İtalya’da Mart ayında gerçekleşen seçimlerde Beş Yıldız Hareketi birinci parti oldu. Koalisyon görüşmelerinde de faşist parti ile anlaştı. Peki bu parti nasıl açığa çıktı, nasıl gelişti, neyi savunuyor?
İtalya’da Mart ayında gerçekleşen seçimlerde Beş Yıldız Hareketi birinci parti oldu. Yolsuzluğa, Avrupa Birliği dayatmalarına, neoliberalizme, savaş politikalarına karşı olan bu parti aynı zamanda göçmen karşıtlığı gibi sağ refleksleri de besliyor. Koalisyon görüşmelerinde de faşist parti ile anlaştı. Peki bu parti nasıl açığa çıktı, nasıl gelişti, neyi savunuyor?
4 Mart 2018 tarihinde İtalya’da bir seçim gerçekleşti. Seçim sonucunda hiçbir parti tek başına iktidar olamayınca koalisyon gündeme geldi. Koalisyon görüşmeleri bir ara kilitlendi ve yeniden seçimlere gidilmesi gündemdeyken kilit çözüldü. Seçimlerden birinci çıkan M5S Beş Yıldız Hareketi ile ikinci olan sağcı-faşist parti Lega bir koalisyon hükümeti konusunda anlaştılar. Merkel’in domine ettiği Avrupa Birliği’ne karşı olan bu koalisyona uluslararası sermaye çevreleri ve Avrupa Birliği ‘kaygı’ ile yaklaşıyor.
Son yıllarda sahneye çıkan (Yunanistan’da Syriza, İspanya’da Podemos ve İtalya’da M5S gibi) yeni tip partiler önemli seçim başarıları elde ediyor, hatta hükümet ortağı oluyorlar. İtalya’da Berlusconi’nin siyaseten zayıflaması, faşist partilerin güçlenmesi ve M5S’nin en çok oyu alarak son seçimlerden galip çıkması İtalyan siyasetine özellikle M5S’ye olan merakımı artırdı.
Michelangelo Servergnini, 13. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’nin konuğu olarak Roma’dan İstanbul’a gelmişti. Ben de aynı zamanda eski bir gazeteci olan Michelangelo ile aktüel İtalya siyaseti üzerine konuşmak istedim. Yeni hükümet kurulurken benim gibi İtalya siyasetini merak edenler için bilgiler derlemeye çalıştım.
Bu söyleşi sonrasında İtalyan güncel siyaseti konusunda birçok yeni bilgi edindim. İtalyan siyaseti konusunda daha fazla okumak, araştırmak ve yakından takip etmek gerektiği sonucuna ulaştım. Benim de çoğunu yeni öğrendiğim kişisel yaklaşımları da içeren bu söyleşi umarım faydalı olur.
Ö.Ö.: Michelangelo öncelikle bu söyleşiyi kabul ettiğin için teşekkür ederim. 4 Mart 2018 tarihinde İtalya’da genel seçimler gerçekleşti. Seçime giren partiler hangileri idi?
M.S.: Yüzde 3 seçim barajını geçen 7 parti parlamentoya üye sokabildi.
M5S yani 5 Yıldız Hareketi yüzde 32,66 oy ile en çok oy alan parti oldu.
PD Sosyal Demokrat Parti yüzde 18.72 oy aldı.
Lega, Lig isimli sağcı-faşist parti yüzde 17,37 oy aldı.
Berlusconi’nin partisi Forza İtalia (Haydi İtalya) yüzde 14 oy aldı.
M5S’i en sona bırakarak biraz bu partilerden bahsedeyim.
Lega, 1980’lerin sonunda kuruldu. 2015 yılına kadar sadece Kuzey İtalya partisi idi ve kuzeyin İtalya’dan ayrılmasını istiyordu. Lega faşist bir partidir, mültecilere, göçmenlere karşıdır.
1990’larda Güney İtalya’ya karşı oldukça sert sözler sarf eden bir parti idi.
