Devrimci 78’liler Federasyonu, emek ve demokrasi güçlerini HDP’nin etrafında bir “Demokrasi İttifakı” kurmaya, 24 Haziran’da ise HDP ve Demirtaş’ı desteklemeye davet etti
Devrimci 78’liler Federasyonu, emek ve demokrasi güçlerini HDP’nin etrafında bir “Demokrasi İttifakı” kurmaya, 24 Haziran’da ise HDP ve Demirtaş’ı desteklemeye davet etti
Devrimci 78’liler Federasyonu, 24 Haziran seçimlerine ilişkin tavrını yazılı bir açıklama ile duyurdu.
Gitgide kötüye giden ekonomi, artan insan hakkı ihlalleri, büyüyen hoşnutsuzluk, savaş ve uluslararası arenadaki itibar yitiminin iktidarı yitirme korkusuyla Saray’ı erken seçim kararı almaya zorladığını belirten federasyon, AKP’nin 12 Eylül ruhunu ve yapılarını her anlamda koruduğunun altını çizdi.
Cumhur ve Millet ittifaklarının HDP’yi Meclis dışına itmeye çalıştığını, HDP’nin barajı aşamaması halinde ise 100 milletvekilinin doğrudan AKP hanesine yazılacağını söyleyen federasyon, “Emek ve Demokrasi güçleri HDP etrafında birleşerek ‘Demokrasi İttifakı’ kurmalıdır. Her türlü zorbalığa, yolsuzluğa, insan hakkı ihlallerine, OHAL’e, KHK’ye, özelleştirmelere, yalan ve talan yasalarına karşı birleşip demokrasiyi savunmak olmazsa olmazımız olmalıdır” dedi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
Basına ve Kamuoyuna
Bilindiği gibi ani bir kararla 24 Haziran tarihinde Cumhurbaşkanı ve Milletvekili seçimi konusunda baskın bir erken seçim kararı alınmıştır. Bu kararın alınmasında gitgide kötüye giden ekonomi, giderek artan insan hakkı ihlalleri, gün geçtikçe büyüyen hoşnutsuzluk, savaş ve Uluslararası arenada itibar kaybı etkili olmuştur. Bu durum, koltuğunu kaybetme endişesi taşıyan Sarayı, şartlar dahada ağırlaşmadan erken seçim kararı almaya zorlamıştır.
Kendisi de bir darbe ürünü olan AKP iktidarı kendisini var eden sistemin tüm olanaklarından faydalanarak,darbe şartlarına sığınarak ve yeni darbeler tahkim ederek koltuğunu sağlama alma, halkın üzerinde bir korku iklimi yaratma, Resmi ve sivil militarist güçlerle, yargısıyla, polisiyle, askeriyle, medyasıyla halklarımızı korkutma ve kandırma ve teslim alma peşindedir.
12 Eylül Faşist darbecilerinin getirdiği %10 barajı, Siyasi partiler yasası, YÖK,HSYK, RTÜK ve 12 Eylül Anayasasının uygulamaları, OHAL, KHK’ler gibi yeni uygulamalar, 12 Eylül rejiminin sürdüğünü hatta yeniden tahkim edilerek sürdürüldüğünü göstermektedir. Başta AKP iktidarı olmak üzere bütün iktidarlar 12 Eylül darbesinin sonuçlarını ortadan kaldırmak yerine darbe sonuçlarından yararlanmayı ve yeniden tahkim etmeyi seçmişlerdir. %10 Barajı 12 Eylül’ün ruhudur. AKP iktidarı bu ruhu taşımaktadır.
OHAL şartlarında demokratik bir seçim yapılması mümkün değildir. OHAL derhal kaldırılmalı, seçim için demokratik bir ortam sağlanmalıdır. Bir KHK ile ya da bir torba yasa ile şartlar daha da ağırlaşabilir. Gözaltı ve tutuklamalar daha da artabilir. Tüm bunlar kaybetme korkusunun sonuçlarıdır.
“Cumhur” ve” Millet” ittifakları ile %1-2 oy alan siyasi partiler mecliste temsil edilecekken Ülkenin her yerinden oy alarak %12-13 bandında dolaşan HDP Meclis dışına itilmeye çalışılmaktadır.
