İyi Parti’nin “4,5 milyon borçlunun borcunu silme” önerisini değerlendiren Ümit Akçay, bunun AKP’nin neoliberal modelinin sorununa işaret etmesi bakımından anlamlı ama o modeli aşamadığı için sınırlı olarak niteledi
İyi Parti’nin “4,5 milyon borçlunun borcunu silme” önerisini değerlendiren Ümit Akçay, bunun AKP’nin borçlandırma temelli neoliberal modelinin sorununa işaret etmesi bakımından anlamlı ama o modeli aşamadığı için sınırlı olarak niteledi. Akçay, eski bir Merkez Bankası başkanının “borç silme” önerirken CHP’nin ne önereceğinin de merak konusu olduğunu ifade etti
İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz, geçtiğimiz hafta partilerinin iktidara gelmesi halinde “Türkiye Dayanışma Fonu” mekanizması kuracağını, bankalarca veya tüketici finansman şirketlerine satılmış olan 4,5 milyon vatandaşın tüketici kredisi, kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarından doğan borçlarını sileceklerini açıkladı.
Ekonomi yazarı Ümit Akçay, İyi Parti’nin “borç silme” vaadini Gazete Duvar’daki köşesinde değerlendirdi.
“Öncelikle şunu vurgulayayım: Bir ekonomide uzunca bir süredir (i) reel ücretler anlamlı bir şekilde artmıyorsa, (ii) yüksek işsizlik oranı yapısallaşmışsa, (iii) özelleştirmeler nedeniyle kamu hizmetleri pahalılaşıyorsa, borçlanma kişisel bir tercih değil, bir zorunluluk haline gelmiştir” diyerek başlayan Akçay, 2001 krizi sonrası bankacılık reformu ile geliri harcamaları oranında artmayan kesimlerin borçlandırıldığını, borçlu sayısının 10 kat artırıldığını ve bunun da AKP’ni n “neoliberal popülizm” modelinin en önemli bileşenlerinden biri olduğunu söyledi.
İyi Parti’nin “borç silme” önerisinin, AKP modelinin kalbindeki bir soruna işaret etmesi bakımından yerinde bir öneri olduğunu fakat bunun ancak neoliberal makroekonomik sistemin dışına çıkılması halinde anlamlı olabileceğinin altını çizen Akçay, doğal olarak bu öneriyle “İnsanların yeniden bu şekilde borçlandırılmaması için ne öneriyorsunuz?” sorusunu sordu.
Akçay, şöyle devam etti:
Kısacası, “borç silme” vaadi, mevcut müesses nizama meydan okuyan bir muhalif parti için iyi bir başlangıç noktası olarak görülebilir. Ancak muhalefetin ufku neoliberalizm ile sınırlı olunca, bu gibi önerilerin, geniş toplum kesimlerinin hayatlarını iyileştirici bir etki yapması mümkün değildir.
Akçay, yazısını ise bir başka noktaya dikkat çekerek bitirdi:
Son olarak, eski bir Merkez Bankası başkanı, “borç silme” önerisi yapabiliyorsa, özellikle CHP’deki Hazine kökenli bürokratların önerilerinin ne olacağı, nasıl bir program ile seçmenin karşısına çıkacakları daha büyük merak konusu haline geliyor.
Ümit Akçay’ın yazısının tamamı için tıklayın.
Sendika.Org