3 yıl önce Matteo Salvini partinin başkanı oldu. Yavaş yavaş partinin yapısını değiştirdi. Partiyi ulusal düzeyde siyaset yapan bir parti haline getirdi. Ama yine aşırı sağ parti olarak gerçekleşti bu değişiklik. 80’li yaşlarda ve çok yaşlanmış olan Berlusconi’nin partisi Forza İtalia’nın (Haydi İtalya) kaybettiği oylara talip oldu. Bu parti aynı zamanda CasaPound Italia gibi asıl faşist partilerle sürekli işbirliği halinde.
Fratelli d’Italia, FdI, (İtalya’nın Kardeşleri) partisi yüzde 4,35 oy aldı. Bu post-faşist bir parti. Daha çok Roma merkezli ve Mussolini’nin faşist mirasının devamcısı. Bu partinin lideri İtalya’nın Le Pen’i gibi düşünülebilir.
LeU, Liberi e Uguali (Özgür ve Eşit parti) yüzde 3.5 oy alarak parlamentoya girdi. Sosyal Demokrat partiden seçimden kısa süre önce ayrıldılar. Sosyal Demokrat Parti PD’nin başkanı Matteo Renzi’nin partiyi çok merkeze hatta sağa götürdüğünü söyleyerek partiden ayrıldılar. Parlamentoya 14 milletvekili soktular.
Peki, parlamenter sol ne durumda?
Oldukça yeni bir oluşumdan bahsedeceğim.
Potere al Popolo, İktidar Halka koalisyonu, ikisi komünist parti olmak üzere 9 parti ve hareketten oluştu. Seçimlerde sadece yüzde 1.1 oy alabildiler.
Bu hareket Napoli’de başladı. Ama kısa sürede Tüm İtalya’da karşılık buldu. Neden Napoli’de kuruldu? Çünkü Napoli’nin bağımsız belediye başkanı Luigi De Magistris’in politikaları genç bir politik atmosferin oluşmasına neden oldu.
Bu solcu belediye başkanı sosyal merkezlerle işbirliği halinde.
Radikal sol genç hareketler sosyal merkezler örgütlüler.
Boş ve kullanılmayan binaları işgal ediyorlar ve belediye de onlara izin/olanak veriyor.
Belediye olarak buna hukuki olanaklar sağlıyor.
‘Eğer kullanılmayan boş binalar varsa ihtiyacı olanlar kullanabilir’ anlamına gelen bir belediye yasası çıkardılar.
Avrupa’da bu tür işgal evi örnekleri yaygın değil mi?
Bir belediye başkanının ilk defa izin verdiği ve işgallerin önünü açtığı Avrupa’da ilk örnek Napoli’deki. Bu nedenle diğerlerinden farklı diyebiliriz.
Devrimci ve yeni bir şey bu.
Kaç bina işgal edildi bu şekilde?
Çok… Onlarca… İşgal edilmiş bu binalar kültürel aktiviteler veya yaşamak için kullanılıyor.
Bazı yerlerde yoksul, evsiz aileler veya mülteciler kalıyor.
Seçimlerden hemen önce doğan solcu İktidar Halka Koalisyonu seçimlere geç kalmıştı.
Seçimlerden sadece 4 ay önce kurulan bu oluşum seçimlerde sadece yüzde 1,1 oy alabildi. İtalya’daki %3 parlamento barajına takıldıkları için parlamentoya giremediler.
Oyları çoğunlukla Napoli’den mi aldılar?
Evet, çoğu Napoli’den. Ama İtalya’nın her yerinden oy aldılar.
Bu parti kendisini nasıl tanımlıyor? Programı nedir?
Solcular, Marksistler. Ama asıl özellikler çok genç olmaları. Kampanyada çalışan 25’li yaşlarda gençler.
2008 yılından sonra İtalyan politikasında önemli bir boşluk oluştu. Parlamenter siyaset sahnesinde Reel Sol artık kayıp.
2008 yılındaki seçimlerde İtalyan Komünist Partisi ilk defa parlamentoya giremedi.
Benim görüşüme göre politika masasındaki bu boşlukta İktidar Halka Partisi’nin şansı olabilirdi ama daha önce başlasalardı. Çünkü halkı ikna etmek için zamana ihtiyaçları vardı.
Diğer sol partiler ne durumda?
