TMMOB İmar Affı Düzenlemesi’ne ilişkin yaptığı açıklamada “Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini seçim odaklı hesaplara alet eden bu tasarı derhal geri çekilmeli” dedi
TMMOB İmar Affı Düzenlemesi’ne ilişkin yaptığı açıklamada “Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini seçim odaklı hesaplara alet eden bu tasarı derhal geri çekilmeli” dedi
TMMOB imar barışı olarak adlandırılarak Meclis gündemine getirilen İmar Affı Düzenlemesi’ne ilişkin bir basın açıklaması yayımladı. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz’ın yaptığı açıklamada imar affı tasarısının geri çekilmesi çağrısında bulunuldu.
Koramaz seçim yatırımı olarak değerlendirdiği düzenlemenin ülke genelinde yaklaşık 13 milyon konutu ilgilendirdiğini, mülkiyet ve imar sorunu olan, ruhsatsız ya da imar mevzuatına aykırı olarak eklentiler yapılmış yapıları kapsayacak bir imar affı olduğunu belirtti.
Koramaz “Tasarı, hazineye ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olan taşınmazların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na tahsis edilmesini, Yapı Kayıt Belgesi sahipleri ile bunların kanunî veya akdi haleflerinin talepleri üzerine bu taşınmazların Bakanlıkça rayiç bedel üzerinden doğrudan satılmasını öngörmektedir” dedi.
1950’li yıllardan itibaren uygulanan neoliberal ekonomik politikalar sonucu, kentlere yönelen kontrolsüz ve hızlı göçün ve beraberinde gelen kaçak yapılaşmanın hazine arazilerinin işgaliyle başladığını daha sonra tarım alanlarına, kıyılara, ormanlara, meralara, yaylak ve kışlaklar ile doğa koruma alanlarına doğru genişlediğini hatırlatan Koramaz, “Kaçak yapılaşma bugün artık sadece yoksulların tercihi değil rant peşinde koşanların da başvurdukları bir yöntemdir” dedi.
“Bu durumun başlıca müsebbibi, 16 yıldır topluma, insana, çevreye saygı duymayan şehircilik ve kentleşme politikaları uygulayan; ekonomik darboğazı, kent topraklarını ve doğal kaynakları pazarlayarak aşmaya çalışan; planlama ve imar mevzuatı ile getirilmiş olan düzenleyici kural ve sınırlandırmaları ekonomik gelişimin önünde engel olarak gören siyasi iktidardır” diyen Koramaz Cumhuriyet döneminde 14 kez imar affı çıkarıldığını ve bu afların toplumda kanun dışı uygulamaların bir şekilde yasallaşacağı algısını pekiştirdiğini ifade etti.
“Vatandaşların can ve mal güvenliğini yok saymaktadır”
“İktidar, tasarı ile bilimi, tekniği ve uygulayıcıları olan mühendis, mimar ve şehir planlama mesleklerini inkâr ettiği gibi vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini de yok saymaktadır” diyen Koramaz tasarının geri çekilmesi talebiyle şunlara dikkat çekti:
Bu tasarı ile imara aykırı, çevre ve doğa tahribatına neden olan ve en önemlisi de yeterli mühendislik hizmeti almadığı için olası depreme dayanıklılık bağlamında riskli yapılar devlet eliyle meşrulaştırılmakta, hukuka uyan vatandaşlarımız cezalandırılırken, kural tanımayanlar ödüllendirilmektedir. Oysa topraklarının tamamı deprem riski altında olan ülkemizde, deprem nedeniyle ortaya çıkan toplumsal ve ekonomik kayıplar karşısında, ciddi tedbirler alınması gerekmektedir.
Tasarıda, deprem riski taşıyan kaçak binaların yasallaştırma bedellerinin, deprem riski taşımayan binaların üretimi için kullanılması öngörülmektedir. Üzerine yapılan arsa ve yapı maliyet bedelinin %3’ü oranında alınacak “yasallaştırma” ile 13 milyon civarında olduğu ifade edilen kaçak yapıdan toplanacak para miktarının büyüklüğü ortadadır. Bu dahi, depreme karşı alınan önlemlerin aslında ne denli samimiyetsiz olduğunun ve esasen krize giren inşaat sektörü üzerinden yeni rantlar elde etme hesapları yapıldığının açık göstergesidir. Siyasi iktidar, yandaş inşaat firmalarına yeni imar alanları açmak için altyapı hazırlamaktadır.
Gelen tepkiler üzerine İstanbul Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesi ile Tarihi Yarımada içindeki bazı alanlar imar affı kapsamından çıkarılmıştır. Ancak tarihi ve kültürel açıdan zengin bir coğrafyada kurulu ülkemizde, özellikle de sahil şeritlerinde kaçak yapılaşmaya maruz kalan daha nice tarihi sit alanı bulunmaktadır.
Öte yandan bu tasarı ile Birliğimiz ve bağlı Odalarımız tarafından açılan davalarla iptal edilen planlar ve ruhsatlar hukuki kazanımlara rağmen yasallaştırılacaktır. Bu düzenleme, siyasi iktidarın ustalık döneminde uygulamaya koyulduğu “hukuksuzluğun hukukunu oluşturma” politikasının bir devamıdır.
Siyasi iktidara sesleniyoruz;
Bugüne kadar yaşanan süreçler göstermiştir ki, kentlerimizde en büyük tahribatı yaratan, en büyük yıkımları yaratan, kentlerimizi yaşanamaz hale getiren yasadışı düzenlemelerin başında imar afları gelmektedir.
Çıkarılan tüm imar afları gibi bu imar affı da; seçim döneminde, ekonomik gelir ve oy elde etmek amacı ile gündeme getirilmiştir.
Çıkarılan tüm imar aflarında olduğu gibi bu imar affı da; toplumsal adalet ve barış duygusunun zedelenmesine, yasalara ve uygulayıcılarına olan güvenin sarsılmasına yol açmaktan öteye gidemeyecektir.
Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini seçim odaklı hesaplarınıza alet etmeyin ve derhal bu tasarıyı geri çekin.
Sendika.Org