24 Haziran baskın seçimlerinde %10 barajı sadece HDP içindir. Üstelik HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş Seçim çalışmalarını, tutuklu bulunduğu hücresinden yapmaya çalışmaktadır. Bu asla eşit ve adil değildir. Selahattin Demirtaş derhal serbest bırakılmalıdır.
HDP’yi baraj altına itme çabalarının AKP’nin ekmeğine yağ sürmek olduğunu , HDP barajı aşamazsa en az 100 e yakın Milletvekilinin AKP hanesine yazılacağını hepimiz biliyoruz.Tarafı Demokrasi olan, Tarafı İnsanlık olan herkes AKP’nin 100 e yakın Milletvekili daha çıkarmasına izin vermemelidir.
Emek ve Demokrasi güçleri HDP etrafında birleşerek “Demokrasi ittifakı” kurmalıdır. Her türlü zorbalığa , Her türlü yolsuzluğa , Hertürlü insan hakkı ihlallerine, OHAL’e, KHK’ye, özelleştirmelere, yalan ve talan yasalarına karşı birleşip Demokrasiyi savunmak olmazsa olmazımız olmalıdır.
16 yıldır AKP iktidar da olmasına rağmen, açıklanan seçim manifestosu ile milletin aklıyla dalga geçer gibi hak ve özgürlüklerden, bağımsızlıktan, huzur ve refahdan, adaletten, eğitimden söz ederek seçim vaadi olarak sunulması iki yüzlülüğün ta kendisidir.
Kendinden olmayanı vatan hainliği ile suçlamak, kahpelikle suçlamak, terör destekçiliği ile Fetöcülükle suçlamak nasıl bir dildir? Nasıl bir üsluptur? Küfürü ve seviyesizliği meziyet sayan politikacı kimliği yerine; birleştirici, estetik yönü ağır basan, saygınlığını koruyan, kamu görevlisi kimliğine uygun bir dil ve üslup kullanan politik kimlikler tercihimiz olmalıdır.
Seçim sürecinde eşit bir yarış olması için devlet olanaklarının kullanılmasına karşı çıkılmalı, devletin imkanlarının ulüfe gibi dağıtılması önlenmelidir.Seçim sandıklarının güvenliği sağlanmalı son anda YSK’nın seçim sonuçlarını etkileyecek kararlar alması engellenmelidir. Oy hırsızlığına, yetki gaspına, elektrik kesilmesine, Bakanların YSK’yı basmasına, Resmi ve sivil otoritenin sayımları ve sandıkları etkilemesine karşı çıkılmalıdır.
Birinci turda bütün siyasi partiler kendi adayları için yoğun bir çalışma yürütmeli, ikinci turda tek adama, saraya, saltanata #Tamam, yeter artık denmelidir. Umarız Sarayı saltanatı terk etmemek için daha önce 7 Haziran sonrasında yaşadığımız gayri meşru yollara tekrar başvurulmaz.
Sevgili kadınlarımız, gençlerimiz, işçilerimiz; Siyasi rekabeti düşmanlaştırıcı bir yaklaşıma dönüştüren AKP’ye ve tek adamına oy verme.
Seni düşman etmeye çalıştığı kişi komşun. Akraban, Köylün, hemşehrin, aynı topraklarda yaşadığın vatandaşın, aynı sofrayı, aynı ibadet yerini paylaştıgın insanlar.
Seni askerlik arkadaşına, aynı okulda okuduğun sınıf arkadaşına, aynı fabrikada çalıştığın iş arkadaşına düşman etmeye çalışmaktadırlar. Selam verdiğin, Merhaba Günaydın dediğin insanlara düşman etmek istiyorlar. Bu oyuna gelme. Düşmanlığı savunanlara karşı kardeşliği savun.
Bu ülkeye Demokrasi Anamızın ak sütü kadar helaldir. Darbeye, Diktatörlüğe karşı Demokrasiyi savunmaktan asla vazgeçme.
İlgili haberler:
Sendika.Org