2008’den önceki eski tüfek milletvekilleri diğer sol partilerden yeniden aday oldular ama yüzde 1 bile oy alamadılar.
Şimdi biraz da 5 Yıldız Hareketi (M5S) hakkında konuşalım mı? Son durum nedir?
Son seçimde yüzde 32 oy aldılar. Birinci parti oldular.
Öncelikle biraz daha önceki dönemlerden bahsetmek istiyorum. İkinci Cumhuriyet adı verilen 1992 yılında başlayan bugüne kadar süren dönem söz konusu.
Merkez sol ve merkez sağ olmak üzere iki kutuplu bir siyaset vardı. Fakat 2013’te ilk defa 3 kutup oluştu. Merkez sol, merkez sağ ve M5S.
Parlamenter sistem krizde bugünlerde. Bu seçim sisteminde kimse kazanamıyor. İki kutuplu sistemde ya birisi ya da ötekisi kazanıyordu. Ama üç kutuplu sistemde yüzde 50 oyu kimse alamadığı için hükümeti kuramıyor.
2013 yılında M5S ilk defa seçime gittiğinde yüzde 25 oy aldılar. Sosyal demokrat parti PD yüzde 24 aldı. Sosyal demokratlar merkez sağ ile koalisyon kurdu ve M5S muhalefette kaldı.
Üç yıl önce yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde sosyal demokrat parti bir sürpriz yaprak yüzde 40 oy aldı. Ama bu yılki genel seçimlerde son seçimlerde yüzde 19’a düşmesi tam bir şok oldu onlar için.
Seçimden sonra M5S “Biz PD ile koalisyon yapabiliriz” diye açıklama yaptı. Ama sosyal demokrat PD lideri Renzi ‘bize gelmeyin’ dedi.
Koalisyon görüşmeleri 2 ay boyunca sürdü. PD ile Berlusconi arasında bir bağlantı hep vardı. Bu bağlantıyı ve yakınlığı ifade etmek için PD lideri Renzi’ye ‘Berlusconi’nin oğlu’ diye söylendiği olur. Sosyal demokrat parti Berlusconi ile koalisyon istiyor.
M5S, “Berlusconi bugünün şeytanıdır. O İtalya’nın en önemli problemidir” diyordu ve koalisyon için ön koşulu Berlusconi’nin olmaması idi. M5S “Biz Lega’yı koalisyona kabul edebiliriz, eğer bir özel koalisyon sözleşmesine imza atarlarsa” diyerek Lega’ya çağrı yaptı.
Eğer Berlusconi’den söz ediyorsak, sahibi olduğu üç adet çok izlenen TV kanalından ve birçok gazeteden de bahsediyoruz demektir.
Lega, koalisyonda Berlusconi’nin partisi de olsun diye bastırdı. Ama MS5 bunu kabul etmedi. Lega sosyal demokratlarla hükümet kurmak istemiyor. Sosyal demokratların AB yanlısı tutumları bu konudaki en önemli sebep. AB bütçeden eğitim, sağlık gibi konularda kesinti yapın dediğinde, sosyal demokratlar her zaman yapmaya hazır durumdalar. Lega ise buna karşı.
M5S, Beş Yıldız Hareketi hakkında konuşalım biraz da… Nasıl başladı? İdeolojileri nedir? Ne istiyorlar?
Hareket komedyen Beppe Grillo tarafından kuruldu. Beppe 1980’lerde çok popülerdi. 1980’lerin sonuna doğru kamu kanalındaki şovunda İtalyan Sosyalist Partisi hakkında yolsuzluk üzerine bir espri yaptı. Ve bu espri üzerine programı yasaklandı. Bu olaydan üç yıl sonra parti yöneticileri yolsuzlukla yargılandı. Komedyenin haklı olduğu ortaya çıktı.
Beppe Grillo, 1990’larda siyasilerin yolsuzlukları gibi konulara değinmeye devam etti. Televizyon kanalları onu kabul etmedi. Bu defa tiyatrolarda şovlarını sürdürdü. Tamamen TV kanallarından dışlanmış olmasına rağmen tiyatrolardaki gösterilerine çok fazla izleyici çekti. Şovlarında sistemi eleştiriyordu.
