Binali Yıldırım başbakanlığa getirildiğinde Çakıcı, Erdoğan’a tehdit kokan ifadelerle dolu bir mektup yazarak “Tepeden bir baskıyla çocukları hırsız olan bir adama hükümeti nasıl teslim edebildin?” demişti
Bahçeli’nin “kahraman” ilan ederek affedilmesini istediği Alaattin Çakıcı, Binali Yıldırım başbakanlığa getirildiğinde Erdoğan’a tehdit kokan ifadelerle dolu bir mektup yazarak “Tepeden bir baskıyla çocukları hırsız olan bir adama hükümeti nasıl teslim edebildin?” demişti
Seçimlere Tayyip Erdoğan’la ittifak içinde giden Devlet Bahçeli Twitter üzerinden yine ilginç bir çıkış yaparak, onlarca cinayetin azmettiriciliğinden yatan faşist mafya babaları Alaattin Çakıcı ve Kürşat Yılmaz’ı “kahramanlarımız” diye andı ve devam eden Tweet’lerinde de bu mafya babalarını da kapsayacak bir af önerisinde bulundu.
Peki, ülkü ve ülke sevdalısı olan, davalarının gözü kara yiğitleri olarak bilinen mesela Alaattin Çakıcı, mesela Kürşat Yılmaz, 100 bin ülkücünün imzasıyla aday gösterilseydi, bu kahramanlarımız için de cezaevinden çıkarılmaları için bir kampanya yapılacak mıydı?
— Devlet Bahçeli (@dbdevletbahceli) May 12, 2018
Çocuk istismarcıları, tecavüzcüler, kadın katilleri, PKK’lılar, FETÖ’cüler hariç olmak üzere, demir parmaklıkların gerisinde özgürlük düşü kuran,zindanda gün sayan, dama düşüp sevdiklerinin ve sevenlerinin hasretini çeken kader kurbanlarını afla taltif etmek niye akıllara gelmez?
— Devlet Bahçeli (@dbdevletbahceli) May 12, 2018
Başbakan Binali Yıldırım ise Bahçeli’nin af telifini muğlak bir ifadeyle yanıtladı. Af var ya da yok gibi bir ifade kullanmayan Yıldırım, “Sayın Bahçeli zannediyorum, bölücü terör örgütlerine, onu destekleyenlere karşı, bugünlerde terör muhipleri bir çalışma içerisine girdiler, ona bir tepki olarak öyle bir konuyu gündeme getirmiş olabilir diye düşünüyorum. Ama hükümet olarak bizim gündemimizde teröristlere asla ve asla af söz konusu değildir” dedi.
Çakıcı 2016’da Erdoğan’a bir mektup yazmış, Binali Yıldırım’ın başbakanlığa getirilmesine atfen “Ülkemiz ve coğrafyamız bir ateş sürecinden geçerken, tepeden bir baskıyla çocukları hırsız olan bir adama hükümeti nasıl teslim edebildin?” demiş, hakkında ağır ifadeler kullandığı Yıldırım’ı şikayet etmiş, mektubunu da Erdoğan’ı hedef alan şu tehditvari cümlelerle bitirmişti:
“Ama dersen ki sen ve Aziz Türk Milleti, merak etmeyin o benim sadece bürokratım, işin başında ben varım. Ben bu millete söz verdim. Ülkemde kimse by-pass yapamaz.
Aziz Türk Milleti, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek dil diye namus sözü verdim.
Zannediyorum bu sözünüz, “inşallah” ömrünüzün sonuna kadardır vazgeçmezseniz.”
Daha iki yıl önceki bu mektup hafızalarda tazeliğini korurken, Bahçeli’nin Çakıcı’yı kahraman ilan ederek onu da kapsayacak bir af tartışması açması, Binali Yıldırım’ın bu tartışmayı çok yumuşak bir dille karşılaması düşündürücü.
Çakıcı’nın mektubunun tam metni:
Sayın Cumhurbaşkanım,
Sizin AKP milletvekillerinin, MYK üyeleri il ve ilçe teşkilatlarınca bu sözlerimin dikkate alınmasının AKP’li seçmenin ve AKP’li olmayan seçmenin, Aziz Türk milletinin hakkıdır.
Bugüne kadar sözlerime yanlış anlaşılır diye hiç dile getirmediğim Binali Yıldırım hakkında bazı sözleri dile getiriyorum. Sayın Binali Yıldırım’a bu millet sadece milletvekilliğini teslim etti. Fakat AKP’yi 258’den 316’ya çıkaran sayın Davutoğlu’na 5 yıl görev vererek teyit eden, ülkemiz ve coğrafyamız bir ateş sürecinden geçerken, tepeden bir baskıyla çocukları hırsız olan bir adama hükümeti nasıl teslim edebildin? AKP’de ondan kat kat onurlu milletvekilleri varken, onlardan birini geçirmeniz gerekmez miydi?
Beni sürekli ziyaret eden MHP İstanbul Milletvekili “Durmuş Ali Torlak” bana bir mesaj iletiyor oğluma yapmış olduğu bir yanlışlık ile ilgili, Erzincan kaynaklı.
Kendisine şöyle diyorum. Kendine çocuklarına dikkat etsin. Durmuş Ali Torlak kendisine mecliste benim sözlerimi aktarıyor ve ürküyor. Celal Adan’a yalvarıyor, lütfen Alaattin ile aramı bulun. Durmuş Ali Torlak şerefli bir ailenin evladı olduğu için bunu TV’ye çıkar anlatır. 40 yıllık dostum Celal Adan’a söylenmişse doğrudur. Çünkü ülkücüdür. Bir ülkücü için en önemli kavramlar vatan, bayrak, millet ve namustur. Politikada bile olsa namus kavramı işin içine girince doğru söylemek elzemdir. Bazen politikacılar koltuk için dingili bozuk kağnı arabası gibi ses çıkarabilirler. Konunun içeriğini Binali Yıldırım’dan ve Erzincan’dan araştırarak doğruyu öğrenebilirsiniz.
Adı kabadayıya çıkmış Alaattin Çakıcı’dan korkan, iki mebustan yardım dilenen biri ateş çemberinden geçen ülkemize ne gibi bir hizmet edebilir. Ama dersen ki sen ve Aziz Türk Milleti, merak etmeyin o benim sadece bürokratım, işin başında ben varım. Ben bu millete söz verdim. Ülkemde kimse by-pass yapamaz.
Aziz Türk Milleti, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek dil diye namus sözü verdim.
Zannediyorum bu sözünüz, “inşallah” ömrünüzün sonuna kadardır vazgeçmezseniz.
Size ve Aziz Türk Milletine, saygılarımla arz ederim.
Alaattin Çakıcı
23 Mayıs 2016
Sendika.Org