Saadet Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı, Genel Başkan Temel Karamollaoğlu oldu
Saadet Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı, Genel Başkan Temel Karamollaoğlu oldu
Saadet Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu oldu. Saadet Partisi cumhurbaşkanı adayını açıklamak için Türkiye Barolar Birliği salonunda bir toplantı yaptı.
Saadet Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayını Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın açıkladı. Aydın şöyle konuştu:
Cumhurbaşkanlığı adaylığı için ilgili mercilerde titiz bir çalışma yapıldı. Bu çalışmalarda duruşu, kişiliği, söylemlerindeki asalet ve nezaketi ile bir isim hep ön plandaydı. Tüm sözlükler bilgeliği iyi ahlaklı, bilgili ve örnek insan olarak tarif eder. İşte bu tarifin Türk siyasetindeki adı bilge başkan Temel Karamollaoğlu, Saadet Partisi Cumhurbaşkanı adayıdır.
Temel Karamollaoğlu ise konuşmasına 1 Mayıs gündemi ile başladı. Karamollaoğlu, iktidara gelirlerse OHAL’i kaldıracaklarını söylerken yolsuzluğa, yandaşlığa, yalakalığa hiçbir zaman yer vermeyeceklerini söyledi. Karamollaoğlu konuşmasını “Acının tarafı olmaz. Acının ırkı dili rengi bölgesi olmaz. Gazze de bizim Cizre de bizim” sözleriyle sonlandırdı.
Karamollaoğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
Bütün emekçilerin bütün çalışanların bayramını tebrik diyorum. Şüphesiz ki bu dünyada alınteri ile kazanılmış helal lokmadan daha değerli bir şey yoktur. Buna karşı 1 Mayıs yıllarca ideolojik tartışmalara esir edilmiştir. Alınterinin, emeğin, sosyal güvencenin, taşeron asgari ücret konuşulması gerekirken bugün sadece Taksim Meydanı tartışmaları ile geçiştirilmiştir. Oysa 1 Mayıs, meydanın değil insanın konuşulduğu bir gün olmalıydı.
Bu ülkede mesele hak yiyenlerle hakkı yenenler arasındadır
Bu ülkede mesele hak yiyenlerle hakkı yenenler arasındadır. Omuzlarıma kaldırılması zor mükellefiyet yüklediniz. Cenab-ı Hak bu görevi asalet ve nezaketinize uygun şekilde yerine getirmeyi nasip etsin. Bu süreçte önce güvencemiz Cenab-ı Hak sonra sizlersiniz. Saadet Partisi’nde davasına bağlı bir teşkilat var. İbadet aşkıyla çalışan bir kadro var. Saadet Partisi’nin milyonlarca lira seçim yardımı, devlet uçakları, araçları yok ama Saadet Partisi’nde inanç, azim, fedakarlık, bereket var. Bu kadro Türkiye’nin güvencesi, sigortası, teminatı…
Seçimler bir demokrasi yarışıdır, siyasi partiler birbirinin düşmanı değil rakibidir. Seçim meydanlarına çıkarken ilk çağrım, bu süreçte özellikle parti liderleri devletin başındakiler üsluplarına dikkat etmek zorundadır. İnsafsız suçlama, yaftalamak yerine çözüm için projeleri anlatmalıyız. Öfkeyle, nefretle değil sağduyu ve nezaket ile hareket etmeliyiz. Bu ülke için en tehlike şey kutuplaşma, kamplaşmadır. Oy devşirmek için toplumu germek, seçimi savaş gibi görmek, her konuda ülkeyi ayıracak üsluplar millete yapılacak en büyük kötülüktür.
İktidarı değil bozuk düzeni değiştirmek istiyoruz. A Partisi gelmiş B partisi gitmiş anlam taşımaz. Kişilerin değil sistemin alternatifiyiz. Biz kutuplaştırıcı değil kucaklayıcı bir siyaset anlayışına sahibiz. Biz ayrıştırıcı değil birleştirici bir anlayışa sahibiz. Biz hizmeti esas alırız. Biz kuvvetler ayrımını ön planda tutarız. Adaletin her şeyin üstünde değer taşıdığı bir anlayışa sahibiz. Biz kapımızı herkese açık tutarız. Biz insanları kandırmayız.
Bizim yönetimimizde yolsuzluğa, yandaşlığa, yalakalığa hiçbir zaman yer olmayacaktır. İhalelerde şeffaf, denetlemelerde titiz olacağız. Çevremizde, yalakaların öbekleşmesine kesinlikle müsaade etmeyeceğiz.
Fikir ve düşüncelere saygı göstereceğiz. Haklı olanı doğru olanı yapmaya çalışacağız.
İlk işimiz OHAL’i kaldırmak olacak
Normalleşme ne demek, nasıl normalleşeceğiz? Şuan olağanüstü hal ile yönetiliyoruz. İktidara geldiğimizde ilk alacağımız kararlardan biri OHAL’in kaldırılması olacaktır. Şiddete başvurmadığı sürece hiçbir düşüncenin yasaklanmasına gitmeyeceğiz.
3 yıl içinde ekonomisi güçlü, halkı müreffeh, adaletin tesis edildiği, barış ve kardeşlik içinde bir ülke olacağız. 3 ilkemiz, 3 hamlemiz çerçevesinde kırılan kalpleri onaracak, yıkılan güveni yeniden tesis edecek, toplumsal barışı tesis edip kardeşlik havasını bütün Türkiye’ye yayacağız. Barış olmadan üretim, üretim olmadan yatırım, yatırım olmadan kalkınma olmaz.
İnşallah 25 Haziran sabahı yeni bir Türkiye’ye uyanacağız. Bu yeni dönemde nefret değil kardeşliği büyüteceğiz. Kin ve öfkeyi değil dostlarımızın sayısını arttıracağız. Biz sadece ülkemizin sadece bölgemizin değil bu dünyada yaşayan herkesin barış ve huzur içinde yaşaması için gayret göstereceğiz. Biz bunu her ortamda dile getirdik.
Gazze de bizim Cizre de bizim
Buradan tüm ülke insanımıza sesleniyorum. Bu coğrafya hepimizin. Acının tarafı olmaz. Acının ırkı dili rengi bölgesi olmaz. Gazze de bizim Cizre de bizim. Yitip giden gencecik fidanlar hepimizin geleceği. Bu coğrafyaya barış ve kardeşlik kan dökerek değil dil dökerek ter dökerek gelecektir. Türk’ün, Kürt’ün, Arap’ın kardeşliğinde yatmaktadır bu coğrafyanın geleceği. Biz bu kardeşliği yeniden tesis edeceğiz. Bunun için her kapıyı çalacağız her eli tutacağız. Sadece oy istemek için değil kalp kazanmak için gideceğiz. Zafer inananlarındır, zafer yakındı. Kutlu olsun!
Sendika.Org