2003 yılında internette bir blog sayfasında yazmaya başladı. Ve kısa süre içinde İtalya’nın en çok ziyaret edilen blog sayfası oldu. Hatta 2005 yılında dünyada en çok ziyaret edilen 13. blog sayfası idi. 2005, 2006, 2007 yıllarında blog sayfasının okuyucularından da gelen destek ile “Madem bu kadar kalabalığız, hadi bir şeyler yapalım” dedi. “İmza toplayıp parlamentoya verelim ve bir referandum organize edilsin. Referandumda aşağıdaki 3 maddeyi oylayalım” diyorlardı:
Bu maddeleri içeren referandum için 1 milyon civarında imza topladılar ve meclise verdiler. İtalya yasalarına göre minimum 500 bin imza ile hükümete referandum teklifi verilebiliyor. Sosyal demokratların iktidarda olduğu hükümet 1 milyon imzalı bu referandum teklifini reddetti.
2008 yılında yeni bir seçim oldu ve bu hükümet düştü ve Berlusconi yeniden kazandı.
Beppe Grillo siyasette, partilerde Hindistan’daki kast sistemi gibi bir sistem olduğunu söyleyerek buna karşı savaş açtı ve Beş Yıldız Hareketi’ni (M5S, Movimento 5 stelle) kurdu. Kendilerine parti değil hareket diyorlar ve bu konuya özel bir vurgu yapıyorlar.
2010 yılında yavaş yavaş örgütlenmeye başladılar. 2013 yılında da ilk defa seçime katıldılar. Ve seçimde bir sürpriz yaparak yüzde 25 oy aldılar.
Seçimlerde partinin genel başkanı kimdi? Komedyen Beppe Grillo mu?
Hayır, hayır. Beppe Grillo “Ben politikacı olmayacağım. Ben kurucuyum o kadar” dedi. Bir çeşit onursal genel başkan gibi sembolik bir pozisyonu var.
MS5 2013 seçimlerine girdiğinde bir lideri bile yoktu. O zaman seçime katılan partiler bir genel başkan göstermek zorunda değildi.
Diğer partilere benzemeyen tarzda bir hareket olarak örgütlendiler. Ama daha sonra parlamento yasayı değiştirildi ve M5S’yi 2018 yılındaki seçimlerde genel başkan seçmeye zorladılar. Onlar da kendi içlerinde seçim yaparak 31 yaşındaki Luigi Di Maio’yu başkan seçtiler. Luigi Di Maio, 2013 yılında 26 yaşında iken milletvekili seçilmişti. Ve meclis başkan yardımcısı olmuştu. İtalyan parlamento tarihinin en genç meclis başkan yardımcısı idi.
Bu hareket tam olarak neyi hedefliyorlar?
Siyaset alanında yeni bir deney diyebilirim. İyi de olabilir kötü de olabilir. Benim görüşüme göre farklı bir deneyim… Hem İtalya’daki hem de İtalya dışındaki medya onlar hakkında birçok şey anlatıyor.
Özellikle Avrupa’daki diğer partiler M5S’yi “şımarık çocuk” olarak tanımlıyor.
Popülist, siyasetten anlamayanlar, aşırıcılar, onlar hakkında sık söylenen tanımlamalardan sadece bazıları… Siyasetin sol tarafındaki insanlar da M5S’i eleştiriyorlar.
Bence M5S İtalya’daki solun yapamadığını yaptı. Bence sol bunun için kıskançça davranıyor. Sol oy kaybediyordu, Komünist Parti 2008’de neredeyse yok oldu. Komünist Parti 10 yıl sonra bile neden bu hale geldiğini anlamış değil. Buna karşı M5S oylarını artırdı ve 2018 yılında birinci parti oldu.
Örneğin “Berlusconi ile asla aynı masaya oturmam” diyen tek siyasi parti M5S’dir. Solcu aydınlar kitaplarını Berlusconi’nin yayınevinden yayımlıyorlar.
