10 Ekim Katliamı sonrası açığa alınan İstihbarat Şube Müdürü Cihangir Ulusoy’un, katliamın sorumluluğunun Ankara eski Valisi Mehmet Kılıçlar’a ait olduğunu söylediği ortaya çıktı
10 Ekim Katliamı’yla ilgili soruşturma tutanaklarında katliam sonrası açığa alınan İstihbarat Şube Müdürü Cihangir Ulusoy’un, katliamın sorumluluğunun Ankara eski Valisi Mehmet Kılıçlar’a ait olduğunu söylediği ortaya çıktı
Geçtiğimiz hafta FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan ve üç gün sonra serbest bırakılan, Ankara İl Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Cihangir Ulusoy’un katliama ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında verdiği ifadeler ortaya çıktı. Ulusoy, bombalı saldırıya ilişkin herhangi bir istihbarat gelmediğini fakat yine de Diyarbakır ve Suruç katliamları nedeniyle böyle bir saldırı olabileceği değerlendirmesinde bulunulduğunu ileri sürdü.
Ulusoy, Ankara’nın başkent olması ve daha önce de bombalı saldırılar olması dolayısıyla bu değerlendirmeler çerçevesinde miting öncesinde alınan güvenlik önlemlerinin bu riski göz önünde bulundurarak alındığını iddia etti.
Miting alanındaki güvenlik tedbirlerinin nasıl ve kim tarafından alındığı sorulan Ulusoy, “Tedbirler Güvenlik Şube Müdürlüğü planlamıştır. Nasıl planlandığı ile ilgili bir bilgim yoktur, ancak mevzuat gereği almış olduğum bilgiler ilgililerle paylaşılmıştır” dedi. Ulusoy, ayrıca alan girişlerinde üst arama noktalarının kurulduğunu ve bu noktalardan da kendisinin sorumlu olmadığını belirtti.
Ulusoy, saldırıya ilişkin değerlendirmenin İl Emniyet Müdürü, MİT Bölge Başkanı, Jandarma Alay Komutanı ve İstihbarat Müdürü, Garnizon Komutanı ile birlikte İl Güvenlik ve Asayiş Koordinasyon Merkezi toplantısında yapıldığını kaydetti. Ulusoy kendisinin merkezin üyesi olmadığını ve toplantı tutanaklarında da imzasının olmadığını söyledi.
Ulusoy’un sorumluluğun Ankara eski Valisi Mehmet Kılıçlar ait olduğunu söylediği kısım ise şöyle:
Sayın valimizin doğrudan bilgi alabildiği İl MİT Bölge Başkanlığının ve İl Jandarma Komutanlığının da istihbarat imkan ve kabiliyetinden faydalanarak toplanan grubun faaliyeti ve muhtemel riskler konusunda bilgi alabilecektir. Ayrıca sayın valimizin merkezi düzeyde başkaca haber alma ve bilgi edinme yetenekleri de mevcuttur.
Belirtilen bu hususlar ışığında, nihai karar verme yetkisi 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11. Maddesinin a ve c fıkralarında belirtildiği üzere “Madde 11 – A) Vali, il sınırları içinde bulunan genel ve özel bütün kolluk kuvvet ve teşkilatının amiridir. Suç işlenmesini önleme, kamu düzen ve güvenini korumak için gereken tedbirleri alır. Bu maksatla devletin genel ve özel kolluk kuvvetlerini istihdam eder, bu teşkilat amir ve memurları vali tarafından verilen emirleri derhal yerine getirmekle yükümlüdür. C) İl sınırlıar içinde huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığının, tasarruffa müteallik emniyetin, kamu esenliğinin sağlanası ve önleyici kolluk yetkisi valinin ödev ve görevlerindendir. Bunları sağlamak için vali gereken karar ve tedbirleri” alır hükümleri ile sorumluluk sayın valimize aitti.
Ne olmuştu?
10 Ekim 2015’te Ankara Tren Garı’nda gerçekleşen katliamın ardından geçen iki yıl içinde açılan davada sekiz grup duruşma gerçekleşti. 10 Ekim Avukatlar Komisyonu, her davada ısrarla katliamdan sorumlu olan kamu görevlilerin tespit edilmesi ve yargılanması gerektiğini söylemesine rağmen dosyada tek bir kamu görevlisi bulunmuyor. Oysa, katliamı planlayan IŞİD üyelerinin teknik takiple yerlerinin ve görüşmelerinin tespit edilmiş olmasına ve savcılığın operasyon talimatına rağmen hiçbir şey yapılmadığı dava dosyasında yer alıyor.
Sendika.Org/ Ankara