KHK ile kapatılan DİHA’nın muhabiri Şerife Oruç, 23 aydır tutuklu yargılandığı davanın 5’inci duruşmasında da tahliye edilmedi. Mahkeme, Oruç aleyhine ifade veren tanıkların zorla duruşmaya getirilmesine karar verdi
KHK ile kapatılan DİHA’nın muhabiri Şerife Oruç, 23 aydır tutuklu yargılandığı davanın 5’inci duruşmasında da tahliye edilmedi. Mahkeme, Oruç aleyhine ifade veren tanıkların zorla duruşmaya getirilmesine karar verdi
Batman’da 5 Temmuz 2016’da aynı araçta bulunduğu Muzaffer Tunç ve Emrullah Oruç ile birlikte gözaltına alınıp tutuklanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Dicle Haber Ajansı’nın (DİHA) muhabiri Şerife Oruç’un “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla yargılandığı davanın 5’inci duruşması Batman 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Oruç’un SEGBİS ile katıldığı duruşmada avukatları Mesut Aydın ve Şehmus Bayhan hazır bulundu.
Oruç’un duruşmasını ailesi, meslektaşları ve Türkiye Yazarlar Sendikası Diyarbakır Temsilcisi Vecdi Erbay da izledi. Gazeteci Oruç ile aynı davadan yargılanan Tunç ve Oruç’un dosyası ise ayrıldı. Savcı, Oruç’un tutukluluk halinin devamını talep ederken, ardından avukatlar savunma yaptı.
Avukat Mesut Aydın, savcının tutukluluk halinin devamı kararına itiraz ederek, mevcut delil durumu olmadığı için “mevcut delil” gerekçesinin kabul edilemez olduğunu söyledi.
Tanık beyanları dışında dosyada delil olmadığına vurgu yapan Aydın şunları söyledi:
Şerife’nin yakalanması ve tutuklanması tamamen tanıkların verdiği ifadelere ve bu ifadeler de zor altında alınmıştır. Tanık beyanlarına göre tutuklu olmasına rağmen tanıklara ulaşılamamaktadır. Tanıklara ulaşılamaması müvekkilimin iradesinde bir durum değildir. Tanıkların beyanlarını itiraz ettiklerine dair beyanları da dosyaya sunduk. Tanıkların yanı sıra yapılan teşhisler hukuka uygun değildir. Müvekkilimin pasaport fotoğrafı ile teşhis yapılmış ve bu da hukuka uygun olmadığının kanıtıdır. Uzun tutukluluk halinin son bulması gerekmektedir.
Bir diğer avukat Şehmus Bayhan ise, 5 duruşmadır sözlerin tükenme aşamasına gelindiğini ve tutukluluk halinin infaza dönüştüğüne dikkat çekti. Bayhan, şu ifadeleri kullandı:
Bu davada delil yaratmak adına çabaya girilmiştir. Yapılan teşhisler de buna örnektir. Tanıkları mahkemede dinleyemedik. Mağdur olan bizim müvekkilimizdir. Bu böyle devam ederse biz de karar verilmesini ve tanıkların dinlenmesinden vazgeçeriz. Tutukluluk haline son verilmesini veya adli kontrol tedbirlerinin uygulanarak tahliye edilmesini talep ediyoruz.
Avukatların savunmasının ardından Şerife Oruç Kürtçe savunma yaptı. Dosyaya son anda giren yeni tanık Devran Çakır’ı tanımadığını söyleyen Oruç, “Ben bir gazeteciyim ve birçok yerde tanınmam doğaldır. Yaptığım haberler gazeteciliğime delildir. Bugün tutuklu olmamın tek nedeni gazeteci olmam. Her şeyden de önemlisi gerçeğin izinden giden bir gazeteci olmamdır. Bugün size birini gösterip, ‘Bu bir kişiyi öldürdü desem’ siz o kişiyi suçlu mu ilan edeceksiniz? Benim durumum da buna benziyor. Ve bu nedenle tahliyemi talep ediyorum” ifadelerini kullandı.
Savunmaların ardından mahkeme heyeti tanıkların zorla getirilmesine karar verdi ve duruşmayı 9 Temmuz’a erteledi.
Duruşmayı izleyen Türkiye Yazarlar Sendikası Diyarbakır Temsilcisi Vecdi Erbay, “Hakkında somut delil yok iken bir gazeteci 23 aydır tutuklu bulunuyor. Şerife’nin belirttiği gibi anlaşılan o ki gazetecilik yargılanıyor” dedi.
19 AY GEÇTİ, 1 DELİL BULUNAMADI: GAZETECİ ŞERİFE ORUÇ YİNE TAHLİYE EDİLMEDİ
Kaynak: Mezopotamya Ajansı