M5S’nin genç lideri Luigi Di Maio, üniversiteyi bitiremedi. Parlamentoya girmeden önce yaptığı tek iş Napoli’de futbol maçlarında içki satmak idi. Parlamento’daki konuşmalarında İtalyancada sık sık hatalar yapıyor. Çünkü Napoli’de yerel lehçe çok güçlü. Yerel halk İtalyancadan çok Napolice konuşuyor. Luigi Di Maio da Napoli lehçesi ile bazen İtalyan siyasetçi dilinden uzak hatalı İtalyanca ile konuşmalar yapıyor. Solcular bile Luigi Di Maio’nun İtalyancası ile alay ettiler.
M5S’nin ideolojisi nedir?
Avrupa’daki parlamenter demokrasinin önemli bir krizi var. Çünkü solcu bir partiyi seçmek yeterli değil. İtalya’da 1999 yılında merkez sol parti hükümette idi. Merkez sol parti Yugoslavya’nın bombalanmasına evet oyu vermişti. Komünist Parti bile evet oyu vermişti. Bu sebeple Komünist Parti ikiye bölündü.
Aynı şekilde 2003 yılında Irak savaşına karşı İtalya’nın en büyük gösterisi oldu. Üç milyon insan Roma’da Iraktaki savaşa karşı sokağa çıktı. Dünyadaki en büyük gösteri idi. Kamuoyu araştırmaları o dönem gösteriyordu ki halkın yüzde 75’i Irak’taki savaşa karşı idi. Berlusconi hükümetteydi. Sonuçta tüm bunlara rağmen İtalyan ordusu Irak savaşına askerleri ile katıldı.
2007 yılında Irak’tan İtalyan askerleri dönmüştü ama Afganistan’da hala askeri vardı. Oylamada Komünist Parti’nin lideri askerlerin Afganistan’da kalması yönünde oy kullandı.
Gazeteciler neden bu şekilde oy verildiği sorduğunda “Biz Afganistan’da Avrupa’yı kuruyoruz” dedi. Pardon?
Bunun anlamı “Bizim farklı partiler olduğumuza bakmayın, dış politikada tüm partiler hep beraber çalışıyoruz” idi. Bundan sonraki ilk seçimlerde Komünist Parti ilk defa parlamentoya giremedi.
Defalarca insanlar seçimlerinin ve oylarının bir işe yaramadığını gördü. Bizim ne yapacağımıza Avrupa Birliği karar veriyor ve hükümetler uyguluyor. 2008’de İtalya tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birisini yaşadık. Neredeyse 14 milyon İtalyan yoksulluk sınırında yaşıyor.
Bu koşullarda “Biz Avrupa Birliği’ne karşıyız” diyen iki parti M5S ve Lega oylarını artırdı ve seçimlerde en çok oy alan iki parti durumuna geldiler.
Bu koşullarda M5S birtakım vaatlerde bulundu. Öncelikle milletvekilliğini yeniden formüle etti. Bugün İtalya’da 5 yıllığına seçilen bir milletvekili, bir kez seçildikten sonra seçim sırasında vaat ettikleri ile ilgisi kalmıyor. Bunu takip eden bir mekanizma yok. Kampanyada işsizlik konusunda vaatlerde bulunan bir milletvekili, iş kesintilerine imza atabiliyor. M5S buna karşı diyor ki milletvekillerinin seçilirken vaatleri neyse bu izlenmeli ve milletvekili uyarılmalıdır. Bunu internet teknolojileri aracılığı ile yapmaya karar verdiler.
2017 yılında kurulan ve filozof Rousseau’dan adını alan Rousseau isimli bir web sayfası var: https://rousseau.movimento5stelle.it/
Bu sisteme insanlar üye oluyorlar. Kimlik vb birtakım belgelerle kişiler teyit ediliyor. Üyeliği kabul edilen kişiler burada yasaları oylayabiliyorlar. M5S yönetiminin ne yapacağına Rousseau sistemindeki oylar karar veriyor. Oy sonucu partinin pozisyonunu belirliyor. Buradaki sonuçlara göre M5S milletvekilleri bu yasa önerilerini parlamentoya sunuyor.
Peki, Rousseau sistemi ne kadar güvenilir? Tüm İtalyanları ne kadar temsil ediyor?
