1966’dan günümüzde Türk Tabipleri Birliği başkanlığı yapan hekimler, HDK Eş Sözcüsü Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun tutukluluğuna tepki göstererek özgürlük çağrısı yaptı
1966’dan günümüzde Türk Tabipleri Birliği başkanlığı yapan hekimler, HDK Eş Sözcüsü Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun tutukluluğuna tepki göstererek özgürlük çağrısı yaptı
1966’dan günümüze Türk Tabipler Birliği başkanlığı yapan hekimler, tutuklu Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu için özgürlük çağrısı yaptı.
Hekimler adına açıklamayı Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel yaptı. Tükel konuşmasında, “Türk Tabipleri Birliği bir okuldur. TTB’nin 1960’ların ikinci yarısı/1970’li yıllarla birlikte şekillenen çizgisinde toplumcu bakışın ve halk sağlıkçıların özel bir katkısı vardır” diyerek 1989 yılından bugüne TTB’de yer alan Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun 54 gündür tutuklu olduğunu belirtti.
Tükel konuşmasında Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun çalışmalarını şöyle anlattı:
Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun TTB içerisinde toplum sağlığını ilgilendiren başlıklarda Türkiye Sağlık İstatistikleri Yıllığı hazırlamaktan yaşanan halk sağlığı sorunlarına özel raporlar yazılmasına, sağlık çalışanlarının sağlığı çalışmalarından halen sürdürmekte olduğu, 40. yılına giren Toplum ve Hekim Dergisi’nin editörlüğüne, her yıl sağlık bütçesi değerlendirmesinden dönemsel sağlık politika notları hazırlamaya, halk sağlığı asistanlarına yönelik gezici halk sağlığı okullarında eğiticilik yapmaya kadar geniş bir yelpazede katkı sunmuştur.
Tükel sözlerinin devamında “Biz de diyoruz ki ‘Bu ülkenin değerlerini tüketmeyin.’ Halkın sağlığının Onur’u en kısa sürede serbest bırakılsın” diyerek imzacı hekimleri şöyle sıraladı:
Tükel’in ardından söz alan hekimlerin konuşmalarından öne çıkanlar şöyle:
Dr. Erdal Atabek:
Bu halk sağlığına yönelik bir tehdidin ifadesidir. Bugün meslektaşımız Onur Hamzaoğlu’nun tutuklanması halk sağlığını savunanların tutuklanmasıdır. Eğer halk sağlığını savunmayacaksak biz neden hekim olduk? Biz sadece halkın sağlığı için bu mesleğe girdik. Bu tutuklama bir kişinin değil büyük bir anlayışın ve hizmetin tutuklanması olarak değerlendirilmelidir.
Prof. Dr. Gençay Gürsoy:
Onur Hamzaoğlu’nu herkes tanıyor ama birkaç özelliğinden bahsetmek isterim. Şimdi belleklerden silinmiştir ama Dilovası’ndaki çevre sağlığı sorunları ile ilgili çok önemli bir araştırmaya imza atan ve Atabek’in söylediği gibi bundan dolayı cezalandırılmak istenen bir meslektaşımızdır. Yerel belediye bu nedenle Hamzaoğlu hakkında dava açmıştır. Ancak Hamzaoğlu açtığı karşı davayı kazanmıştır. Daha sonra benim de içinde bulunduğum Barış Akademisyenleri davasında sanık olarak yargılanmıştır… Bu ülkenin geleceğini karartan iklimin böyle sürmeyeceğini umut ediyorum. Okuttuğumuz bir bilimsel gerçeklik sebebiyle tutuklanmasını kınıyorum. Savaş bir halk sağlığı sorunudur ve bunun özü Hipokrat yemininden kaynaklanmış bir sağlık sloganıdır. Dolayısıyla Onur’un işlediği suçu hepimiz işlemeye devam ediyoruz.
Dr. Eriş Bilaloğlu:
Açıklama metninin imzalar kısmına bakınca tarihsel seyir içerisinde iki boşluk var Prof. Dr. Nusret Fişek ve Dr. Füsun Sayek. İnanıyorum ki hayatta olsalardı bu kronolojik seyirde hep birlikte olurduk. Çünkü bu durum bir kişi ile ilgili açıklama gibi gözüküyor. Bu durum bende duygusal bir çatışma yaratıyor. Bugün Türkiye’de çok sayıda haksız, hukuksuz yere hepimizin en yüksek sesle haykırması gereken gerçekleri dile getiren çok sayıda insan gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor.
Prof. Dr. Özdemir Aktan:
Onur Hamzaoğlu’nun bütün gün konuşsak özelliklerini bitiremeyiz. İstanbul Tabip Odası Dostoyevski’nin bir hikayesinden Haldun Taner ve Selçuk Erez’in oluşturduğu bir tiyatro oyununu KHK ile ihraç edilen akademisyenlere dikkat çekmek üzere sahneye koydu. Bu bir okuma tiyatrosuydu. Bunu İstanbul’da ve birçok yerde sahneledik. Bu oyunda Onur Hamzaoğlu timsahın yuttuğu İvan’dı. Bu sefer timsah İvan’ı gerçekten yuttu. Ve bu ülkede timsahın yuttuğu İvan’lar hiç de az değil. Başka Onur Hamzaoğlu olmak üzere timsahın yuttuğu bütün İvan’lara özgürlük istiyoruz.
Sendika.Org