savunma istenmesinin dava açısından oldukça önemli olduğunu belirten Doğanoğlu, “Her şeyden önemlisi ise Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin insanlığa karşı suçla, o tipik fiilin icrasıyla doğrudan ilgisi olan sanıkların, teker teker sorumluluğunu tartışabilmesidir” dedi.
Doğanoğlu sözlerini şöyle tamamladı:
Örgüt üyeliğinden sanıkları biliyoruz. Bütün duruşmalardaki tutumlarını da biliyoruz. Siyasal ideolojilerinden bir hicap duydukları yok. Sanıkların basit bir örgüt üyeliği, kanunun ve hukukun tanımıyla sıradan bir terör örgütüymüşçesine muamele edilemeyecek bir örgüt olduklarını bilmemize rağmen bunlarla cezalandırılmaları mümkün değildir. 10 Ekim Ankara Katliamı insanlığa karşı suç kapsamında, yaygın sistematik Türkiye ve Ortadoğu coğrafyasında işlenen suçlardan bir tanesidir. Bu anlamda bunun tespitinin mahkeme tarafından yapılması gerekmektedir.
Sendika.Org/ Ankara