Bu sorular önemli. Tam üye sayısını bilememekle birlikte 200 bin civarında olduğunu tahmin ediyorum. İtalyan nüfusunun 60 milyon olduğu düşünülürse bu sayı az.
İkinci sorun güvenlik. Genel başkanın seçileceği oylamadan önce site hacklendi ve site kapandı ve oylama ertelendi. Şu anda bu iki sorun hakkında kısa sürede bir çözüm görünmüyor.
M5S’nin kuruluş düşüncesi Avrupa’daki parlamenter sistemin krizinden geliyor. Çözüm mükemmel değil. Ama çözüm bulmak için bir niyet, başlangıç. M5S diyor ki; “Biz parlamentoda olduğumuz sürece doğrudan demokrasiyi genişletmek için çalışacağız.”
M5S’nin ideolojisi hakkında neler söylersin?
Önce 5 yıldız ismi nerden geliyor? Ondan bahsedeyim.
Eğer her şeyimiz tam olursa biz 5 yıldız ülke oluruz. 5 yıldız olarak adlandırılan 5 temel vazgeçilmezleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Seyahat özgürlüğü;
Parasız yayın, iletişim, haberleşme;
Parasız su;
Ekoloji;
Parasız sağlık ve eğitim.
Basitçe bu solcu bir programdır. Ama 20 yıldır diğer sol partiler bu programı önlerine koymadılar. “Yeterince kaynağımız yok. Mecburen kesintilere girmek zorundayız, mecburen Avrupa Birliği’nin dediğini yapmak zorundayız “ dediler hep.
M5S “Avrupa Birliği bizi ilgilendirmiyor, öncelikle İtalyanlar ilgilendiriyor” diyor.
Bu şu anlama mı geliyor; M5S neoliberal programa ve Avrupa Birliği’ne karşı bir harekettir?
M5S son 20 yılda özelleştirilen kurumların devletleştirilmesini öneriyor. Son 20 yılda borçları kapatmak için devlet kuruluşları özelleştirildi. İtalyan halkı ödedi bunların parasını ve onlara geri verilmeli. Devletleştirilmeli. Baştan bu yana bunu her zaman söyledi M5S.
M5S politikasını Rousseau web sitesindeki oylama belirliyor demiştin. Peki bir oylama 5 yıldızı oluşturan 5 madde aleyhinde bir sonuç çıkarsa, örneğin kurumlar özelleştirilmeli sonucu çıkarsa ne olacak?
Beş temel madde onların başlama noktaları, varoluş sebepleri. Hareketin ana iskeleti. Dolayısı ile bu maddeler değiştirilemez.
“Biz solcu ve sağcı değil, post-ideoloji taraftarıyız” diyorlar. Eğer kendilerine solcuyuz deselerdi alacakları oy maksimum yüzde 25 olurdu ama bu şekilde haklar üzerinden gidince oyları yüzde 32 oldu. Yaklaşık yüzde 7 sağcı seçmen M5S’e oy verdi. Sağcı bile olsalar kurumlar devlete ait olmalı diye düşünüyorlar. Bu yüzde 7 içinde Afrikalı mültecileri geri gönderelim diyenler de vardır.
Peki, M5S mülteciler, göçmenler hakkında ne düşünüyor?
Mülteciler üzerine bazı aktivistler, solcular sivil toplum örgütlerinde çalışmalar yapıyorlar.
M5S genel başkanı Luigi Di Maio geçen aylarda mülteciler konusunda konuşurken bu sivil toplum örgütlerine karşı sözler sarf etti.
Libya’dan mülteci getiren botlar batıyor ve sivil toplum örgütleri kendi botları ile onları kurtarıyor. Bazen bu botlar Libya sınırına birkaç kilometre yakından da insanları kurtarabiliyor.
İtalya’daki bazı kesimler kurtarma yapan bu sivil toplum örgütlerini eleştirerek “deniz taksi” olarak adlandırmaya başladılar. M5S lideri de benzer eleştiriyi yaptı. Bu da tepki çekti.
M5S genel başkanı Di Maio aslında sağ seçmene göz kırptı. Bence çok fazla konuştu. Neden böyle konuştuğunu anlıyorum ama çok fazla idi. Sağ oyları kaybetmek istemiyor.
