Riva’daki Maliye hazinesine kayılı kamu arazileri tekrar ihaleye çıkarıldı
Riva’daki Maliye hazinesine kayılı kamu arazileri tekrar ihaleye çıkarıldı
Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı İstanbul Beykoz’a bağlı Çayağzı (Riva) Mahallesi’nde, Maliye hazinesine kayıtlı 212 no’lu parselde yer alan 17 bin 687 metrekare yüzölçümlü ve 213 no’lu parselde yer alan 16 bin 625 metrekare yüzölçümlü taşınmazlar ile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alan ve bu alan üzerindeki binaları 45 yıllığına ihaleye çıkardı. 22 şubat tarihinde yayınlanan ihalenin son müracaat günü 23 Mart tarihi olarak bildirilmiştir.
İhaleye konu arazi üzerine 186 odalı bir otel bulunuyor. Söz konusu oteli 2009 yılından bu yana bir holdinge bağlı şirket işletiyor. Daha önce de söz konusu otel Milli Takım’ın oteli olarak hizmet verdi.
Sendika.Org’a konu ile ilgili değerlendirmede bulunan İBB eski Belediye Meclis Üyesi ve İnşaat Mühendisi İbrahim Doğan söz konusu arazinin 2017 yılının ortalarında yine ihaleye çıkarıldığını ancak sonuçlanmadığını aktardı. Riva’da bulunan bu kamu arazisinin önemli özelliğinin; üçüncü boğaz köprüsü yoluna ve Sabiha Gökçen Havalimanı’na yakın olmasının yanı sıra deniz kenarı ve orman alanına komşu olması olduğunu söyleyen Doğan şu değerlendirmelerde bulundu:
Dolayısı ile rant çevrelerinin ve yandaş çıkar çevrelerinin iştahını epeyce kabartmaktadır. Sözüm 45 yıllığına işletmek amacı ile ihale ediliyor. Bir ömür boyunca bu kamu arazisinin rantı özelleştirme yolu ile hiç ediliyor. Siyasi iktidar ekonomiyi bahane ederek kamu alanlarını, yaşam alanlarını kuşatarak yok ediyor. Bütün politikaları saltanatlarını sürdürmek için, müteahhit bakış açışı ile yapı sektörünü şişirip doğal alanları betonlaştırmak.
Kamusal alanlara sahip çıkalım
Siyasi iktidar özelleştirme felsefesini şöyle açıklıyor; “özelleştirmenin ana felsefesi, devletin, asli görevleri olan adalet ve güvenliğin sağlanması yolundaki harcamalar ile özel sektör tarafından yüklenilmeyecek altyapı yatırımlarına yönelmesi, ekonominin ise Pazar mekanizmaları tarafından yönlendirilmesidir.” Evet mantık bu. Kamu alanları ve kamunun kazanımları özelleştirilecek, yandaşlara rant sağlanacak, satışlardan elde edilen paralarla sözüm ona olmayan adalet ve güvenlik sağlanacak. Kocaman bir aldatmaca ve yalan üzerine oluşturulan sistemde adaletten ve hukuktan söz etmek için aklımızı yitirmiş olmalıyız. Bizim aklımız başımızda ve meselelerin farkındayız. Ancak siyası iktidar izlediği politikalarla ülkemizde ve özelde de kentimizde telafisi mümkün olmayan tahribatlar ve zararlara yol açmaktadır. Yapılan uygulamalarda yasalar, hukuk ve adalet ilkesi yok sayılmaktadır. Hiçbir denetim mekanizması işlevini yerine getiremiyor. Zira bunun koşulları iktidar tarafından yok edilmiştir.
Netice itibarı ile; bu ihale ile bir kamu alanı daha yandaşlara bir şekli ile peşkeş çekilecek ve zamanla bölgede bulunan orman alanı ve doğal çevre yapılaşmaya açılacak. Kamusal alanlara sahip çıkalım. Çünkü bu alanlar halkın malıdır. Ve halkın kullanımında olmalıdır.
Sendika.Org