10 Ekim Ankara Katliamı Davası’nın sekizinci grup duruşmasının ilk günü tamamlandı. Duruşmada, IŞİD’in TSK ve Emniyet’le olan ilişkileri tapelerle birlikte ortaya çıktı. Duruşma yarın devam edecek
10 Ekim Ankara Katliamı Davası’nın sekizinci grup duruşmasının ilk günü tamamlandı. Duruşmada, IŞİD’in TSK ve Emniyet’le olan ilişkileri, Gaziantep Savcılığı’nın TEM’e, tespit edilen IŞİD sanıklarına eş zamanlı operasyon yapılması talimatına rağmen TEM’in hiçbir şey yapmadığı ortaya çıktı. Duruşma yarın devam edecek
10 Ekim Ankara Katliamı Davası’nın sekizinci grup duruşması bugün (4 Nisan) Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Avukat beyanlarıyla başlayan davanın bugünkü duruşmasında IŞİD’in kilit adamı İlhami Balı’nın telefon kayıtları ortaya döküldü. TSK askerleriyle doğrudan telefon görüşmeleri yapan Balı’ya askerlerin “Şıhım” diye hitap ettiği ve Emniyet’le takas görüşmeleri yaptığı ortaya çıktı.
IŞİD’İN KİLİT ADAMI, ASKER VE POLİSİN KIYMETLİSİYMİŞ: “ŞIHIM, BİRBİRİMİZE ZARAR VERMEMELİYİZ”
Duruşmada, 10 Ekim Katliamı Davası Avukatlar Komisyonu her duruşmada olduğu gibi katliamda sorumluluğu olan kamu görevlilerin yargılanması gerektiğini belirtti. Duruşmada avukatların beyanlarından notlar şöyle:
Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin duruşma zaptı savcı ve heyete verildi. Zaptta, Talha Güneş ve Abdülmuttalip Demir’in bombaların hazırlandığı evlerde DNA izlerinin bulunduğu belirtiliyor. Aynı zamanda bu davada IŞİD sanıklarının da avukatı olan Orhan Şahin’in beyanı yer alıyor. Şahin, Gaziantep’teki duruşmada, evlerde tespit edilmiş olan DNA’ların Güneş ve Demir’e ait olmadığını belirterek, “Ankara’daki gar patlamasında bombayı getiren Hüseyin Tunç’tur” diyor ki Şahin, Tunç’un da müdafisi.
Avukatlar beyanlarında, 10 Ekim Ankara Katliamı sanıklarının cihatçıları hastanelerden kaçırdıkları, sınırdan geçirdiklerinin teknik takiple sabit olmasına rağmen hiçbir şey yapılmadığını belirtti. Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nin (TEM) Gaziantep Savcılığı’na bu tespitle ilgili yazı yazdığı, savcının ise yanıtta bu kişilere eş zamanlı operasyon yapılması talimatı verdiği görülüyor. Fakat TEM, hiçbir şekilde operasyon yapmıyor.
30 Haziran 2016’dan sonra bunca zaman savcılık talimatlarını göz ardı eden Emniyet, IŞİD’e yönelik gözaltı ve tutuklama furyasına başlıyor. Fakat, katliamla doğrudan ilişkili sanıkların birçoğu Ankara’ya gönderilmedi. İddianamenin sanığı olması ve duruşmada hazır bulunması gerekenler Gaziantep’te bırakılmış durumda. Beyanını sürdüren avukat “Birden fazla hücre var, fakat polis bir hücreyi almış durumda. Duruşmada bulunanlar bunlar, diğerlerini almamışlar” dedi.
Teknik takibin yapılmasına, sanıkların birçoğunun fotoğrafının olmasına rağmen savcının hazırlamış olduğu dosyada 30 ile 40 arası kişi X ve Y kişisi olarak tanımlandığını belirten avukat “Mevcut suçluların dışında katliam sanıkları aramızda geziyor” dedi.
Avukat beyanı sırasında salonda hazır bulunan 10 Ekim Ankara Katliamı’nda yakınını kaybeden bir kişi hakime seslenerek “Bu kadar insanın vebalini omuzlarınıza almayın. Avukatlarımızın söylediği gibi gerekenlerin yapılması lazım. Yazı bile istemiyorsunuz. Bunların yapılması gerek” dedi. Mahkeme başkanı ise duruşmaya ilişkin yazıların gereken yerlerden istendiğini ileri sürdü.
Ağustos 2012 ile Mart 2014 tarihleri arasında Emniyet ve savcılık, mahkemeden 13 kez teknik talebinde bulunuyor. 14’ncü kez talep edildiğinde ise mahkeme “Bir suç varsa işlem yapın” diyerek talebi reddediyor. Teknik takip talebine ret kararı gelince, dosya kenara kaldırılıyor.
Dosyaya 26 Mayıs 2014’te giren firari sanıklardan Ahmet Güneş için Sulh Ceza Hakimliği, 10 Kasım 2015’te yakalama kararı çıkarıyor fakat Güneş yakalanmıyor. Yakalama kararı çıkarılmasına rağmen yakalanmayan sanıklar, yalnızca Gaziantep’te değil, ayrıca Elazığ’da da örgütlenme faaliyeti yürütüyor.
Teknik takip ve yakalama kararı olmasına rağmen yakalanmayan sanıklardan Nusret Yılmaz’la ilgili Emniyet, Yılmaz’a soracağı soruları hazırlamış durumda ve dosyada bu sorulara “Nusret Yılmaz’a sorulamayan sorular” diye bir başlıkta bulunuyor. O sorular ise şöyle:
Benzer şekilde Ahmet Güneş ve Yunus Durmaz’la ilgili sorular da benzer şekilde hazır.
Beyanların ardından kamu görevlilerin 10 Ekim Ankara Katliamı’nda açıkça sorumlu olduklarını belirten avukatlar, kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.
Duruşmanın devamında ise sanıkların telefon görüşmelerine, aralarındaki ilişkilere ve HTS kayıtlarına ilişkin beyanlarda bulundu. Telefon görüşmelerine ilişkin beyan sırasında sanıklar sözlü sataşmada bulunarak sunumu bölmeye çalıştı. Sanık Suphi Alpfidan mahkeme salonundan çıkarıldı.
Ayrıca, geçtiğimiz duruşmada Suphi Alpfidan, Gaziantep’de düğün sırasında yapılan katliam öncesinde Gaziantep Emniyet Müdürlüğü ile görüşmediğini ileri sürmüştü. Beyan sırasında, Alpfidan’ın 15 Ağustos 2015’te yani katliamdan önce görüşme yaptığı telefon kayıtlarından ortaya çıktı.
Son olarak avukatlar kovuşturmanın genişletilmesini talep etti.
Avukat beyanlarının ardından duruşmaya yarın saat 10.00’da devam edilmek üzere son verildi.
Sendika.Org/ Ankara