M5S büyük özel şirketleri hiç eleştiriyor mu?
Yüzde 51’i devlete yüzde 49’u özel sektöre ait bir mekanik-teknoloji şirketi var. Geçen yıl PD lideri Renzi tarafından bu firma ile Suudi Arabistan arasında çok büyük silah anlaşması yapıldı. Krizdeki İtalya ekonomisi için sıcak para demek bu anlaşma.
M5S diyor ki: Eğer Suudi Arabistan’a silah satıyorsanız Ortadoğu’daki savaştan, ülkenize kaçan göçmen mültecilerden şikayet etmeyin. Yeni kurulan solcu İktidar Halka Partisi de bu görüşü dillendiriyor.
Avrupa Birliği konusundaki görüşleri nedir?
M5S mevcut Avrupa Birliği’ne karşı.
Diğer sağcı parti Lega’nın lideri Salvini, Putin’in arkadaşı. Putin, Salvini’ye yatırım yapıyor ve İtalya’nın Avrupa Birliği’nden ayrılması için destekliyor onu. Lega Avrupa Birliği’ne tamamen karşı.
Lega’nın kaynakları tartışmalı iken M5S’nin tüm gelirleri internetten yapılan kampanyalarla kitle fonlaması vb yöntemlerle karşılanıyor. Bu nedenle M5S bağımsız bir parti.
M5S “Mevcut Avrupa Birliği’ni değiştirmeliyiz, Avrupa Birliği anlaşmasını yeniden yazmalıyız, başlangıçtan itibaren her şeyi yeniden belirlemeliyiz” diyor.
“Yıllar önceki İtalyan politikacıların yaptıkları hataların cezasını ödemek zorunda değiliz,” diyorlar.
“Eğer Avrupa Birliği kabul etmezse, bu durumda referandum düzenleyelim, halk isterse Avrupa Birliği’nden ayrılalım” diyorlar.
“Buna Parlamento’da değil İtalyan halkına sorarak karar vermeliyiz,” diyorlar.
2008 yılında komedyen Beppe öncülüğünde üç ayrı taleple toplanan imzalardan bahsetmiştim. Talep edilen referandum hükümet kabul etmediği için yapılamadı. Ama artık M5S milletvekilleri 2008 yılında talep ettikleri değişiklikleri kendileri için uyguluyorlar. Her M5S milletvekili aylık 3 bin avro alıyor, kalanını bir banka hesabına yatırıyor ve İtalya’daki küçük işletmeleri destekleme fonuna yatırıyor. Özel küçük işletmeleri destekliyorlar. Çünkü ekonomik kriz onları zor durumda bıraktı. İtalyan ekonomisi 10-15 çalışanı olan küçük işletmelere dayanıyor. 2008 yılındaki krizde birçok küçük işletme kapandı. Bankalar onlara para vermedi. M5S milletvekillerinin maaşlarından oluşan bir fondan paralar bu işletmelere destek için dağıtılıyor.
Eğer bir milletvekili hırsızlıkla suçlanıp ceza alırsa aday M5S’den aday olamıyor.
Ve bir milletvekili üçüncü kez aday olamıyor. Örneğin genel başkan Luigi Di Maio şu anda ikinci döneminde. Beş yıl sonraki seçimlerde aday olamayacak.
İspanya’daki Podemos Partisi ile M5S’i karşılaştırır mısın?
Podemos ile bazı benzerlikler ve bazı farklılıklar var.
Podemos, 2011’de İspanya’daki Öfkeliler Hareketi’nin ardından ortaya çıktı. İtalya ile İspanya’daki politik atmosfer çok benzer. Eski partiler Partido Popular, PSOE sosyal demokrat. Öfkeliler Hareketi’nin eylemleri nedeniyle İspanya üç hafta felç oldu. Her şey kilitlendi.
2014 yılında Podemos kuruldu. Pablo Iglesias 30’lu yaşlarda, İtalya’da Bologna’da üniversite okumuş. Tam da Beppe Grillo’nun ünlü olduğu zaman İtalya’da bulunmuş.
Örneğin İspanyolca ve İtalyanca aynı anlama gelen La Casta yani kast sistemine dair partilerin görüşleri aynıdır. Ben Podemos’un M5S’den etkilendiğini düşünüyorum.
İkisi arasında en temel fark, Podemos Radikal Sol tarafından oluşturulmuş ve desteklenmiştir. Podemos bir çeşit devrimci bir partidir. Podemos’un da M5S gibi doğrudan demokrasi için Plaza Podemos (Podemos Meydanı) adında bir web sayfası var. (https://plaza.podemos.info)
Podemos geleneksel sol parti gibi örgütleniyor. M5S ise tamamen farklı örgütleniyor. Benim görüşüme göre Podemos’un gelişimi, yükselişi hemen hemen tamamlandı. Ama M5S’nin gelişimi henüz tamamlanmadı.
Bugünlerde M5S’ye oy veren sağcılar aynı zamanda başka bir riski de oluşturuyor.
Bir solcu olarak M5S’ye oy vermedim ama İtalya için gerekli olduğunu düşünüyorum.
4 Mart 2018’de yapılan genel seçimlerde son durum nedir?
Seçimde hiçbir partinin tek başına hükümet kuramadığı bir oy dağılımı çıktı. Sağcı-faşist parti Lega’nın Berlusconi’nin partisi Forza İtalia’yı koalisyona alma ön koşulu nedeni ile görüşmeler kilitlenmiş ve yeniden seçime gidilmesi söz konusu olmuştu.
Ancak Temmuz ayındaki olası seçimlerde oylarının daha da düşeceğini anlayan Berlusconi hükümet ısrarından vazgeçti.
Birinci parti M5S ile ikinci parti Lega koalisyon görüşmelerine başladı. Hükümet programı yazıldıktan sonra M5S seçmenlerine kendi sistemlerinden oylatacak ve kabul edilirse hükümet kurulacak.
58 sayfa 30 başlıktan oluşan “Değişimin Hükümeti için Sözleşme” koalisyon protokolü, internet üzerinden yayımlandı ve İtalyanlar okudu.
M5S Rousseau internet sayfasından bu protokolü üyelerine oylattı. Sadece 44 bin kişi oyladı ve yüzde 94 programa evet oyu verdi. Koalisyonun diğer üyesi faşist Lega da şehir meydanlarında üyelerine, halka oylattı ve meydanlarda oy verenler koalisyona evet dedi.
Protokolün bir bölümünün faşist ideolojiden etkilendiğini söyleyebilirim. Çocuk kreşlerinin sadece İtalyanlar için ücretsiz olması ve Çingene kamplarının kaldırılması, bu faşist söyleme örnek olarak verilebilir. Avrupa Birliği tarafından önerilen 70 yaşından sonra emeklilik yasası çalışmasını iptal ettiler.
Programda suyun parasız olması maddesi özel olarak yazıldı. Daha önceki hükümetler tarafından İtalya’daki suyun önemli kısmı özelleştirilmişti.
Protokole göçmen, mülteci karşıtı bazı kararlar net olarak yazılmış. Örneğin koalisyon protokolüne göre 500 bin illegal göçmen, mülteci ülkelerine geri gönderilecek.
Avrupa Birliği’nin Dublin Sözleşmesi adı verilen mülteci sözleşmesinin değiştirilmesi protokolde yer alıyor.
Dublin sözleşmesi mültecilerin ilk geldikleri güvenli ülkeye geri gönderilmesini kapsıyordu. Bu sözleşme ile başka Avrupa ülkelerinden genellikle en çok İtalya’ya mülteci geri gönderiliyordu.
Financial Times yeni koalisyon için ‘Barbarlar geliyor’ başlığını yazınca Lega lideri Salvini “Avrupa Birliği kölesi olanlardan daha iyi barbarlar geliyor” diye yanıtladı.
Avrupa Birliği’nin üçüncü büyük ekonomisi İtalya’da Avrupa Birliği karşıtı iki partinin hükümeti İtalya’ya ve Avrupa’ya ne getirecek hep beraber göreceğiz.
Okuma önerileri:
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.